Bir gün, Güney Afrika'da yeni bir yaşam kurmaya karar verdim. | Open Subtitles | وفي أحد الأيام قررت أن أبدأ حياة جديدة في جنوب أفريقيا |
Bu ev, yeni bir yaşam kurma çabalarımdan birinde yaşadığı evdi. | Open Subtitles | عشت في هذا البيت خلال أحد محاولاتي العديدة لبدء حياة جديدة. |
Brezilya açıklarında eski bir Fenik batığını keşfedeceğiz veya yeni bir kaya oluşumunu, yeni bir yaşam türünü. | TED | سوف نكتشف حطام سفينة فينيقية قبالة سواحل البرازيل أو تكوينات صخور جديدة أو حياة جديدة أو غيرها. |
Kimileri için yeni bir yaşam şansı. | Open Subtitles | لبعض الناس انه فرصة جديدة للحياة |
Yeryüzünü yeni bir yaşam için temizler. | Open Subtitles | يقوم بتنظف الأرض لإتاحة المكان لحياة جديدة |
Bunun yaşam benzeri, ya da yeni bir yaşam formu değil de aynı şeyin tekrarlandığı başka bir versiyon | TED | وقد تعدى مسؤولياته ليقول أنه لا يدعي أن هذه مثل الحياة أو أنها نوع جديد من الحياة |
Yıkım için değil, yeni bir yaşam kurmak için kazandık ve hayatta kaldık! | Open Subtitles | لقد إنتصرنا، و يجب علينا أن لا نعيش لندمر، بل لنبني حياة جديدة! |
Dünya-dışı kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor. | Open Subtitles | حياة جديدة تَنتظرُك في المستعمراتِ خارجِاِ |
Dünya-dışı kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor. | Open Subtitles | حياة جديدة تَنتظرُك في المستعمراتِ خارجِا. |
Dünya-dışı kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor. Fırsat ve macera dolu taşı toprağı altın olan bir yerde her şeye sıfırdan başlama şansı. | Open Subtitles | حياة جديدة تنتظرك فى المستعمرات العالمية للبدء من جديد فى الأرض الفرص الذهبية والمغامرة |
Dünya-dışı kolonilerde sizi yeni bir yaşam bekliyor. Fırsat ve macera dolu taşı toprağı altın olan bir yerde her şeye sıfırdan başlama şansı. | Open Subtitles | حياة جديدة تنتظرك فى المستعمرات العالمية للبدء من جديد فى الأرض الفرص الذهبية والمغامرة |
Onun için ıslak bir son değil, yabancı bir sahilde başlayan yeni bir yaşam. | Open Subtitles | ليس نهايتها الغرق وإنما بداية حياة جديدة علي شاطئ أغرب |
Okyanusta yeni bir yaşam gelişmeye devam eder. | Open Subtitles | هناك بالخارج في المحيط تستمر حياة جديدة في التطور |
Onunla konuştuğum zaman,Dr. Garner'ın ona yeni bir yaşam verdiği konusunda çok inatçıydı. | Open Subtitles | عندما تحدث معها هي كانت مصرة بأن الدكتور جارنر أعطاها حياة جديدة |
O uçsuz bucaksız bilinmezliğin engin deryanın içinden ortaya çıkan yeni bir yaşam! | Open Subtitles | تنبثق من العدم المجهول من الإمتداد الشاسع إلى حياة جديدة |
Anneni Rusya'dan getirip ona Amerika'da yeni bir yaşam kurdum. | Open Subtitles | لقد ساعدت أمك لكي تخرج من روسيا و تبدأ حياة جديدة في أمريكا |
Şuradakinin yeni bir yaşam formu olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | جميعكم حسب علمنا، تلك حياة جديدة كليا هناك |
Yagahl'ların bir daha açlık çekmeyeceği yeni bir yaşam için bize önderlik edecekler. | Open Subtitles | هم سَيُوقعونَنا في حياة جديدة حيث ياجهال سَيَعْرفُ جوعَ لا أكثر. |
Yıldızlar gibi ölmemiz gerekir ki... diğer yıldızlar, diğer gezegenler yeni bir yaşam doğabilsin. | Open Subtitles | تماماً مثل النجوم التي يجب أن تموت و عندها يمكن لنجوم أخرى أن تولد و لكواكب أخرى , و لتبدأ حياة جديدة |
Bana yeni bir yaşam verilmiş gibi hissettim.. | Open Subtitles | شعرت بأني أعطيت فرصة جديدة للحياة |
Ayrıca yeni bir yaşam tapınağı da oldu. | Open Subtitles | لقد أصبح أيضاً معبد لحياة جديدة |
İleriyi düşünüyordu, bunların gerçekte nasıl yeni bir yaşam şekli oluşturacaklarını. | TED | كان يفكر بعيدا لكيفية نمو هذا في الواقع إلى نوع جديد من الحياة |
Çünkü daha temiz ve sakin bir su olursa, bu suda yeni bir yaşam şeklini hayal edebilirsiniz. | TED | لأنه ان كان لديك مياه نظيفة وبطيئة يمكنك أن تتخيل طريقة جديدة للعيش مع هذه المياه. |
Bu yüzden tevazu ve adalet tek bir kap içinde yeni bir yaşam ile kutsandı.. | Open Subtitles | لكي يتنعموا بحياة جديدة في وعاء واحد يمثل التواضع و العدل |