"yazardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يكتب
        
    • تكتب
        
    • كاتب
        
    • كاتباً
        
    • كاتبة
        
    • كاتبًا
        
    • سيكتب
        
    • لقد كتب
        
    • لتكتب
        
    • بكتابتي
        
    • كاتبا
        
    Her yıl, şu kapının yanında dururduk ve her yıl, elime şöyle yazardı: Open Subtitles كُلّ سَنَة كنا نَقِف قُرْب ذلك الباب وكُلّ سَنَة كان يكتب في يدي
    Aslına bakarsanız, karısına her gün yazardı. Open Subtitles في الواقع ، كان يكتب رسائل إلى زوجته كل يوم
    Bankalar için bilgisayar kodları yazardı, ama hiç işyerine gitmezdi. Open Subtitles كانت تكتب شفرات الحاسوب للبنوك لكنها لم تذهب إلى مكتب
    yazardı, resim yapardı, muhasebeci olarak çalışırdı. Open Subtitles كانت تكتب و ترسم و تعمل بالمحاسبة و تعتنى بكل شئ
    Babası kanserden öldüğünde 16 yaşındaydı. Yine kanser... Babası yazardı. Open Subtitles توفي والده عندما كنا في 16 بسبب السرطان وكان كاتب
    MOULTON YAYINCILIK Çok parlak bir yazardı. Son birkaç kitabı en iyileriydi. Open Subtitles كان كاتباً متألقاً . وكتبه الأخيرة كانت الأفضل
    Harika bir yazardı. Şiirlerinden birini hiç okudunuz mu? Open Subtitles كانت كاتبة رائعة هل سبق وان قرأت من قصائدها؟
    Olduğu şey sadece kötü bir yazardı. Sen de olmasan hiç iş bulamayacaktı. Open Subtitles لقد كان كاتب فاشل، لا يُمكنه أن يكتب لأي أحد سواك.
    Olduğu şey sadece kötü bir yazardı. Sen de olmasan hiç iş bulamayacaktı. Open Subtitles لقد كان كاتب فاشل، لا يُمكنه أن يكتب لأي أحد سواك.
    Bir sürü not yazardı ama hepsini karıştırırdı. Open Subtitles كان يكتب لنفسه ملاحظات سخيفة لكن كان يخلطها ببعضها
    Bayan Darcy her sabah mektuplarını burada yazardı. Open Subtitles هنا اعتادت السيدة دارسي بان تكتب رسائلها كل صباح.
    İnsanların kendisinin asıl olay olduğuna inanmasını sağlayacak şeyler yazardı. Open Subtitles بإمكانها أن تكتب النوع من الشيء التي يمكن أن تخدع الناس بالإعتقاد بأنها كانت الأصيلة
    Haftada bir onlara mektup yazardı grubun ziyarete gelmesi için yalvarırdı. Open Subtitles كانت تكتب لهم رسالة أسبوعيا تترجاهم أن يأتوا للزيارة
    Aslında, sanırım o bir yazardı. Open Subtitles بصراحة، لا أعرف أعتقد أنه كاتب أنه يقول:
    Dürüst olmaya çalışıyorum. Berbat bir yazardı ama iyi bir kocaydı. Open Subtitles سأكون صريحة، إنه كان كاتب حقير لكن زوج جيد.
    yazardı. Aslında epey de ünlüydü. Open Subtitles لقد كان كاتباً و كان في الواقع مشهوراً كثيراً
    Babam yazardı. Yaşasaydı onunla iyi anlaşırdın. Open Subtitles كان والدي كاتباً كان يمكن أن تعجب به
    Ama öyle olmadı, çünkü Laura aslında bir yazardı ve sen de ona hayatının hikâyesini vermiş oldun. Open Subtitles لكنّك لم تكن كذلك، لأنّها كانت كاتبة وقد أعطيتها قصّة حياتها.
    Fakir ve hayatla boğuşan bir yazardı, şimdi başkanlığa aday. Open Subtitles لقد كان مفلسًا، كاتبًا مكافحًا والآن يترشح للرئاسة.
    Eğer palyatif bakım bir kanser ilacı olsaydı, gezegenimiz üzerindeki her onkolog bu ilacı hastalarına yazardı. TED إذا كانت الرعاية التلطيفية دواء للسرطان، فإن كل طبيب سرطان على هذا الكوكب سيكتب وصفة طبية له.
    Franklin, savaştan kurtulanların durumlarını ve kırmızı şeytan ile ilgili duygularını yazardı. Open Subtitles لقد كتب فرانكلين عن الناجين من معركة محددة وتقريرهم عن مواجهة مرعبة مع الشيطان الأحمر
    Jackie bu kartlara eski dostlar için notlar yazardı değer verdiği insanlara, ama sana değil. Open Subtitles جاكى كانت لتكتب ملاحظات على تلك الكروت للأصدقاء القدامى للأشخاص الذين تهتم بأمرهم ولكن ليس لك
    Çok iyi bir yazardı, ama bir yoga pozisyonunda oturarak çalıştığını görünce çok endişelendim. Open Subtitles كان كاتبا عظيما لكنني خفت عندما عندما مررت على مكتبه رأيته يكتب و هو في وضعية الــ يوجا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more