Küreselleşme, yeni fikirler üretmeye dair teşvikleri ve talepleri artırmaktadır. | TED | العولمة تزيد الطلب على الأفكار ، والحافز لخلق أفكار جديدة. |
Tüm bunların amacı ise karşılaşacağımız engellerle yüzleşmek için yeni fikirler ortaya atabilecek bir nesil yetiştirmek. | TED | وهدف كل هذا هو تنشئة جيل من الناس قادرين على التوصل إلى أفكار جديدة لمواجهة التحديات التي تواجههم. |
Bu konuşmalardan yeni fikirler ortaya çıktı ve küçük deneyler yapmaya başladık. | TED | كنتيجة لتلك المحادثات تولدت أفكار جديدة وبدأنا بعض التجارب الصغيرة. |
Ama genellikle yeni fikirler insanların eğlendiği bir dünyada ortaya çıkarlar. | TED | لكن كالغالب، الأفكار الجديدة تأتي الي العالم ببساطة لأنها ممتعة. |
Bu deneyimler yeni fikirler oluşturmama neden oldu. Mesela: Olumsuz risk almanın tezatı da geçerli mi? | TED | وهذه الدروس المستفادة قادتني إلى فكرة جديدة مثل: هل المخاطرة غير السلبية حقيقةٌ أيضاً؟ |
Liderler yeni fikirler olan insanlar değildir, çünkü yeni fikirlere sahip olmak çok kolaydır. | TED | فالرياديون ليسو اولئك الذين يملكون الافكار الجديدة لانه من السهل جدا الحصول على الافكار الجديدة |
İşte biz de yeni fikirler arıyorduk ki bizimki internette parmakla yapılan şeyleri okumuş. | Open Subtitles | إننا نبحث عن أفكار جديده قرأت على النت عن المعاشرة بالإصبع |
Bunlar hekimliğin nasıl olmasına dair çok yeni fikirler değil. | TED | لا يوجد أفكار جديدة مثل هذه لكيف يجب أن يكون الطب. |
Gerçeği açığa çıkarmak için yollar bulmak, yaşama yeni fikirler kazandırmak. | TED | وإيجاد سبل لجلب الحقيقة إلى النور، وابتكار أفكار جديدة. |
Bunun yeni bağlantılar kurmak ve yeni fikirler oluşturma yetisine neler katabileceğini düşünün. | TED | تخيل ماذا ممكن أن تفعل من أجل القدرة على إجراء اتصالات جديدة وتكوين أفكار جديدة. |
Hepimiz yeni fikirler üretmeye çalışıyorduk. | TED | كنا جميعًا نحاول التفكير في أفكار جديدة. |
Pek popüler değildi, bu yüzden yeni fikirler deniyorlar. | Open Subtitles | لم تكن شعبية بدرجة كافية لذلك يحاولون ابتكار أفكار جديدة |
İki taraf içinde çözülmesi gereken sorun, yeni fikirler, yeni silahlar ve askerleri için yeni bir ruh yaratmaktı. | Open Subtitles | كان التحدي بين الطرفين ، يكمن في إيجاد أفكار جديدة وأسحلة جديدة ، وروح معنوية متجددة بين رجالهم |
yeni fikirler bul, öğle yemeğinde onları gözden geçiririz, tamam mı? | Open Subtitles | إذهب واعمل على أفكار جديدة وسنلتقي أثناء الغداء حسنا؟ |
Burada yeni fikirler ya da icatlar konuşulmuyor. | Open Subtitles | نحن لا نتناقش هنا حول أفكار جديدة و لا نتحدث عن القيام بالإختراعات |
Bu departmana senin gibi biri lazım. Taze bir yüz, yeni fikirler. | Open Subtitles | أنتِ ما يحتاجه هذا القسم تمامًا، وجه جديد، أفكار جديدة |
Kana bulanmış bu topraklarda; yönetim nasıl olmalı, hayat nasıl güzelleşir hakkındaki yeni fikirler henüz filizlenmeye başlamıştı. | Open Subtitles | ورغم ذلك، تدفقت من هذه الأراضي المتشبّعة بالدماء أفكار جديدة تنظّم الحُكم والمعيشة |
Biyo-polimerler, materyallar hakkindaki bu yeni fikirler, muhtemelen onumuzdeki on yil icerisinde oyuna dahil olacaklar. | TED | البوليمرات الحيوية, هذه الأفكار الجديدة للخامات سوف يتم إستخدامها بشكل كبير في غضون العشر سنوات القادمة |
İnsanların yeni fikirler hissettiği bu zamanlar, halkların kırılgan yapısını bozabilir... ve çökertebilirdi. | Open Subtitles | زمن عندما أحس الناس أن الأفكار الجديدة قد تقلب المجتمعات إلى بناء هش وتدكه في الأرض. |
Telefon hatları vardı, bu yüzden internet gibi yeni fikirler getirmek çok kolay. | TED | لديهم خطوط الهاتف, لذلك فإنه من السهل جدا تطبيق فكرة جديدة , مثل الإنترنت. |
Kafamda yeni fikirler dolaşıyor. | Open Subtitles | بل أن رأسى مليئة بالكثير من الافكار الجديدة |
Teker teker hepimizin beynini tarayıp yeni fikirler arayacaklar, artık bu ne demekse. | Open Subtitles | واحد بعد الآخر, سوف يتسللون بعقولنا يبحثون عن أفكار جديده مهما كان ما يعنيه ذلك |
Kuzenim para ve yeni fikirler konusunda aptaldır. | Open Subtitles | ابن اخي احمق في ادارته لامواله كغباء آرائه |
Başka insanlarla fikirlerimizi paylaşabiliriz, ve onlar da yeni fikirler keşfettiklerinde, bizimle paylaşırlar. | TED | ويمكننا تبادل الأفكار مع أشخاص آخرين ، وعندما يكتشفونها ، يشاركوننا بها. |
Ben atandığımda benden kuruma yeni fikirler katmam bekleniyordu zaten. | Open Subtitles | حسنًا، حينما تقلدت المنصب كان من المتوقع أن أملأ الوزارة بالأفكار الجديدة والحديثة |