| O sırada, yedi yaşında olan zihnimde, Miami'deki bir yaz kampına gideceğimizi düşünüyordum. | TED | وبينما كان عقلي بعمر السابعة كنت أظن أننا سنذهب للتخييم الصيفي في ميامي |
| Bu gördüğünüz uzaya fırlatılmadan kalan kalan yedi Sputnik'ten biri. | TED | هذا أحد الأسبوتنيك السبعة الناجية التي لم تطلق الى الفضاء. |
| Bu yüzden tekrar işe başladım ve geçmiş olduğumuz yedi yılı yaşam-hayat dengesi hakkında mücadele ederek, bu konuyu araştırarak geçirdim. | TED | فعدت إلى العمل , وقضيت هذه السنوات السبع التي انجلت أصارع مع , و أدرس وأكتب عن التوازن بين العمل والحياة. |
| Akvaryumdaki her şeyi yedi, sonra kendisini satın alan adamı. | Open Subtitles | أكل كل شئ في حوضه وبعدها أكل الشخص الذى أشتراه |
| Bir güneş paneli yedi veya sekiz senede kendini amorti eder. | TED | إن اللوحة الشمسية تغطي تكاليفها الذاتية خلال سبعة أو ثمانية سنوات. |
| Ve yarışmanın yedi bölümünden sonra, ayakta kalmayı başarmış son kişiydim. | TED | بعد سبع جولات من المنافسة ، لقد كنت آخر من تبقوا |
| Ve beş, ve altı, ve yedi ve dur. Tanrı aşkına. | Open Subtitles | . خمسه ، ستة ، سبعه و توقفوا . بحق السماء |
| Şu da var ki, benimle bu konuşmayı yaptığında ben yedi yaşındaydım. | TED | الآن، أذكركم، أجرى هذه المحادثة معي عندما كنت في السابعة من العمر. |
| Ben daha yedi yaşından beri dünyayı mahvettiğim için... suçluluk yaşıyordum. Tanrım. | Open Subtitles | لقد كنت أشعر إنني المسئولة عن تدمير العالم منذ كنت في السابعة |
| Biliyorsun babam ben yedi yaşımdayken bu takımı satın aldı. | Open Subtitles | أتدري ، أبي اشترى هذا الفريق عندما كنت بعمر السابعة |
| yedi sanat dalından biri değil ama yine de bir sanat. | Open Subtitles | لَيسَ أحد السبعة الحيوية، ربما، لكن فَنَّ، على الرغم من هذا. |
| yedi onun uğursuz rakamıdır. Sekiz kız istiyor. Şimdi gidiyoruz. | Open Subtitles | السبعة عدد سيئ الحظ له يريد ثمان بنات سنذهب الآن |
| Eğer o yedi haftayı geri alabilseydim, onu nihayet durdurabilirdim. | Open Subtitles | إذا أنا أستعدت تلك الأسابيع السبعة يمكنني أن أوقفه أخيراً |
| Daha önce söz verdiğim yedi buçuk dakikayı kazanacağınız yer işte burası. | TED | وهنا ستكسبون السبع دقائق ونصف الإضافية على حياتكم والتي وعدتكم بها سابقاً |
| Şimdi, sizin yedi basamaklı sayınızla başlayalım, herhangi altısını söyleyin lütfen. | TED | إذاً، سنبدأ برقمك ذو السبع خانات، قل أي ست خانات رجاءاً. |
| Babama yedi yıl boyunca hizmet ettin... Benden hiç bahsetti mi sana? | Open Subtitles | خلال السبع سنوات التي عملتِ بها عند أبي ، هل ذكرني ؟ |
| Doğum günü pastamdan yedi ve bana bir hediye aldı. | Open Subtitles | لقد أكل من كعكة عيد ميلادي و أحضر لي هدية |
| Düşünün, yarın yeni bir sektör işe başlıyor ve önümüzdeki Haziran sonunda bu sektörün ürünleri yedi milyon kişiyi öldürmüş oluyor. | TED | فقط تخيلوا، أن صناعة جديدة قد بدأت اليوم، وبحلول نهاية يونيو المقبل، ستكون منتجات هذه الصناعة قد قتلت سبعة ملايين شخص. |
| Ve biliyorsunuz, dürüst olmak gerekirse, bu işi yedi senedir yapıyorum, ve geleceğin neye benzediği konusunda ipucum bile yok. | TED | وكما تعلمون، سأكون صريحًا معكم، أنا أقوم بهذه الأبحاث منذ سبع سنوات، وليس لدي أدنى فكرة عما سيكون عليه المستقبل. |
| O ayrıca Jones, Norco davasında da yedi numaralı davacı. | Open Subtitles | هي ايضا تكون المدعيه رقم سبعه في جونيس ضد نوركو |
| Bayanlar baylar, harika yedi saat. YouTube da bir numara olan şarkı. | TED | سيداتي سادتي, لسبع ساعات ممتعة كان الفيديو رقم واحد على اليو تيوب |
| Dutları yediniz, sonra eşin de yedi ve her şey düzeldi, öyle mi? | Open Subtitles | . .. أنت أكلت التوت و كذلك زوجتك و كل شيء كان جميلا |
| Geçen Ekim ayında bunu bir defa denedim, yedi gün yemeyerek. | TED | فعلت هذا مرَّةً في أكتوبر الماضي، بان لا آكل لسبعة أيامٍ. |
| Kasım için radyo eksi on yedi derecenin altında olacak, diyor. | Open Subtitles | يقولون أنه فى نوفمبر. يوم السابع عشر حسبما سمعت فى الاذاعة. |
| İlk komadan önce biftek ve patates yemişti, ikincisinden önce hastanede balık yedi. | Open Subtitles | تناول اللحم و البطاطس قبل غيبوبته الأولى و قدمت المستشفى السمك قبل الثانية |
| Ve işte bu konuşma için olan özel görevim: Bu odadaki her bir insanın yaşam süresini yedi buçuk dakika artırmaya çalışacağım. | TED | لذا سأقدم لكم مهمتي الخاصة لهذا الحديث: سأحاول أن أزيد من العمر الإفتراضي لكل شخص موجود في هذه القاعة بسبع دقائق ونصف |
| Bir şey kedini mi yedi? Aman Tanrım. | Open Subtitles | لقد سحبها الى الحائط الجاف شئ ما اكل قطتك؟ |
| Hank. lütfen Bu şekilde kendini duyamazsın. yedi saniyelik bir gecikme var. | Open Subtitles | لن تكون قادرا على سماع نفسك يا هانك فنحن متاخرون بسبعة ثواني |