Onun en güzel melez orkideleri yaratmayı başardığını biliyor muydunuz ? | Open Subtitles | هل تعلم أنه كان قادرا على خلق بعض الهجينة الأكثر جمالا؟ |
Yeniliğe önderlik yapmak, yenilikçi çözümler üretecek ve bunun için çalışmaya hazır insanlara çalışacak alanı yaratmayı gerektirir. | TED | قيادة الابتكار تتمثل في خلق فضاء يُمكّن الأفراد من أداء العمل الشاق المرتبط بعملية حل الشكلات الابتكارية. |
Evet, kuşlarınla küçük bir fırtına yaratmayı başardın. | Open Subtitles | حسنا، لقد نجحت في خلق موجه بسيطة من الإثارة بطيورك |
Dünya'da, sıfırdan bir yaşam formu yaratmayı denemek için harika deneyler yapılıyor. Bildiğimiz DNA formlarından çok farklı olabilecek türden bir yaşam. | TED | يجري القيام بها في محاولة لخلق الحياة من نقطة الصفر، قد تكون مختلفة جداً عن أشكال الحياة ذات الحمض النووي الذي نعرفه. |
Sadece daha çok,daha çok yaratmayı öğreteceğim. | Open Subtitles | أريد لهذا العرض أن يكون مُشيّداً ومُشيّداً |
Bu toplumu yaratmayı amaçlamamış olabilirsiniz, ama yarattınız. | Open Subtitles | ربما لم تكن تريد خلق هذا المجتمع لكنك خلقتة |
Yararlı bilgi almak ise, yeni bir gerçeklik yaratmayı gerektirir. | Open Subtitles | الحصول على معلومات مفيدة هو عن خلق حقيقة جديدة |
Empati kurmadığını dram yaratmayı ne kadar sevdiğini. | Open Subtitles | ليس لديك التعاطف مع أي شخص وكنت أحب أن خلق الدراما. |
Başka insanların sorunlarından çıkar sağlama ve genellikle çıkar sağlama amacıyla özellikle sorun yaratmayı hakim ideoloji genellikle mazur görür ve bunu insan doğasının en temel ve değişmez özelliklerine bağlar. | Open Subtitles | القاسي من الإنسان لأخيه الإنسان و التربّح من مشاكل الآخرين وفي أحيان كثيرة خلق المشاكل |
Doktor Arya DNA'mı kullanarak bir çocuk yaratmayı başarmıştı. | Open Subtitles | الدكتور آريا استطاع خلق طفل باستخدامالحمضالنوويالخاصبي. |
- İyimser bir makine yaratmayı başarmış olsam bile sanki böyle bir şey var olabilirmiş gibi. | Open Subtitles | حتـى إذا نجحت في خلق آلـة نافعـة كما لو كان يمكن وجـود شيء كهذا |
Nasıl bilmiyorum ama yeni bir mühür yaratmayı başardım. | Open Subtitles | تمكنت بطريقة ما من خلق كتابة رونية جديدة. |
Melek Raziel Kupa'yı kullanıp ilk Gölge Avcıları'nı yarattıktan sonra Kupa'yı kullanıp yeni ordular yaratmayı yasaklamış. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين الذي خلق فيه الملاك رزائيل أول صائدو الظلال مع الكاس البشري كان محرم إستخدام الكأس مرة أخرى لإعادة بناء قواتهم |
Ve biz bilim okuryazarlığını artırmayı ne kadar konuştuysak, onlar da geleceğin Frankstein'ını yaratmayı o kadar konuşmak istedi. ve sonuç olarak önümüzdeki altı ay içinde benim adımı Google'da arattığınız zaman benim bilimsel makalelerimi görmek yerine, bunu görüyordunuz. | TED | وكلما تحدثنا عن مدى روعتها للإرتقاء بمحو الأمية العلمية ، كلما حاولوا التحدث معنا حول خلق فرانكنشتاين القادم و كنتيجة لذلك، للستة شهور القادمة عندما تبحث عن اسمي في غوغل عوض أن تجد أبحاثي العلمية ، ستجد هذا |
Toricelli boş bir uzay yaratmayı becermişti, şimdi üzerinde çalışılabilecek durumda, bir tür hiçlik. | Open Subtitles | (توريتشيللي) قد تمكن من خلق مساحة فارغة نوع من الاوجود الذي يمكن دراسته الآن. |
İyi tanrılar yaratmayı dilerler, ama bu neticede gerçek bir Tanrı, değil mi? | Open Subtitles | حتى أنها قد قررت أخيرا يريدون لخلق إله الحقيقي بدلا من تلك كاذبة. |
Yasalarımızla daha kusursuz bir bütünlük yaratmayı amaçlıyoruz. | Open Subtitles | استنادًا إلى قانوننا، فنحن نسعى لخلق اتحاد أكثر اتقان |
- Çünkü Ulrik sohbet sırasında samimi bir ortam yaratmayı biliyor işte o yüzden. | Open Subtitles | ...لديها القدرة... ...لخلق جو مريح للحوار |
Sadece daha çok,daha çok yaratmayı öğreteceğim. | Open Subtitles | أريد لهذا العرض أن يكون مُشيّداً ومُشيّداً |