"yarığın" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصدع
        
    • الشق
        
    • الفجوة
        
    • لنتقدم
        
    • الأخدود
        
    Yarığın insanları aldığından emin olmak için daha fazla veri gerek demiştin. Open Subtitles قلتِ أننا بحاجة للمزيد من البيانات لنتيقن من أن الصدع يأخذ الناس
    Sada daha küçük olan panele bakabilirsiniz, Yarığın ne kadar uzun ve ince olduğunu göreceksiniz. TED يمكنك النظر إلى اللوحة الأصغر على اليمين لرؤية المقياس الحقيقي لحجم وضيق الصدع
    Havzanın suyu Yarığın içine aktıkça, bir kısmı eksi 15 derecede yeniden donuyor. TED بينما يتدفق الماء إلى داخل الصدع بعض منه يتجمد مجدداً في درجة الحرارة 15 درجة مئوية تحت الصفر
    Yarığı açmak tüm dünyaya zarar verebilir. Hepimiz Yarığın içine çekilebiliriz. Open Subtitles لو فتحت الشق الآن فسيعاني العالم بأكمله ، ويمكن له أن يمتصنا جميعاً
    Babam sana iki kuruş vermişti ve sen de paralarını, hep tezgahın arkasında döşeme tahtasındaki büyük Yarığın içinde saklardın. Open Subtitles وقد أعطاكِ والدي بنسين وكنتِ تخبئينها دائماً خلف طاولة البيع في الشق الكبير داخل ألواح الأرضية
    Yarığın neden olduğu stres eminim ki birçok ruh eşinin takışmasına neden olmuştur. Open Subtitles أنا واثقة أن ضغوط الفجوة تسببت .في مشاجرات بين الكثير من توأم الأرواح
    Yarığın yukarısına doğru gelin falan dedi. Open Subtitles لنتقدم من الأعلى, من خلال الأخدود.
    Yarığın yukarısına doğru gelmeniz gerek. Open Subtitles عليك أن تأتي من الأعلى، من خلال الأخدود.
    Uçurumdan aşağıya, Yarığın öbür tarafına doğru uçmuş olmalıydı ve ipin öbür ucunda karşı ağırlık yapmalıydı. Open Subtitles لأنه سيدفع من على الجرف الى أسفل الصدع و يصبح مددا هناك كالمثقال
    Yarığın üzerindeyken onların bir parçası oldu, köprüyü kurup, çıkmalarını sağlayabilir. Open Subtitles العيش بجوار الصدع قد جعلها جزءاً منه ويمكنها فتحه ليتمكنوا من العبور
    Yarığın nasıl çalıştığını biliyor olmalı. Belki orada bir ipucu buluruz. Open Subtitles لابد أنه يعرف طريقة عمل الصدع ولربما نجد إجابات هناك
    Biz her zaman Yarığın tek şekilde çalıştığına inandık. Open Subtitles إذن ، لطالما حسبنا أنه يمكن للأشياء أن تأتي عبر الصدع باتجاه واحد
    Magmanın çıkış noktasına alttan gelen baskı bu büyük Yarığın açılmasına sebep oluyor ki bu Yarığın boyu adanın genişliği kadar. Open Subtitles حيث يوسّع ضغط الصهارة الداخليّ فتحة هذا الصدع الضخم الذي يمتد على طول الجزيرة.
    Efendim, Yarığın açık olması bombayı içine bırakabileceğiniz anlamına gelmiyor. Open Subtitles سيّدي، لا يعني توسّع الصدع أنك ستتمكن من تمرير القنبلة عبره
    Geri dönmezsem, hızlandırıcıyı Yarığın içine atman gerekiyor. Open Subtitles ما لم أعُد، أحتاجك أن تدفعي بالمسارع إلى داخل الصدع.
    Yarığın nasıl işlediğini tam olarak bilmiyoruz. Open Subtitles ليس لدينا أي فهم حقيقي حول الكيفية التي يعمل بها الصدع
    İyiliksever bir hareket. Geçmişteki hatalarımı anladım. Ne tesadüf ki, tam da Yarığın üstünde. Open Subtitles . لأكفّر عن ذنوبي، فقد عرفت مدى خطأي - ولم تجدي مكاناً آخر، إلاّ فوق الشق ؟
    İyiliksever bir hareket. Geçmişteki hatalarımı anladım. Ne tesadüf ki, tam da Yarığın üstünde. Open Subtitles . لأكفّر عن ذنوبي، فقد عرفت مدى خطأي - ولم تجدي مكاناً آخر، إلاّ فوق الشق ؟
    Kalan bombalarımızı o Yarığın içinde patlatabilirsek kuyrukluyıldızdan geriye kalan parçalar bir bavuldan büyük olamaz. Open Subtitles لو أسقطنا القنابل المتبقية فى هذه الفجوة فلن يصبح اى جزء من المذنب فى حجم الحقيبة
    İçeri bir tür hayvan girdi. Bu Yarığın içine kendimi zar zor attım. Open Subtitles ‫دخل حيوان ما إلى هنا ‫بالكاد تمكنت من النجاة في هذه الفجوة
    Yarığın yukarısına doğru gelin falan dedi. Open Subtitles لنتقدم من الأعلى, من خلال الأخدود.
    Yarığın yukarısına doğru gelmeniz gerek. Open Subtitles عليك أن تأتي من الأعلى، من خلال الأخدود.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more