"yarattığını" - Translation from Turkish to Arabic

• خلق
• خلقت
• يخلق
• تخلق
• قام بصُنع
• خلقتني
• خلقنا
• خلقه
• بخلق

Sadece Tanrının her şeyi yarattığını sana hatırlatmak istedim demek.
يعنـي فقط أنـي أردت تذكيـركِ أن الله خلق كـل شيء

İnsanın kendi bağnazlığından kindar bir tanrıyı, kendi cehenneminden de şeytanı yarattığını söyledi.
قال إن الإنسان قد خلق رب منتقم من تعصبه و الشيطان من جحيمه الخاص به

Artıklarından yola çıkarak, insan teknolojisinin bir kez daha canavar yarattığını düşünmekten kendimi alamadım.
يحدق في بقايا لها, يمكن ل لا تساعد ولكن أعتقد أن التكنولوجيا الإنسان لديه مرة أخرى خلق وحش.

Doktorlar bu kişiliğe muhtaç olduğun için onu yarattığını söylüyor.
-لا يتجنبها يشعر الأطباء أنك خلقت هذه الشخصية بدافع الضرورة

İsa'nın ekmek ve balıklar yarattığını biliyor musun?
يتذكّر السيد المسيح يخلق الأرغفة والأسماك؟

Ama okul sistemi onun çevreye düşman yarattığını önemsiyor mu?
لكن هل نظام المدرسه يهتم انها تخلق بيئه عدوانيه للتعليم؟

Tanrı'nın Avustralya'yı en son yarattığını söylerler.
يقولون أن الإله خلق أستراليا في الأخير.. هل تعلم هذا

Anubis'in bu yeni askeri neden yarattığını bilmemiz gerekiyor, onun niyeti olarak düşündüğümüz şeylerin onaylanması, ve mümkünse, durdurulması gerekiyor.
نحن بحاجة لمعرفة لماذا أنوبيس خلق هذا الجندي الجديد ، نتاكد مما نعتقد ونواياه اذا امكن الامر ووقفه هل هناك اى افكار؟

Eğer gerçekten Müslüman isek, O'nun yarattığını değiştirmeye hakkımız yok.
إن كنا حقاً مسلمين ، فإنه ليس لدينا أى حق فى تعديل خلق الله

Durant benim kimliğimi yaktı ve bir canavar yarattığını bilmeden beni ölüme terk etti.
روبرت محى هويتى وتركنى للموت وما لايعرفة انة خلق وحشا

Yüce Tanrı, artık bütün canlı türlerini bir haftada yarattığını iddia edemeyecek.
الرب لم يعد يستطيع أن يدعى أنة خلق كل الكائنات فى أقل من أسبوع

Evet ve Destiny kimin yarattığını veya nedenini öğrenemeden bu sistemden çıkıp gidecek.
أجل , والقدر سوف تترك هذا النظام ولن نعلم من خلق هذا أو لماذا ؟

Bazı kişiler erkekte bir tane daha az olduğunu söylüyordu, çünkü Tanrı İncil'de erkeğin bir kaburgasını alıp Havva'yı yarattığını söylemişti.
.وليس الذكور ينقصون ضلعاً حيث أن الكتاب المقدس ذكر بوضوح أن الرب أخذ ضلعاً من آدم و خلق منه حواء

Bu bilginin, Tıbbî Sağlık Gereçleri Kurumu tarafından şırınga alımı ve fiyatları yükseltme anlamında bir tekel yarattığını düşünüyoruz.
نحن نعتقد أن هذه المعلومات تثبت أن المعروض من الصحة الطبية المتحدة خلقت الاحتكار عن طريق شراء الشركات المصنعة للحقن

Hiç engellediğinden fazla kötülük yarattığını düşündün mü?
هل سبق وشعرت أنّك خلقت شراً أكبر ممّا أوقفت ؟

Bilim adamları, bu haberci parçacıkların karşılıklı değişiminin bizim hissettiğimiz kuvveti yarattığını öngördüler.
أن تبادل الجزيئات المرسلة هذا يخلق ما نشعر به كقوة.

Bir köstebek değil de Mossad ve İsrail'in yüreğine saldırmak isteyen bir canavar yarattığını anladığında yüzünü görmeyi çok isterdim.
أرغب في رؤيه وجهه عندما يدرك إنه لم يخلق جاسوساً لكن وحشاً

Ekip, ilk defa katil balinaların dalgayı nasıl yarattığını görebilecek.
،للمرة الأولى يتمكن الفريق من مشاهدة الآلية التي تخلق فيها الحيتان موجة

Solucanı onun yarattığını doğrulayın ve nasıl durduracağımızı öğrenin.
أكّدوا أنه من قام بصُنع الفيروس وحاولوا معرفة كيفية تدميره

Beni yarattığını biliyorum, yani tüm bunların amacı ne?
أعلم أنك خلقتني ولذا ما المغزى من كل هذا؟

Yüce Yaradan'ın bizi kendi suretinde yarattığını unutalım diye içimize nefret tohumları ekiyor.
يعلمنا نبذ ذاتنا. كيّ نتناسى الصورة التي خلقنا عليها إلهنا العظيم.

Tanrı bile ne yarattığını bilmiyor.
الله لا يتعرف على ما خلقه

Başka birinin, komşu vilayette bir yerlerde başka bir evren yarattığını düşünür müsün?
هل تحسب أن آخر قد قام بخلق الأشياء فى مكان آخر فى المقاطعة التالية ؟