"yavaşlatmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • إبطاء
        
    • الإبطاء
        
    • لإبطاء
        
    • لإبطائه
        
    • لإبطائهم
        
    • تُبطيء
        
    • تهدئِ
        
    • تبطئ
        
    • بإبطاء
        
    • إبطائك
        
    • ابطاء
        
    • يبطئ
        
    • يبطئك
        
    • لتبطئة
        
    • لتبطيئ
        
    Yapmaya karar verdikleri şey, mümkün olduğunca çok yataklı uzmanlaşmış tedavi merkezleri inşa ederek ilk önce hastalığın yayılmasını yavaşlatmak ve böylece hastalığın başkalarına bulaşmasını önlemekti. TED ما قرروا فعله هو أولًا محاولة إبطاء هذا الوياء بتركيب أكبر عدد ممكن من الأسرّة في مراكز المعالجة المتخصصة بحيث يمنعون المرض من الإنتشار من المصابين.
    Ancak her halükarda, insan kaynaklı atmosfer değişikliklerini tersine çevirmek ya da en azından yavaşlatmak için asıl çaba biz insanlara düşüyor. TED ولكن في نهاية المطاف، يتعين علينا نحن البشر القيام بالجزء الصعب وعكس أو على الأقل إبطاء تغيرات الغلاف الجوي التي يسببها الإنسان.
    Bu olanlardan sonra bence en iyisi herşeyi biraz yavaşlatmak. Open Subtitles بمعطى كل ما حدث أظن من الأفضل الإبطاء بالأمور
    Çoklu görevi yavaşlatmak istiyorsak bunun parlak bir şekilde işe yaradığını görebiliriz. TED ‫إذا كنا على استعداد لإبطاء تعدد المهام،‬ ‫فقد نجد أنه يعمل بنجاعة.‬
    Gözden kaybetme. yavaşlatmak için her çareye başvur. Open Subtitles لا تدعه يهرب، استخدم كلّ القوّات لإبطائه.
    Onları yavaşlatmak için bir el bombası attım, böylece bizim aynadan geçtiğimizi görmediler. Open Subtitles رميت قنبلة لإبطائهم لذا هم لم يرونا نمرّ بالمرآة
    Kanseri yavaşlatmak için tedavi var... Open Subtitles هُناك أدوية تُبطيء من إنتشار المرض
    Evet. İnsanların canının yanmasını istemem. Sadece seni yavaşlatmak istedim. Open Subtitles نعم،لم أرد أن أرى الناس تتألم كنت أريدك أن تهدئِ فحسب
    Zamanı hakikaten yavaşlatmak isterseniz bunlardan birinin yanına park edeceksiniz. Open Subtitles إذا أردت أن تبطئ الوقت فتوقف قرب إحدى هذه الثقوب
    Tek umudumuz, fidye virüsünü kapatacak karşı kodu yükleyebilmem için kuantumu yavaşlatmak. Open Subtitles أملنا الوحيد بإبطاء الكوانتوم لكي يمكن أن أرفع البرنامج المضاد لحذف الفيروس
    Sizi yavaşlatmak için üzerinize o kadar çok adam gelecek ki, kafanızda hedef tahtası varmış gibi hissedebilirsiniz. Open Subtitles سيكون هنالك الكثير من الناس يهجمون عليك لـ إبطائك ستشعر وكأن رقعة التصويب فوق رأسك
    Şampanya ise herşeyi basitleştirip yavaşlatmak adına başvurduğum zavallı bir yoldu. Open Subtitles و الشامبانيا كانت طريقتي للأسى على حالي لمحاولة ابطاء الأمور
    yavaşlatmak için arabayı raylara çekebilirdim. Open Subtitles كان بوسعيّ وضع السياره على مساره لجعله يبطئ
    Olabilir. Ama Harvey seni yavaşlatmak için yanında değildi. Open Subtitles من الممكن، ولكن لن يكون (هارفي) معك لـ ألا يبطئك
    Karbon yayılmasını azaltmak ve küresel ısınmayı yavaşlatmak için organik bir bileşim üzerinde çalışıyorduk. Open Subtitles كنا نعمل على مركّبٍ عضوي لتخفيض إشعاعات الكربون و إبطاء الإحترار العالمي
    Işık hızına yaklaşarak, saatimizi yavaşlatmak, belki de zamanda yolculuk için, en uygun yöntem olabilir. Open Subtitles ربما يكون الإقتراب من سرعة الضوء أكثر الطرق الواعدة للسفر عبر الزمن عن طريق إبطاء ساعاتنا
    Yayılmış bölgelere enjekte ediliyor ve amaç kanserli hücreleri durdurmak ya da yavaşlatmak. Open Subtitles بحيث يتم الضخ في المناطق المتضررة. الهدف من ذلك هو وقف أو إبطاء الخلايا السرطانية.
    Süreci yavaşlatmak için imzalayabildiğim her önergeyi imzalayacağım. Open Subtitles سأرفع كل إلتماس ممكن، لكي يتم إبطاء الإجرائات.
    - Bizi yavaşlatmak için bir kamyon koymuşlar. Open Subtitles حتى حاولت هذه الشاحنة الإبطاء من تحركنا
    Hücre bölünmesini yavaşlatmak için anüsten kurbağa sokularak bu oran yükselebilir. Open Subtitles و هذا دون إدخال ضفدعٍ واحد في المستقيم لإبطاء انقسام الخلايا.
    Onu yavaşlatmak için yapacağın her şeyin faydası olur. Open Subtitles أيّ شيء يمكنك فعله لإبطائه سيساعدنا.
    Hayır, bütün bu şeyler onları yavaşlatmak ve herkesi tünele ulaştırmaya yetecek kadar zaman kazanmak için. Open Subtitles لا، هذا فقط لإبطائهم لنعطي نفسنا وقتا أطول حتى يمكننا أن نخرج الجميع من النفق
    Kanseri yavaşlatmak için tedavi var... Open Subtitles هُناك أدوية تُبطيء من إنتشار المرض
    İnsanlarınacı çekmesini istemedim. Seni yavaşlatmak istedim. Open Subtitles نعم،لم أرد أن أرى الناس تتألم كنت أريدك أن تهدئِ فحسب
    O treni yavaşlatmak istiyor musun dostum? Open Subtitles هل تريد أن تبطئ من سرعة ذلك القطار، صديقي؟
    Mesele; 777'ye kenetlenerek onu yavaşlatmak... Open Subtitles هذا يتعلّق بإبطاء القطار "777" بمجرّد التحامكم به
    Yani, işleri yavaşlatmak istememiştik. Open Subtitles أعني، نحن لم نقصد ابطاء الامور.
    Birisi bizi yavaşlatmak için döngü programlamış. Open Subtitles لقد برمج شخص ما عُقدة حتى يبطئ من حركتنا
    Ama Harvey seni yavaşlatmak için yanında değildi. Open Subtitles من الممكن، ولكن لن يكون (هارفي) معك لـ ألا يبطئك
    Süreci yavaşlatmak için kurbanlarının hipofizlerinden hormon toplamalı. Open Subtitles لتبطئة العملية، يجب أن يستخرج الهرمونات من الغدد النخامية لضحاياه
    Yani olup biteni yavaşlatmak için yapmam gereken, sürekli hafızamı çalıştırmak. Open Subtitles لهذا الشئ الوحيد الذي يمكنني القيام به لتبطيئ هذا هو ان ابقي ذاكرتي تعمل قدر الامكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more