"yemedi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يأكل
        
    • تأكل
        
    • يأكله
        
    • لم يتناول
        
    • لم تقبله
        
    • لم تنطلي
        
    • تنطلي عليه هذه الحيلة
        
    Günlerdir hiçbiri yemek yemedi ve tekrar birleşme şansı gerçekten çok uzak görünüyor. Open Subtitles لم يأكل أيّ منهم لأيّام والآن، فرص اجتماعهم بالأشبال المفقودة تبدو ضعيفة للغاية
    İşte koca mideli şampiyonumuz geliyor. Dört gündür bir şey yemedi. Open Subtitles حسنا و ها هو بطلنا فى التهام الطعام لم يأكل منذ أربعة أيام
    Bütün gün belgeleri doldurdu. Hiç uyumadı. Yemek bile yemedi. Open Subtitles لقد أمضى اليوم بطوله في كتابة الأوراق ولم ينام ولم يأكل
    - Akşam yemeğinde hiçbir şey yemedi. - Bugünlerde hepimizde ümitsizlik var. Open Subtitles ـلم تأكل أي شئ على العشاء ـ أننا كلنا مهجورون هذه الأيام
    Makine, kendini hiç nefes almayan bir maymun sandı. Yemek yemedi, hiç uyumadı. Open Subtitles الآلة التي ظننا أنها كانت قرد لم تتنفس مطلقاً ولم تأكل ولم تنام
    -Bir insanı böyle yemek. -Onu yemedi. Yürü. Open Subtitles أكل الرجل هو ذلك هو لم يأكله هيا
    Yemeğini yemedi ve papaz ile görüşmedi. Open Subtitles حسنا، هو لن يأكل وجبة طعامه، وهو لن يرى القسيس.
    Hey, mutfak penceresinden gördüm büyük kuş yine bişey yemedi. Open Subtitles لقد رأيت من نافذة المطبخ أن "بيغ بيرد" لم يأكل
    Bir şeyler yanlış olmalı, kiraz turtasının son parçasını yemedi. Open Subtitles لا بد و أن هناك أمراً ما إذا لم يأكل القطعة الأخير من فطيرة الكرز
    Bedenimdeyken limon yemedi, değil mi? Open Subtitles إنظر إنه لم يأكل أى حمضيات حين كان فى جسدى أليس كذلك؟
    O iğrenç yemekten bir şey yemedi bile. Open Subtitles إنه لم يأكل حتى أى شىء من هذا الطبق الكبير
    Erkek penguenler aylardır hiçbir şey yemedi ve fırtınalardan tek korunakları, birbirleri. Open Subtitles لم يأكل ذكور البطاريق منذ أشهر، ولا يملكون سوى بعضهم البعض لحماية أنفسهم من العواصف الهوجاء
    # Ernest Tufan Öncesinden beri bir şey yemedi #Zayıfladığım doğru ve kanımın iltihaplandığı Open Subtitles ايرنيست لم يأكل شئ من زمن الطوفان أنا لا أكذب، قل وزنى أطنان
    Tomas, böyle yapmasına şaşma, tüm gündür yemek yemedi. Open Subtitles توماس لا أستغرب ذلك فهو لم يأكل طوال اليوم
    Daha abur cubur yemedi, ben de baslatmana izin vermem. Open Subtitles لن أخذ هذه لها هي لم تأكل هذه الأغذية الغير مغذية بعد ولن أدعها تبدأ بذلك
    İşemem lazım, Ve o hiçbir şey yemedi. Open Subtitles يجب ان اذهب لقضاء حاجني وهي لما تأكل أي شي
    İyi haber henüz kimseyi yemedi. Open Subtitles حسناً , الأخبار الجيدة هي أنها لم تأكل أحد حتى الآن
    Veliaht Prensin ayrılışından beri kız kardeşiniz bir lokma pilav dahi yemedi. Open Subtitles منذ مغادرةِ وليِ العهد أختكَ لم تأكل ولا حبة رزّ واحدة
    Zavallı Bayan Matty son üç haftadır muhallebesini yemedi. - Eriyip gidecek! Open Subtitles المسكينة آنسة ماتي لم تأكل حلوى البودينغ في الثلاث أسابيع الأخيرة
    Ancak dört ay önce Alaska'dan ayrıldığından bu yan hiçbir şey yemedi ve geri dönene dek de yemeyecek. Open Subtitles لكنها لم تأكل أيّ شيء "منذ أن غادرت "ألاسكا قبل أكثر من أربعة أشهر ولن تتغذّى مجدداّ حتى ترجع
    - Kimse yemedi. - Bu büyük bir şok. Open Subtitles لم يأكله أحد حسناً ، هذا بمثابة صدمة
    Akşam yemeğini yemedi. Open Subtitles . لم يتناول عشائه ظننتُ أنه سيكون جائعاً بعد جولته الطويله
    WINPAC yemedi, devlet geri gönderdi ama Başkan Yardımcısı Ofisi'ni zorluyor. Open Subtitles وينباك"لم تقبله والدولة أعادته ولكنه" لا يزال يخلق زوبعة في مكتب نائب الرئيس
    Yarımızı aptal yerine koymuş olabilirsin, fakat diğer yarımız bunu yemedi. Open Subtitles حسنا, ربما تكون قد خدعت نصفنا ولكن النصف الاخر لم تنطلي عليه هذه الحيلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more