Nöbetçi! Bu protokol droidi işimize yarayabilir. | Open Subtitles | أيها الحارس، ربوط البروتوكول هذا قد يكون مفيداً. |
Evet. Seni tanıyan jüri üyelerinde işimize yarayabilir. | Open Subtitles | حسنا، نعم، قد يفيد هذا بالنسبة للمحلفين الذين يتعرفون عليكى |
En küçük detay bile işimize yarayabilir. | Open Subtitles | قد لا يبدو شيئا مهما لكن اصغر التفاصيل قد يساعدنا كثيرا |
Eğer birini gelişmiş masumlukla karıştırırsak ve üçün gücü büyüsünü, işe yarayabilir. | Open Subtitles | إن قمنا بجمع تلك التعويذة مع تعويذة إظهار البراءة و تعويذة القوة الثلاثية، فلابد أنها ستنجح |
Belki de fikrim, ki buraya gelme sebebim odur sizin de benim de işimize yarayabilir. | Open Subtitles | اذن, ربما تكون فكرتى جيدة, وهذا هو سبب وجودى هنا وربما تكون مفيدة لكما, كما هى مفيدة لى |
Aslında, baya iyiydi. Bu akşam işimize yarayabilir. | Open Subtitles | رائع جداً، في الواقع، ربما يكون هذا في متناول يدينا الليلة |
Bu, işe yarayabilir. Bir psikoloji dergisinde okumuştum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجدي نفعاً، لقد قرأت بعض الدراسات عن التحليل النفسي الفصلي |
Üniformanı çıkart. Artık benim için çalışıyorsun. Bir deli fişek işime yarayabilir. | Open Subtitles | انسى مسؤولياتك، أنتَ تعمل لصالحي الآن يُمكننا الاستفادة من بعض المتهورين هنا |
- İşine yarayabilir. - Ekstra koruma, Billy. | Open Subtitles | قد يكون مفيداً نوعاً ما إنه يساعد في حمايتكما |
İyi bir park yeri gerekirse, yanımda olman çok işe yarayabilir. | Open Subtitles | إنه قد يكون مفيداً جداً إذا أحتجت مكان للوقوف به |
Belki de şaplak atarsam işe yarayabilir. Bir prova yaparsak çok iyi olacak. Gelsene. | Open Subtitles | لربّما يفيد تنشيط من نوعٍ ما أظنني أحتاج لبعض المران، أقبلي |
Bence savaş komitesine karşı işimize yarayabilir. | Open Subtitles | وأعتقد إنه قد يفيد في لجنة الحرب |
Psikolojik profil oluşturmak işe yarayabilir ama tek kişi olduğundan emin değiliz ki. | Open Subtitles | رؤية الجانب النفسي قد يساعدنا ولكن لا ندري هل هو شخص واحد أم معه عصابة |
Gördüklerini anlat. - En ufak detay bile sıradakini kurtarmamıza yarayabilir. | Open Subtitles | حتى أصغر التفاصيل قد يساعدنا على إنقاذ التالي |
Bence kilise fikri daha uygun. İşe yarayabilir. | Open Subtitles | كنتأفكربفكرةالكنيسة، أنا متأكد من أنها ستنجح. |
Tamam, işe yarayabilir ama belki de onu taşıyan halat kopar. | Open Subtitles | قد تكون مفيدة في هذا المجال. وهناك دائماً إحتمال أن ينقطع الحبل. |
Mutfak bıçakları ve ceviz kırıcılar işime yarayabilir. | Open Subtitles | هناك سكاكين المطبخ وكسارات البندق يمكن ان تكون فى متناول اليد |
Onları ne için eğittiğimi bilmem işe yarayabilir. | Open Subtitles | اتعلمي هذا ممكن ان يجدي اذا عرفت لما ادربهم. |
Teorilerin işime yarayabilir. Şu lanet olası çörek için de teşekkürler. | Open Subtitles | لأنّه يمكنني الاستفادة من نظريّاتك وشكراً على الكعك المحلّى اللعين |
Burada çok güçlü havai fişekler var, belki işine yarayabilir. | Open Subtitles | هنا بعض مسحوق المفرقعات القوي ربما قد يفيدك |
İkisini karşılaştırmak işe yarayabilir. Ben de tam öyle düşünüyordum. | Open Subtitles | يمكن أن يفيدنا مقارنة الاثنان ذلك ما كنت أفكر فيه |
Bailey'nin son gününün nasıl olduğunu bilmek işimize yarayabilir. | Open Subtitles | سيكون مفيدا لنا ان نعرف كيف كان يوم بيلى شيلدون " الاخير " |
Şirinlik yapmak başkalarında işe yarayabilir, ama bana sökmez. | Open Subtitles | تلك الأشياء الرائعة ربما تفلح مع أناس آخرين لكن ليس معي |
Bu taktikler müşterilerinizle işe yarayabilir, ...ama onlar burada çalışmıyor. Sorusuna cevap ver. | Open Subtitles | تلك الحركات قد تنفع مع زبائنكِ ولكنّها لن تنفع هنا، اجيبي على سؤاله |
Vo , Vo , Vo , Hayır, Tamam, dur bir dakka! Sa-sa-sanırım bu işe yarayabilir. Joy'la bir konuşayım. | Open Subtitles | أظن أن هذا سيجدي دعني أتكلم مع جوي |
Kendin için üzülmek şimdilik işe yarayabilir, ama seni merdivenlerin üstünden uçurmaz. | Open Subtitles | الشعور بالأسف على نفسك قد يعمل الآن، ولكن لن يجعلك تتسلقين السلالم |