| Ve, cinayetten sonra, tam bitişten önce yarışa yeniden girdi. | Open Subtitles | ثم بعد ارتكابه الجريمة عاد ودخل السباق قبل النهاية مباشرة |
| Ama bu yarışa girdiğimde, beni destekleyenlere bir söz vermiştim. | Open Subtitles | لكنني قطعتُ وعدًا عندما دخلت هذا السباق لمؤيديَ و أنصاري |
| Seni yarışa koyanla aynı kişi kız kardeşinin yaşadığı, akıl hastanesinin sahibi. | Open Subtitles | نفس الناس التي وضعت لكم على السباق تملك اللجوء حيث تعيش أختك. |
| Ama cesedi Harlow'un güneyinde bulursak, yarışa gitmediğimizi anlarlar. | Open Subtitles | لكن إذا وجدنا الجثة في جنوب طريق هارلو سيعرفون أننا لم نذهب للسباق |
| Bu yarışa katılmamız bize reklam olur. | Open Subtitles | باشتراكنا في هذا السباق هذا يعنى الكثير من الشهرة |
| Takım elbise, şapka ve dürbün. yarışa gittiğinde hepsi birbirini tamamlamalı. | Open Subtitles | البدلة والقبعة والنظارة عندما تذهب الى مضمار السباق |
| Sana göstereceğim! yarışa kendim gireceğim. Kendi arabamla gireceğim ve seni yeneceğim! | Open Subtitles | سأريك سأدخل السباق بسيارتى الخاصة و سوف اهزمك |
| Bu 5000 kilometrelik zor yarışa başlamak üzereler. | Open Subtitles | علي وشك أن يبدأوا رحلة ال 5000 كيلومتر في هذا السباق الشاق. |
| Her şeyimi yarışa verdim, bana çok bilmişlik yapmanıza lüzum yok. | Open Subtitles | انا في هذا السباق الي النهاية, ولست في حاجة لمن يتفضل علي |
| Geleneği biliyorsun evlat. Sekizinci yarışa kadar olmaz. | Open Subtitles | تعرف التقليد يا بني، ليس قبل السباق الثامن |
| Onu geri alabilirsen ancak o zaman yarışa katılabilirsin. | Open Subtitles | بعدما ترجعان معاً متماسكان سيكون بإمكانكم خوض السباق |
| Birileri beni denemeli. Seni bir yarışa götüreceğim. | Open Subtitles | انا صبوراً , شخصاً ما يجدر به ان يفحصني و بعد سأخذكِ الى السباق |
| Eğer parmağın havaya kalkarsa tehlikede demeksindir. yarışa katılmanda mahzur yok artık. | Open Subtitles | اذا اصابعك توجهن الى الأعلى , فيعني انك في مشكلة أنك بخير , لديك تصريحاً بدخول السباق. |
| İki saatlik yolum var, yarışa geç kalıyorum. | Open Subtitles | إنّها مسافةٌ طويلة، يجب أن أذهب إلى السباق.. |
| yarışa katılmama izin verin, efendim. | Open Subtitles | أرجوك سيدي، افعل شيئا أريد أن أنضم للسباق |
| Şahsi müsabakalarda son yarışa geldik. | Open Subtitles | هنا نأتى للسباق الأخير فى المنافسات الفردية |
| Evet ama zor. Mesela atların başkaları için yarışa girdiğini görmek. | Open Subtitles | أن يشاهد الخيول التي وُلدت في هذه المزرعة تركض في السباقات من أجل شخص آخر |
| Takımın seçmeler için uluslararası bir yarışa katılmalı. | Open Subtitles | كما تم إخبارك, فإن فريقك يجب أن يكون شارك في منافسة دولية من قبل حتى يتأهل للألعاب الألومبية |
| Bulutlar yarışa girişecek yeryüzü köpürüyor, işte işaret. | Open Subtitles | السحب ستبدأ بالسباق. وعندما تبدأ الأرض بالاهتياج هذه هي العلامة. |
| Ama yarıştığın tek adam kendin olduğun sürece bu yarışa, neyle ivme kazandırabilirsin? | Open Subtitles | لكن يالها من حماقه ان تسوق لسباق تسلح عندما يكون المغفل الوحيد الذى تضطر للتسابق معه هو انت نفسك ؟ |
| Aşk kalbini yarışa soksun. | Open Subtitles | الحب يجعل العرق القلب الخاص بك. |
| Her şey yolunda gider ve dün gördüğüm cesareti sergilerse, yarışa katılır. | Open Subtitles | إذا صار كل شيئ على مايرام و جمع رباطة جأشه أرى أنه يستطيع أن يتسابق اليوم |
| Fakat neden bu demir adam Böyle bir yarışa katılmayı kabul etsin ki? | Open Subtitles | لكن لماذا يوافق الرجل الصلب أن يشترك بسباق جري لعين؟ |
| yarışa 300 kağıt vereceğiz. Bize 20 kalıyor. Pardon bozuk paranız var mı? | Open Subtitles | لدينا 300 للسباقات و20 لنصرفها اعذرني سيدي, هلا اعطيتني بعض الفكة |
| yarışa 3 dakika kaldı. | Open Subtitles | ثلاث دقائق للإنطلاق. |
| Kazanamayacağı yarışa girmez o. | Open Subtitles | لن يدخل سباقاً ما لم يكن متاكداً من أنه سيفوز |
| Ooo, 40 yaşından sonra, aşk üzerine yarışa gireceğiz demek. | Open Subtitles | اوه، فى عمر 40 سندخل أخيراً فى سباق للفوز بشخص. |
| Umarım yarışa katılmaya hazır olduğumun farkındasındır. | Open Subtitles | آمل أنك مدرك بكوني مستعد للمنافسة على المنصب |
| yarışa katılmıştım ve çok hızlı gidiyordum. | Open Subtitles | كنت أتزحلق بسرعة كبيرة |