| Senin için iyi olanı tercih ettim. Babamın da yeşil gözleri var. | Open Subtitles | لقد كنت أمنحك فائدة الشك إن لأبى عيون خضراء |
| Ve tıpkı bir şeytan gibi parlak ve yeşil gözleri var. | Open Subtitles | وله عيون خضراء متوهجة مثل تلك التي للشيطان. |
| İstemedim, ama bir tekir kedisi gibi yeşil gözleri vardı. | Open Subtitles | لم أرد ذلك، لكن... لديّها عيون خضراء مثل قط مرقط |
| Çok güzel yeşil gözleri vardı. İlk bakışta onun hayatımın erkeği olduğunu anladım. | Open Subtitles | كانت له عينين خضراوتين جميلتين، منذ اللحظة الأولى أدركتُ أنه نصيبي في الحـياة. |
| Evet, küçük yeşil gözleri var. | Open Subtitles | نعم, لديه تلك العيون الخضراء الصغيره |
| Davul çalıyordu ve içinde kaybolabileceğin yeşil gözleri vardı ve serseri ve seksiydi ve sonsuza kadar beraber olacağımızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | كان يلعب ع الطبول وكان لديه عيون خضراء يمكنك الغرق بها وكان وسيم وصامد |
| Albayın yeşil gözleri ve parlak botları vardı. | Open Subtitles | العقيد كان لديه عيون خضراء وأحذيةتلمع. |
| Kızın acayip güzel yeşil gözleri var. | Open Subtitles | هذه الفتاة لديها عيون خضراء إعجازية فقط... |
| Uzun boylu sarı saçlı, ve yeşil gözleri var. | Open Subtitles | هو طويل و أشقر و له عيون خضراء. |
| yeşil gözleri vardı. | Open Subtitles | إن لديهن عيون خضراء. |
| Kızıl saçları, yeşil gözleri. | Open Subtitles | الشعر الأحمر، العيون الخضراء |
| Şu kocaman yeşil gözleri var ya... | Open Subtitles | تلك العيون الخضراء الكبيرة |