Sadece Tanrının her şeyi yarattığını sana hatırlatmak istedim demek. | Open Subtitles | يعنـي فقط أنـي أردت تذكيـركِ أن الله خلق كـل شيء |
İnsanın kendi bağnazlığından kindar bir tanrıyı, kendi cehenneminden de şeytanı yarattığını söyledi. | Open Subtitles | قال إن الإنسان قد خلق رب منتقم من تعصبه و الشيطان من جحيمه الخاص به |
Artıklarından yola çıkarak, insan teknolojisinin bir kez daha canavar yarattığını düşünmekten kendimi alamadım. | Open Subtitles | يحدق في بقايا لها, يمكن ل لا تساعد ولكن أعتقد أن التكنولوجيا الإنسان لديه مرة أخرى خلق وحش. |
Doktorlar bu kişiliğe muhtaç olduğun için onu yarattığını söylüyor. | Open Subtitles | -لا يتجنبها يشعر الأطباء أنك خلقت هذه الشخصية بدافع الضرورة |
İsa'nın ekmek ve balıklar yarattığını biliyor musun? | Open Subtitles | يتذكّر السيد المسيح يخلق الأرغفة والأسماك؟ |
Ama okul sistemi onun çevreye düşman yarattığını önemsiyor mu? | Open Subtitles | لكن هل نظام المدرسه يهتم انها تخلق بيئه عدوانيه للتعليم؟ |
Tanrı'nın Avustralya'yı en son yarattığını söylerler. | Open Subtitles | يقولون أن الإله خلق أستراليا في الأخير.. هل تعلم هذا |
Anubis'in bu yeni askeri neden yarattığını bilmemiz gerekiyor, onun niyeti olarak düşündüğümüz şeylerin onaylanması, ve mümkünse, durdurulması gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة لمعرفة لماذا أنوبيس خلق هذا الجندي الجديد ، نتاكد مما نعتقد ونواياه اذا امكن الامر ووقفه هل هناك اى افكار؟ |
Eğer gerçekten Müslüman isek, O'nun yarattığını değiştirmeye hakkımız yok. | Open Subtitles | إن كنا حقاً مسلمين ، فإنه ليس لدينا أى حق فى تعديل خلق الله |
Durant benim kimliğimi yaktı ve bir canavar yarattığını bilmeden beni ölüme terk etti. | Open Subtitles | روبرت محى هويتى وتركنى للموت وما لايعرفة انة خلق وحشا |
Yüce Tanrı, artık bütün canlı türlerini bir haftada yarattığını iddia edemeyecek. | Open Subtitles | الرب لم يعد يستطيع أن يدعى أنة خلق كل الكائنات فى أقل من أسبوع |
Evet ve Destiny kimin yarattığını veya nedenini öğrenemeden bu sistemden çıkıp gidecek. | Open Subtitles | أجل , والقدر سوف تترك هذا النظام ولن نعلم من خلق هذا أو لماذا ؟ |
Bazı kişiler erkekte bir tane daha az olduğunu söylüyordu, çünkü Tanrı İncil'de erkeğin bir kaburgasını alıp Havva'yı yarattığını söylemişti. | Open Subtitles | .وليس الذكور ينقصون ضلعاً حيث أن الكتاب المقدس ذكر بوضوح أن الرب أخذ ضلعاً من آدم و خلق منه حواء |
Bu bilginin, Tıbbî Sağlık Gereçleri Kurumu tarafından şırınga alımı ve fiyatları yükseltme anlamında bir tekel yarattığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أن هذه المعلومات تثبت أن المعروض من الصحة الطبية المتحدة خلقت الاحتكار عن طريق شراء الشركات المصنعة للحقن |
Hiç engellediğinden fazla kötülük yarattığını düşündün mü? | Open Subtitles | هل سبق وشعرت أنّك خلقت شراً أكبر ممّا أوقفت ؟ |
Bilim adamları, bu haberci parçacıkların karşılıklı değişiminin bizim hissettiğimiz kuvveti yarattığını öngördüler. | Open Subtitles | أن تبادل الجزيئات المرسلة هذا يخلق ما نشعر به كقوة. |
Bir köstebek değil de Mossad ve İsrail'in yüreğine saldırmak isteyen bir canavar yarattığını anladığında yüzünü görmeyi çok isterdim. | Open Subtitles | أرغب في رؤيه وجهه عندما يدرك إنه لم يخلق جاسوساً لكن وحشاً |
Ekip, ilk defa katil balinaların dalgayı nasıl yarattığını görebilecek. | Open Subtitles | ،للمرة الأولى يتمكن الفريق من مشاهدة الآلية التي تخلق فيها الحيتان موجة |
Solucanı onun yarattığını doğrulayın ve nasıl durduracağımızı öğrenin. | Open Subtitles | أكّدوا أنه من قام بصُنع الفيروس وحاولوا معرفة كيفية تدميره |
Beni yarattığını biliyorum, yani tüm bunların amacı ne? | Open Subtitles | أعلم أنك خلقتني ولذا ما المغزى من كل هذا؟ |
Yüce Yaradan'ın bizi kendi suretinde yarattığını unutalım diye içimize nefret tohumları ekiyor. | Open Subtitles | يعلمنا نبذ ذاتنا. كيّ نتناسى الصورة التي خلقنا عليها إلهنا العظيم. |
Tanrı bile ne yarattığını bilmiyor. | Open Subtitles | الله لا يتعرف على ما خلقه |
Başka birinin, komşu vilayette bir yerlerde başka bir evren yarattığını düşünür müsün? | Open Subtitles | هل تحسب أن آخر قد قام بخلق الأشياء فى مكان آخر فى المقاطعة التالية ؟ |