"yerdi" - Translation from Turkish to Arabic

    • مكاناً
        
    • يأكل
        
    • مكانا
        
    • كان مكان
        
    • مكانٍ
        
    • حيثُ
        
    • المكان
        
    • مكانًا
        
    • كان مكاني
        
    • جهلاء
        
    • سيأكله
        
    • مكان كان
        
    • كان يتناول
        
    • كانت مكان
        
    • لكنها لم تكن دائماً ملكه
        
    Düşündüm ki Mississippi Delta parası olan insanların olduğu, insanların fırsatlarının olduğu ve bu insanların ayrıldığı bir yerdi. TED فقلتُ لنفسي أن دلتا المسيسيبي كانت مكاناً حيث الأثرياء، ومن هم من أصحاب الفرص، كل أمثال هؤلاء، كانوا يغادرون.
    Fakat tarihsel olarak insanların geri dönmek yerine, kaçtığı bir yerdi. TED ولكنها كانت في الماضي مكاناً يهرب منه الناس ولا يعودون إليه.
    Donny çoğu akşam dışarıda ya da başka birinde yerdi. Open Subtitles في معظم الليالي، يأكل في الخارج أو بمنزل شخص آخر.
    Orası bir fincan çok sıcak süt ve bir tutam kafeinli kahveyi gizlice alabileceğim bir yerdi. TED كانت مكانا أستطيع أن أتلذذ فيه بكوب قهوة، والتي كانت حقيقة حليبا ساخنا مع قليل من الكافيين.
    Bir şeyleri hatırlamaya ihtiyacım yok. Orası kötü bir yerdi. Open Subtitles أنا لست بحاجة إلى شرارة للتذكير .أنّه كان مكان سيئ
    Eski bir fabrika binası gibi bir yerdi. Beni oraya götürüp sorguya çektiler. Open Subtitles هو كمصنعِ قديمِ أَو مكانٍ ما أَخذوني هناك ليستجوبوني
    Atlantis, Güzel Manzara, Huzur Otel gibi pejmürde otellerin olduğu kasvetli bir yerdi. Open Subtitles كان مكاناً كئيباً به فنادق رديئة . أمى كانت تشبه كثيراً تلك الفنادق
    Evet, Kızıl Köpek, Dampier'e geldiğinde gerçekten çılgın bir yerdi. Open Subtitles نعم هو مكاناً مجنون عندما وصِلُ الكلبُ الأحمر إلى داميير.
    Burası hiçbir kayıtta görünmüyordu ama göründüğünde bile terkedilmiş bir yerdi. Open Subtitles لم يعد هناك آثر للمبنى، ولكن عندما فعلها كان مكاناً مهجورًا
    Bir zamanlar ölüm ve şiddetle dolu bir yerdi. Open Subtitles مثل هذا الوادي في الماضي كان هذا الوادي مكاناً حافلاً بالموت والعنف
    Frankie'nin bulduğu rehabilitasyon merkezi güzel bir yerdi. Open Subtitles مركز إعادة التأهيل الذي عثر عليه فرانكي كان مكاناً لطيفاً
    İlk zamanlarda evren çılgın ve acımasız bir yerdi. Open Subtitles كان الكون بمراحله الأولى مكاناً جامحاً وجنونيّاً
    Kumaş yerdi. Her şeyi yerdi, kağıtları da. TED كان يأكل المنسوجات. كان يأكل أشياء، المواد القابلة للتدوير.
    Mide ilacı. Her zaman tabağındaki şehriyeleri sıyırana kadar yerdi ama son zamanlarda doğru dürüst yemiyordu. Open Subtitles دواء للمعدة، كان دوماً يأكل وعاء المعكرونة بأكمله
    Mide ilacı. Her zaman tabağındaki şehriyeleri sıyırana kadar yerdi ama son zamanlarda doğru dürüst yemiyordu. Open Subtitles دواء للمعدة، كان دوماً يأكل وعاء المعكرونة بأكمله
    ve orası gerçekten, sihirli bir yerdi. TED و كان مكانا لا يوصف إلا بأنه كان سحريا.
    Ben ait olduğum yeri bulamadım belki ama bu son sahne Buck'ın ait olduğu yerdi. Open Subtitles لم اجد مكاني في العالم ولكن هذا النهائي كان مكان باك
    Bence bulunabileceği ikinci en iyi yerdi. Open Subtitles أعتقد بأنّها، كما تعلمون، على الأرجح كان أفضل ثاني مكانٍ يُمكن أن تكون فيه
    Yunanistan onu hayallerinde birçok kez ziyaret ettiği bir yerdi. Open Subtitles اليونان مكان حيثُ زاره عدة مرات في دماغه
    Bu vahşi alan, fantastik yaratıkların evi ve renkli, hayat dolu bir yerdi. TED لقد كان ذلك المكان البرّي المليء بالألوان والحياة، موطن لتلك الكائنات الغريبة الخياليّة.
    Sera en iyi yerdi. Ilıktı. Open Subtitles الدفيئة الزجاجيه كانت أفضل، كانت مكانًا دافئًا
    Senin yaşındayken, en çok sevdiğim yerdi. Open Subtitles حين كنت في سنك، هذا كان مكاني المفضل في العالم بأجمعه
    Geçmiş yüzyıllarda bizim hocaların yarısı aptallıkları yüzünden sıradan ilkokullarda öldüresiye dayak yerdi, yani... Open Subtitles أن نصف أعضاء هيئة التدريس جهلاء في أيّ مدرسة نحوية في القرن الماضي، لذا
    Eğer şu Yanki kafanı kesmeme izin verseydin, onu bile yerdi. Open Subtitles ولو تسمح لى بقطع رأسك الامريكى سيأكله أيضا
    Gwidor'a vardığımızda, nasıl bir yerdi ama, 200 tane çocuk vardı kıyafetlerini giyinip ısınıyorlardı. Open Subtitles عندما وصلنا إلى غويدوور، ياله من مكان كان هناك تقريبا 200 صبي و كنا نستعد للمشاركة
    Yulaf lapasının yanında lor, kaymak, acı ve turşu da yerdi. Open Subtitles ومع البليلة كان يتناول الحليب الرايب والشطة والمخللات
    BrookIyn yaşamanın oldukça zor olduğu bir yerdi. Her gün en azından bir kez kavga ederdim. Open Subtitles بروكلين كانت مكان قاسياً كنت أتشاجر مرة على الأقل يومياً
    Burası Blackie'nin saklandığı yerdi. Open Subtitles كانت هذه البضاعة ملكاً لـ(بلاكي) لكنها لم تكن دائماً ملكه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more