| Jüri ve yargıç olarak o, sadece seni görebilir, değil mi? | Open Subtitles | لنّ يرى قاضياً أو هيئة مُحلّفين سواك ، أليس كذلك؟ |
| Benim vazifem de yargıç olarak çeşitli konularda olması gerektiği gibi hükme varmak ve bu tarz şeyler. | Open Subtitles | لذا منصبي هو أن أكون قاضياً والنظر في قضايا مختلفة، إلخ |
| Seni yargıç olarak atamasını istiyorsun. | Open Subtitles | تريده أن يعيّنك قاضياً. |
| Bak, bir yargıç olarak mühürlü dosyalar içinden sana verdiğim ya da çaldığın bilgiler konusunda sana artık güvenemem. | Open Subtitles | أنظري كقاضي لم أعد قادر على الثقة بأعطائك أية معلومات عن الملفات المختومة أو الملفات التي قمت بسرقتها |
| "...endüstriyel mahkemelerde fahri yargıç olarak rol aldım." | Open Subtitles | عملت كقاضي فخري في المحاكم الصناعية |
| Buna Brutus'u yargıç olarak atamak da dahil, | Open Subtitles | ومن ضمنهم أولئك الذين عينوا "بروتوس" كقاضي |
| Ve yeni evli bir yargıç olarak ilk resmi işim; | Open Subtitles | و أول عمل لي كقاضي متزوج حديثاً |
| Ama bir yargıç olarak, üzülmek benim işim değil. | Open Subtitles | لكن كقاضي ليس مهمتي الاهتمام |
| yargıç olarak onları komuta etme yetkisi var. | Open Subtitles | و كقاضي ، له السلطة ليأمرهم |