Anasını satayım... veraset mahkemesi yargıcı eski bir golf arkadaşımdır. | Open Subtitles | إن القاضي المسئول عن توثيق الوصية هو صديق قديم لي |
Belki yargıcı en ağır cezayı vermemeye ikna ederim. | Open Subtitles | ربما اقنع القاضي بعدم اعطاهم الحد الاقصى. |
Bir Temyiz Mahkemesi bir davayı feshedince asla, mahkeme yargıcı hatalı ya da haklı demezler. | Open Subtitles | عندما تقوم محكمة الإستئناف بإعادة النظر في قضية معينة لا تقول بأن القاضي أصاب أم أخطأ |
Bir yargıcı, yeni bir müvekkil olarak alıp alamayacağımızı konuşuyorduk. | Open Subtitles | كُنّا نَتكلّم فحسب حول إمكانية قبول موكل جديد إنه قاضي |
Yüksek Mahkeme yargıcı Sandra Day O'Connor, erken kariyerinden 5 sene ara verenlerden | TED | القاضية بمحكمة العدل العليا ساندرا دي أوكونور انقطعت عن العمل لخمس سنوات في وقتٍ مبكر في حياتها المهنية. |
Elerini kaldır yoksa yargıcı vururum. | Open Subtitles | حسناً يا أبناء آوى، ابتعدوا وإلا قتلت القاضي |
yargıcı, nafaka duruşmasını 21 gün daha ertelemeye ikna ettim. | Open Subtitles | جعلت القاضي يقوم بتأجليل النظر فى قضية نفقة الطلاق للإستماع بعد واحد وعشرون يوما أخري |
O yargıcı idare etme şeklin... İyi bir konuşmacısın. Gerçekten. | Open Subtitles | وطريقتك في التعامل مع القاضي كم أنت لبق، حقاً |
yargıcı yemeğe çıkartıp çocuğu içeri atmasını istedim. | Open Subtitles | إشتريت لذلك القاضي شريحة لحم وأخبرته بأن يحكم عليه بالسجن |
Sizinkilerin seni zapt edemediğine yargıcı ikna etmeye bakacaklar. | Open Subtitles | سيحاولون إقناع القاضي أن والديك لا يستطيعوا التحكم بك |
Wallace yerel yargıcı öldürüp şehrin kontrolünü ele geçirmiş. | Open Subtitles | أن والاس قتل القاضي المحلي بالفعل وسيطر على البلدة |
Sizi bırakması için yeni yargıcı yalnız ikna edebilir miyim bilmem. | Open Subtitles | ولا أعرف فيما إذا كنتُ قادر بمفردى على إقناع هذا القاضي بضرورة تحريركم |
Ben, Thadeus Jackson Breen. Texas Bölge Mahkemesi yargıcı. | Open Subtitles | أنا ثاديوس جاكسون برين قاضي محكمة دائرة تكساس |
Bir ceza yargıcı neden bir istimlak davasına başkanlık etsin? | Open Subtitles | لماذا قاضي مجرم يترأس قضية هيمنة إمتلاك ؟ |
Bu yüzden, sizin köyün yargıcı ile konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك , عليكم أن تتحدثوا إلى قاضي القريةَ حَسَناً. |
Haklısınız. Sadece davalıyı ve yargıcı değil. Eğer bir şey saklıyorsanız, bunu biliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ ، ليس المتهمة و القاضية فقط، لو أحدكم يخفي شيء فسأعلمه. |
yargıcı görüp, tahkikatı yeni tanık için erteleteceğim. | Open Subtitles | سأذهب لمقابلة القاضى وتأجيل التحقيق فى أنتظار دليل آخر |
İşte. yargıcı bul. Günaydın yargıç. | Open Subtitles | لقد اتصلنا بالقاضي صباح الخير أيها القاضي كيف حالك؟ |
Bir yargıcı sandalyesinden mi indireceksin? | Open Subtitles | ما الذي سيحدث ؟ هل ستقومين باستدعاء قاضٍ ؟ |
Sorgu yargıcı, ölen adamın otopsisine başlamış. | Open Subtitles | أجرى الطبيب الشرعي بعض الفحوصات على رجلنا الميت |
Yıllarını Burbank'te hastalık hastası bir yargıcı canlandırarak mı geçireceksin? | Open Subtitles | تقضين سنواتك في بوربانك مؤدية دور قاضية مصابة بوسواس المرض؟ |
Yüksek mahkemenin baş yargıcı senatoyu mahkeme salonuna döndürecek ve kovuşturmanın yıIdız tanığı sen olacaksın. | Open Subtitles | سوف يحول قضاة المحكمة العليا مجلس الشيوخ إلى قاعة محكمة، وستكونين الشاهدة الأولى في المحاكمة. |
Seçimlerden önce, ordu yönetimi ele geçirdi ve yargıcı kovdu. | Open Subtitles | لكن قبل إجرائها قام الجيش بالإستيلاء على السلطه و طرد قاضى التحقيق من الخدمه |
yargıcı getirmeye gitti, ancak sabaha karşı döner. | Open Subtitles | ذهب يبحث عن قاض ولن يعود حتى وقت متأخر جدا هذه الليلة. |
Doğru ya değil. yargıcı senin masum olduğuna inandırmalıyız. | Open Subtitles | صحيح أم خطأ، نحن يجب أن نقنع القضاة على أنكَ بريء |
Eğer yargıcı uyandırırsak, kimse mutlu olmaz. | Open Subtitles | إن كان عليه أن يوقظ قاضياً فلن يحدث ما يسر أحدهم |
Muhtemelen salınması için yargıcı kiralamışlardır. | Open Subtitles | على الأرجح أنهم قاموا بالدفع للقاضي ليطلق سراحه. |
Bir kızı bir yıl donduracak, yargıcı yarıya bölecek kadar organize bir adam mı bu? | Open Subtitles | منظمٌ بما فيه الكفاية لكيّ يُجمد فتاةً لمدة عام و يبتر قاضيةً إلى نصفين؟ |