"yatıyordun" - Translation from Turkish to Arabic

• تنامين
• تعاشر
• تضاجعين
• تعاشرين
• راقدًا
• مستلقية

Kadının kocasıyla yatıyordun, şimdi birden onu mu düşünmeye başladın?
انت تنامين مع زوجها الآن انتي قلقة على مشاعرها؟

Richard partisindeki yemek konusunda çılgına döndü çünkü onunla yatıyordun.
صحيح ... لقد كنتي تنامين معه ثم سمعت ان الطعام في زواج الشاذتين كان رائعا

Ben bu kararı verirken sen benim en yakın arkadaşımla yatıyordun.
بينماكنتأتخذذلك القرار.. كنت أنت تعاشر أعز صديقاتي

Bobby ile sen de mi yatıyordun?
و هل انتي كنت تضاجعين بوبي بنفس الوقت؟

Son baktığımda da, Nola sen de patronunla yatıyordun, ve şimdi onun işini kapmışsın.
وآخر مرة قرأتُ فيها عنكِ يا نولا.. كنتِ تعاشرين رئيسك.. والآن لديك وظيفته.

Bir çukurun dibinde yatıyordun, gökten düşmüş gibiydin.
وجدتك راقدًا في قعر فوهة وكأنّك سقطت من السماء.

seni bulduğumda yerde yatıyordun.
عندما أتيت إلى هنا كنت مستلقية على الأرض

- Sol tarafta yatıyordun. - Ama bu yatakta değil.
أعتقدت بأنكِ تنامين على الجانب الإيسر - صحيح ، لكن ليس في هذا السرير -

Birisiyle mi yatıyordun?
هل تنامين مع أحد؟

Ama sen danışmanınla yatıyordun.
و لكنك كنتي تنامين مع معلمك

Burada mı yatıyordun?
هل تنامين هنا ؟

Onlarla yatıyordun, değil mi?
أنتِ تنامين معهم , صحيح؟

Ama yarım düzine kadar evli kadınla yatıyordun.
لكنك كنت تعاشر ثلة من المتزوجات

G-Kızı ile mi yatıyordun?
كنت تعاشر الخارقة؟

-Yoksa dımdızlak ortada kalırım. -Beni dinle. Hemşireyle yatıyordun, şimdi de baş şüphelimizle yatıyorsun.
إسمعي - والآن تعاشر الممرضة وتعاشر -

Babasıyla yatıyordun.
كنتِ تضاجعين والده

Sol'la yatıyordun, değil mi?
(أنتِ كنتِ تضاجعين (سول أليس كذلك؟

Evet çünkü şuradaki en iyi arkadaşınla yatıyordun.
أجل، لأنك كنت تعاشرين صديقتك المقربة الموجودة هنا.

Zaman geçsin diye Eddie'yle mi yatıyordun?
هل كنتِ تعاشرين "إيدي" لتمضية الوقت؟

Hatırlıyorum, uzanmış yatıyordun beyaz tüyler içinde...
- - أتذكر أنك كنت مستلقية بين الريش الأبيض