"yememe" - Translation from Turkish to Arabic

    • آكل
        
    • أتناول
        
    • اكل
        
    • بتناول
        
    • بأكل
        
    • أأكل
        
    Eğer havyardan yememe izin vermezsen, çığlık atarım. Open Subtitles إذا لم تتركني آكل من هذا الكافيار سوف أصرخ
    Herşeyi yememe izin veriyor Makarna krema herşey Open Subtitles إنها تتركني آكل كل شيء، المعكرونة وجبن القشدة
    Aynen öyle, ve kafeterya kapanmadan okula dönmek zorundayım çünkü bu yediğinizden yememe imkan yok. Open Subtitles نعم، بالضبط. وأنا يجب أن أعود للجامعة قبل أن تقفل الكافيتريا لأنه من المستحيل أن آكل هذا القرف الذي تأكلونه
    Puck bir salak ve annesi domuz pastırması yememe izin vermiyor. Open Subtitles هو أحمق , و أمه لن تجعلني أتناول لحم الخنزير المقدد.
    Şekerli mısır gevreklerinden yememe izin vermiyordu! Open Subtitles إنها لا تدعني أتناول حبوب الإفطار بنكهة الفاكهة
    ♪ Kim ♪ ♪ Seni seviyorum. ♪ ♪ Ama en çok yatakta kraker yememe izin verdiğin için seni seviyorum. ♪ Open Subtitles ♪ كيم ♪ ♪أحبك ♪ ♪ لكني في الغالب احب ان تتركيني اكل مقرمشات في السرير♪
    Rafine şeker yememe izin vermiyorsun. Kepekli makarnadan içim dışıma çıktı. Open Subtitles إنكي لا تسمحين لي بتناول السكر ولقد مللت من الباسطا البنيه
    Geçen sefer turtayı yememe sen izin vermiştin! Open Subtitles ماذا؟ سمحت لي بأكل الفطيرة أولا المرة الماضية
    Tanrım! Ayak egzersizi yapmam gerekiyor. Neden tatlı yememe izin verdin? Open Subtitles أريد أن أتمرَّن على حركةِ قدميّ لمَ جعلتني آكل الحلوى
    Geçen hafta makarnaları pişme süresine göre dizip salonda kraker yememe kızdı. Open Subtitles منذ أسبوع، نظمت الباستا عبر أوقات الطهي ولم تدعني آكل المقرمشات في غرفة الجلوس.
    Yemek yememe izin vermeyecek ve beni cezalandıracak! Open Subtitles لن تتركني آكل عشائي، و ستعاقبني
    Yani yalnız başıma yemek yememe izin mi vereceksiniz? Open Subtitles هل ستدعوني أجلس هنا آكل وحدي ؟
    Madem rehberimsiniz, neden kampta 7 dilim pizza yememe izin verdiniz? Open Subtitles - نحن نفهم ذلك - حسنا, إذا كنتما مرشدي كيف تركتماني آكل تلك القطع السبع من البيتزا في المخيم؟
    Önce kameraları bulmamı sağladın, sonra evde elma yememe izin vermedin. Open Subtitles لا أصدق أنك أقنعتني بألا أتناول التفاح حتى أعثر على كل آلات التصوير في المنزل
    Bebek için güvenli olduğuna emin olmak için kontrol etmeden bir şey yememe ya da içmeme izin vermeyecek. Open Subtitles إنه لا يدعني أتناول أو أشرب أي شيء حتى يتحقق و يتأكد أنها آمنة للطفل
    Çok yememe engel oluyor. - Çok gergin gibisin. Open Subtitles تجعلني لا أتناول الكثير. أظنك متوترًا للغاية.
    Niye herkes benim yememe taktı? Open Subtitles لما تهتم بما اكل ؟
    Sanırım bir süre et yememe gerek yok. Open Subtitles قد لا اكل اللحم لفتره من الان
    Onun için yaptığın şeyi yememe izin vermeyecek misin? Open Subtitles ألن تدعني اكل ما اعددته لها ؟
    Ödül için söz verdiğinize göre kuru hurmaları yememe izin verin. Open Subtitles بما انكِ قد وعدتنى بمكافأة فاسمح لى بتناول هذا البرسيمون المجفف
    Ama ablam tabağından... ..yememe izin verirdi. Open Subtitles لكن أختي تسمح لي بأكل بطاطسها من صحنها
    Fark etmez Nasılsa yememe izin vermiyorlar. Open Subtitles لا يهمّ. فهُنّ لن يسمحن لي أن أأكل على كُلِّ حال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more