| Evde bu kadar yemez ama burada her zaman çok yer. | Open Subtitles | هو لا يأكل الكثير في البيت ولكنه دائماً يأكل الكثير هنا |
| Hâlâ hamurdur. Kimse ekmek hamuru yemez -- bence çok az insan ama çok değil. | TED | تكون مازلت العجين .. عجيناً .. ولا احد يأكل عجين الخبز ربما البعض يفعل ذلك .. ولكن ليس الكثير |
| Abartmıyorum, bazen bu deniz aslanları Molaları yemez bile, tüm olay çok hain. | TED | وأنا لا أبالغ، انها مجرد -- وأحيانا لا تأكل منها، انها مجرد حاقد. |
| Hem yamyam ruh köpek adamı yemez, çünkü bariz olarak köpek | Open Subtitles | و روح آكل اللحوم لن تأكل كلب لأنه من الواضح أنه كلب |
| Yaşlı insanlar çok şeker yemez Bart fakat sana biraz kurabiye yapabilirim. | Open Subtitles | كبار السن لا يأكلون الكثير من الحلوى لكن بإمكاني صناعة البسكويت لك |
| - Kimse bu bokları yemez, yahu. - 2015 yılında yiyorlar. | Open Subtitles | لا أحد يأكل هذا الهراء في عام 2015 يأكلونه |
| Tanıdığım kimse bu şeyleri yemez! | Open Subtitles | طوال حياتي لم أرى أحداً يأكل هذه الأشياء |
| Annem öldüğünden beri, babam yatağından hiç çıkmadı... sürekli afyon çeker ve neredeyse hiçbir şey yemez. | Open Subtitles | منذ وفاة والدتي عاش والدي على سريره لا يترك ابدا أفيون غليونه وتقريبا لا يأكل بعد ذلك |
| Asla yemez, asla uyumaz ve asla durmaz. | Open Subtitles | لن يأكل أبداً, ولن ينام أبداً ولن يتوقف أبداً |
| yemez içmez altın tasta | Open Subtitles | من يريد أن يأكل أو يشرب من الطاسة الذهبية |
| Köpekler tavşan yemez. | Open Subtitles | . ـ كلا ، الجراء الصغيرة لا تأكل الأرانب |
| Çünkü canavar kokuşmuş şişko kaltakları yemez! | Open Subtitles | أيّها الأحمق، لأنّ الوحوش المخيفة لا تأكل العاهرات السمينات ذات الرائحة النتنة |
| Raiga burada olmadan yemez misin? | Open Subtitles | لو لم يكن رايجا هنا لا يمكنك حتى أن تأكل ؟ |
| "Benim Marcia'm asla krep yemez. Bu yüzden Marcia'm hala... " | Open Subtitles | إن صديقتي مارشا لا تأكل الفطائر المحلاة أبدا |
| Konserve çorba ve fıstık ezmesinden başka bir şey yemez misin? | Open Subtitles | ألا تأكل أي شئ غير الحساء المعلب و زبدة الفستق؟ |
| Yetişkinler pilavı elleriyle yemez. | Open Subtitles | الناس الواعون لا يأكلون الرز مع اياديهم العارية |
| Hayır. Yetişkinler mısır gevreği yemez. Tavuk yerler. | Open Subtitles | لا ، لا الكبار لا يأكلون الفواكه يأكلون دجاج |
| - Evet ama evdekiler yemez. - Benim evdekiler yer. | Open Subtitles | نعم، لكن عائلتي لا تأكله - عائلتي تأكل البصل - |
| Kim kuru fasulye alıp anında yemez ki? | Open Subtitles | -من يشتري صلصة حارة ولا يأكلها على الفور؟ |
| Aslanlar bu şekilde yemez. Bir aslan olduğuna emin misin? | Open Subtitles | لا تاكل الاسود على هذا النحو اواثق بان ذلك كان اسد ؟ |
| Benim dışımda hiç kimse bu şeyin maliyetini çıkaracak kadar havuç yemez. | Open Subtitles | لا احد غيرى ياكل الكثير من الجزر لتغطية نفقات هذا الاختراع |
| Evet, ama dışarıdaki canavar Azrail olamaz, çünkü Azrail seni yemez, sadece dokunur. | Open Subtitles | أجل لكن لا يعقل أن يكون الوحش في الخارج هو الموت لأنّ الموت يلمسك فحسب، لا يأكلك |
| Hadi be, kim tek çorapla pasta yemez ki? | Open Subtitles | هيا من منا لم يتناول كعكا بفردة جورب واحدة؟ |
| Merak etme. Sarmaşıklar seni yemez. | Open Subtitles | لا تقلق فهذه النباتات لن تأكلك |
| Hem Buldog muffin yemez ki. Yani o muffin'ler ziyan olacak. | Open Subtitles | أنا أبداً مَا رَأيتُ بولدوغَ يَأْكلُ a كعك. |