"yerdesin" - Translation from Turkish to Arabic

    • في المكان
        
    • بالمكان
        
    • المكان المناسب
        
    • إلى المكان
        
    • أنت فى المكان
        
    • جئت للمكان
        
    Şu an en iyi yerdesin. Gerçekten, en iyi yerdesin. Open Subtitles حسـناً، إنك في المكان المناسب بصراحة، أنتِ في المكان المناسب
    Nihayet üç yıl önce olman gereken yerdesin. Open Subtitles أخيراً أنت في المكان الذي كان يجب أن تكون فيه منذ ثلاث سنوات
    -Hanımefendi, sanırım yanlış yerdesiniz. -Asıl sen yanlış yerdesin. Open Subtitles سيدتي أعتقد أنك في المكان الخاطئ أنت الذي في المكان الخاطئ
    Eğer öyle biriysen, yanlış yerdesin. Open Subtitles إن أردت أن تمشي على هواك فأنت بالمكان الغير مناسب
    O kızgınlıkla da dünyada olmaman gereken tek yerdesin şu anda. Open Subtitles وأن الغضب ساقك إلى المكان الوحيد الذى يجدر بك عدم الإقتراب منه
    Sanki öyle bir yerdesin ki hiç kötü bir şey olamaz, anlarsın ya? Open Subtitles لكأنك في المكان الذي لا يحدث فيه أي شيء في الماضي
    Çok yanlış bir yerdesin Anna Ivanovna. Open Subtitles أنتِ في المكان الغير مناسب يا آنا إيفانوفنا
    - Rahip, sen yanlış yerdesin. Çocuklar... Open Subtitles أيها القس أنت في المكان الخطأ ..أنا آسف, أيها الفتى
    Tam olman gereken yerdesin. Open Subtitles انتي بالضبط في المكان الذي ينبغي عليك التواجد فيه
    Havaya uçurulmak istiyorsan doğru yerdesin. Open Subtitles لأن لو كان القصف هو الشيء الخاص بك , إذا فأنت في المكان الصحيح
    Tam da olman gereken yerdesin ve tam da olman gereken kişisin. Open Subtitles وانتِ في المكان الصحيح تماماً وانتِ الشخص الصحيح تماماً
    Çünkü değilsen, yanlış yerdesin. Open Subtitles إن لم تكوني كذلك فأنتِ في المكان الخاطىء
    En sonunda bile tam da olmak istediğin yerdesin, değil mi? Open Subtitles حتى في النهاية انت في المكان الذي تريد ان تكون فيه أليس كذلك؟
    İlk gece güzel uyursan iyi bir yerdesin demektir. Open Subtitles إذا نمت بهناء في ليلتك الأولى يعني أنك في المكان المناسب
    Peki, tamam, yani yanlış sebepten dolayı buradasın ama doğru yerdesin. Open Subtitles حسناً, حسناً, إذاً لربما آتيت هُنا للسبب الخاطئ. ولكنكِ في المكان الصحيح.
    Para için bir kafeste kıvırtıp insanları incitiyorsan, yanlış yerdesin. Open Subtitles إذا كنت تريد أن الرقص حولها في القفص وتؤذي الناس من أجل المال، كنت في المكان الخطأ.
    Dostum, hep yanlış zamanda yanlış yerdesin. Open Subtitles إنك دائماً بالمكان و الوقت الخاطيء يا صاح
    Burada bekle, doğru yerdesin. Open Subtitles أبقي بالجوار. فأنت بالمكان الصحيح.
    Doğru yerdesin. Open Subtitles وجدت المكان المناسب بأمكانك البقاء كل النهار
    Korkunç bir şey. Şimdi olman gereken yerdesin. Open Subtitles عزيزتي، هذا فظيع حسناً، لقد أتيتِ إلى المكان الصحيح
    Yanlış yerdesin ve yanlış konuşmayı yapıyorsun. Open Subtitles أنت فى المكان الغير صحيح وتقوم بحديث خاطىء
    O zaman doğru yerdesin. Bildiğimiz bir şey varsa o da fendir. Open Subtitles إذاً قد جئت للمكان الصحيح ، إن كان هناك شيء نعرفه فهو العلوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more