| Metamfetamin kullanmak için gidip günlerce kaldığımız bir yer vardı. | Open Subtitles | هناك مكان اعتدنا الذهاب إليه مرتين في الأسبوع في ذلك الوقت |
| Güneye doğru gittiklerine göre, kaçabilecekleri tek bir yer vardı. | Open Subtitles | ،متجهين جنوباً .كان هناك مكان واحد فقط للهروب |
| Başta rüya görüyorum sandım. Bir yer vardı. | Open Subtitles | كنت أعتقد أني أحلم في البداية، وكان هناك مكان.. |
| Pigalle'de küçük bir yer vardı, orada haftada en az iki kez yerdim. | Open Subtitles | هناك أماكن قليلة فى بيجال .. أكلت فيها مرتين أسبوعياً إنه جيد .. |
| O boyutta bir şeyi saklamak için çok yer vardı. | Open Subtitles | هناك أماكن قيلية باستطاعتك أن تخفي شيئا بهذا الحجم |
| Gidebileceğimi düşündüğüm tek bir yer vardı. | Open Subtitles | هناك مكان واحد فقط ممكن افكر في الذهاب الية |
| Huzur bulduğum sadece tek bir yer vardı. | Open Subtitles | كان هناك مكان واحد فقط يمكنني أن أشعر فيه بأي قدر من السلام. |
| Alt katta bir yer vardı. | Open Subtitles | كان هناك مكان بأسفل الدرج فى المبنى |
| Genellikle tek başıma gittiğim bir yer vardı. | Open Subtitles | كان هناك مكان اعتدت أن أختلى فيه بنفسى |
| - İyiydi. Evimin yanında harika ötesi pizza yapan bir yer vardı, yani... | Open Subtitles | لقد كان جيداً ، هناك مكان قريب من منزلي ولديه أفضل أنواع البيتزا ، لذا أنا فقط... |
| Zaten seninle gitmek istediğim bir yer vardı. | Open Subtitles | هناك مكان نذهب اليه على أية حال |
| Minnesota'da bir yer vardı değil mi? | Open Subtitles | هناك مكان في ولاية مينيسوتا، أليس كذلك؟ |
| Aslında kadroda bir kişilik yer vardı.. | Open Subtitles | حسنا ، كان هناك مكان شاغر |
| Koyacağı tek yer vardı. | Open Subtitles | هناك مكان واحد ، ستضعها فيه |
| Ve Camden Kasabası'nda gidebileceği tek bir yer vardı. | Open Subtitles | وفي (كامدين) هناك مكان واحد للذهاب إليه |
| Demokratlar için az yer vardı. | Open Subtitles | هناك أماكن قليلة للديمقراطيين |