"yerdeki" - Translation from Turkish to Arabic

    • على الأرض
        
    • الأرضية
        
    • في الأرض
        
    • على الارض
        
    • مكانٍ
        
    • الارضية
        
    • فى الارض
        
    • حيث إعتادت
        
    • في مكان
        
    • الأرضيةِ
        
    O, sahne zeminindeki deliğin içinde kaybolan, Yerdeki ipekten bir çemberdir. TED دائرة من الحرير على الأرض تختفي في حفرة في قاع الأرض
    Sorun yok, sadece bir çekmece ve Yerdeki birkaç eşya. Open Subtitles لاتقلقي، هذا مجرد تيار هوائي. بعض الملابس على الأرض فقط.
    İnsanlar odaya girdiğinde bunun Yerdeki bir saçmalık olduğunu düşünüp görmezden gelecekti. TED لذلك فالناس يسيرون في الغرفة وقد يتجاهلونه تقريبا، معتقدين أنه فقط قمامة مرمية على الأرض.
    Yerdeki bir havlunun üzerinde. Ama ahşap kısımda, halıda değil. Open Subtitles على أرضية مغطاة بمنشفة وعلى الأرضية الخشبية ليست المغطاة بسجادة
    Hayır, bayan. Rüzgâr veya Yerdeki bir sarsıntı yüzünden olmalı. Open Subtitles لا يا سيدتي، ربما الرياح أو هزة خفيفة في الأرض
    Bittikten sonra yere doğru baktım Yerdeki pisliğe. Open Subtitles وبعد ما انتهى الامر نظرت للاسفل في الفوضى التي على الارض
    İnsanlara epey kötü şekilde eziyet ettikleri bir Yerdeki karanlık odadan. Open Subtitles من غرفة مُظلمة في مكانٍ ما حيث يُؤذون الناس بقسوة.
    Eğer buradaki yatağa bakarsanız, Yerdeki kilim üzerinde uyuduklarını görebiliriz. TED إذا نظرنا إلى السرير هنا, يمكننا رؤية أنهم ينامون على بساط على الأرض.
    Havaaracı uçuşu esnasında Yerdeki teknisyenlerle iletişim kurabilecek. TED الطائرة، أثناء طيرانها سوف تتواصل مع الفنيين على الأرض
    Yerdeki beyaz çizgiyi görebiliyor musun hemen arkanda 655321? Open Subtitles أترى الخط الأبيض المرسوم على الأرض خلفك تماماً يا رقم 655321؟
    Yerdeki ilk seferimizi hatırlıyor musun? Open Subtitles هل تذكرين المرة الأولى؟ كانت على الأرض في مبنى إتحاد الطلبة؟
    Beni radar görevine verdiler. Sizin Yerdeki gözleriniz olacağım. Open Subtitles فقد عيّنوني مسؤول عن الرادار فأنا بمثابة عينيك على الأرض
    Ama Yerdeki gölge öğleden sonra ya da sabah erken bir zamanı işaret ediyor. Open Subtitles ولكن الظل على الأرض يمتد أكثر كأن الوقت متأخر بعد الظهر أو في الصباح الباكر
    Yerdeki füze rampalarına... nükleer darbe indireceğiz... denizaltılarını bulup yok edeceğiz... yerde ne kadar uçakları varsa hepsini toz duman edeceğiz... ve havada olan uçaklarını da perişan edeceğiz. Open Subtitles نستعد لرد صواريخهم الأرضية بضربة نووية هائلة أبحث ودمر غواصاتهم
    Cylon'lar Yerdeki Koloni gemilerinin kalkış anahtarlarını söktü. Open Subtitles لقد أزال السيلونز مفاتيح التشغيل من سفن المُستعمرات الأرضية
    Tamam, gidip bir süpürge al ve Yerdeki şu dağınıklığı temizle. Open Subtitles حسناً، الآن أحضر المكنسة ونظف هذه الفوضى من الأرضية
    Tuvalet diye Yerdeki delikleri kullanıyorlar, tahta bir barakayla örtülmüş. TED المراحيض هناك هي حرفيا عبارة عن ثقوب في الأرض مغطاة بكوخ خشبي.
    Bu da, sırasıyla, hiç Cüce kadını olmadığına ve Cüceler'in Yerdeki deliklerden çıkarak çoğaldığına dair inanışların yerleşmesine sebep olmuştur bu çok saçma, tabiki. Open Subtitles وهذا بدوره أعطى فكرة الأعتقاد بأن لا وجود للنساء الأقزام وأن الأقزام يأتون من حفره في الأرض
    Şeytandan ve ruhtan bahsetmek ve Yerdeki sürükleme izleri. Open Subtitles الحديث عن الشر و عن الروح و أثار الاحتكاك على الارض
    En azından ıssız bir Yerdeki ağaca bağlanmış ve kana susamış kurtlarla çevrelenmiş değiliz. Open Subtitles على الأقل لسنا مُقيدان إلى شجرة في مكانٍ معزول محاطان بالمتعطشين للدماء والذئاب
    Yatak odanda, Yerdeki o lanet olası kasanın... içindeki lanet olası şeyleri istiyoruz. Open Subtitles نريد ما في الخزينة اللعينة... في غرفة النوم الرئيسية اللعينة... في الارضية اللعينة...
    Ama Yerdeki deliklere dikkat et. Open Subtitles ولكن انتبهى للحفر التى فى الارض
    -Hayır. Hayalarının olması gereken Yerdeki boş torbaya vurdum. Open Subtitles لقد ضربتك في المنظقة السمينة حيث إعتادت خصيتاك أن تكون
    Bu yaşlı insanların bilgeliği ücra bir Yerdeki ihtiyarlar hakkındaki hikayelerin sadece bir derlemesi değil. TED ان حكمة هؤلاء الاجداد ليست مجرد تراكم علم من الاجداد في مكان معزول
    Ama Yerdeki acayip izin kaynağını belirleyebilirim. Open Subtitles لَكنِّي يُمْكِنُ أَنْ هويةَ نا الطبعة الشاذّة على الأرضيةِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more