Eğer başıma kötü bir şey gelirse, sen, oğlum, yerime hükmedeceksin. | Open Subtitles | اذا حدث لى مكروه أنت يا ولدى ، سوف تكون مكاني |
Kendini benim yerime koymaya çalışma ben de kendimi senin yerine koymaya çalışmayayım. | Open Subtitles | إذاً لا تحاول أن تضع نفسك مكاني ولن أحاول أن أضع نفسي مكانك |
Evet ama bu sadece, benim yerime onun üstündeyken uyuyakalıyordu demek. | Open Subtitles | نعم , لكن ذلك يعني فقط أنه نام معها بدلاً مني |
Benim yerime iki milyonu almasına izin veremezdim. Onu vurdum. | Open Subtitles | لم أسمح لها بأخذ المليوني دولار بدلاً مني فقمت بقتلها |
Ne sizin korkularınızla yüzleşebilir, ne de hayallerinizin peşinden koşabilirim. Siz de aynını benim yerime yapamazsınız. Fakat birbirimizi destekleyebiliriz. | TED | لا أستطيع مواجهة مخاوفك أو مطاردة أحلامك، وأنت لا تستطيع فعل هذا بدلا مني، لكن نستطيع أن ندعم بعضنا البعض. |
Sizin itibarınızda birinin ödülü benim yerime kabul etmesi benim için şereftir. | Open Subtitles | سيشرفني بأن يقبل شخص بمكانتكِ الجائزة نيابة عني |
Keşke altında olduğum baskıyı görebilmen için kendini benim yerime koyabilsen. | Open Subtitles | أتمنى لو تضعين نفسك في مكاني لتري الضغط الذي أعاني منه |
Ben gittikten sonra yerime senin gibi birinin gececegini dusunmek isterim. | Open Subtitles | أود أن أفكر أن رجلا مثلك يأخد مكاني بعد أن أذهب. |
Hazır kıyafetler iyidir hoştur ama gerçek bir terzi için benim yerime gelmelisin. | Open Subtitles | محلات البيع كلها حسنة وجيدة, لكن للأزياء الحقيقية, عليكِ أن تأتي إلى مكاني. |
Kendini benim yerime koysana bir. Karımla her gece yattığımız yatakta o kadın, kimbilir kaç tuhaf adamla yattı? | Open Subtitles | دع نفسك مكاني كم عدد الرجال الذين نامو مع تلك الإمرأه بذلك الفراش الذي ننام فيه كل ليله ؟ |
En fazla iki gün içinde de, yerime başkası geçer. | Open Subtitles | لن يمر سوى يومين ليرسلوا رجل آخر ليحل مكاني |
Ama, benim yerime oraya sen gidersen işe falan yaramayacak, tamam mı? | Open Subtitles | و لكن اذا ذهبت إلى هناك بدلاً مني لن ينجح الأمر، حسناً؟ |
Aslında seni seçmesini istemedin "benim yerime" seni seçmesini istedin. | Open Subtitles | لمْ تريدينه أن يختاركِ بل أردتِه أن يختاركِ بدلاً مني. |
Kendi kavgalarımda benim yerime savaştığın mesajını verdiğin için de özür dileyecek misin? | Open Subtitles | وهل ستعتذرين ايضاً بإرسالك أنني احتاج لك لتساعديني في خوض منازلاتي بدلاً مني؟ |
Bu hafta sonu benim yerime SAT sınavına girme şansın var mı acaba? | Open Subtitles | هل هناك مجال أن تقدم إختبارات قبول الجامعة بدلاً عني نهاية هذا الأسبوع؟ |
Yani, beni öldürmek istediler ama benim yerime onu öldürdüler. | Open Subtitles | النقطه. . أنهم قصدوا قتلى أنا لكنهم نالوها بدلا منى |
Eğer benim yerime siz giderseniz, bir budalalık yapmayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت حقا أنكما لو ذهبتما بدلا عني فلن يكون سافلا |
İşimi yapmak zorunda değilim, çünkü başka birisi benim yerime yapar. | Open Subtitles | لست بحاجة للقيام بعملي لأن غيري سيقوم به نيابة عني. |
Henry onu benim yerime koydu, anlarsın ya, bu benim için çok zor oldu. | Open Subtitles | لقد وضعها فى مكانى , كما ترين وذلك كان صعباً علىّ جداً |
Benim yerime sen gideceksin! | Open Subtitles | لمَ لا تذهبي أنت إلى القصر عوضاً عنّي؟ |
- Benim yerime alışveriş yapacak bir adam için neler verirdim biliyor musunuz? | Open Subtitles | .. أتعرفين ما الذي قد أفعله .. حتى يكون لديّ رجل يتسوّق لأجلي |
Siz, benim yerime uygun birini bulana dek görevlerimi yerine getirebilirim. | Open Subtitles | يمكنني القيام بواجباتي حتى يمكنك أن تعثر على بديل مناسب لي |
Benim yerime gidip o köpeği seçmesine inanabiliyor musunuz? Bence bunu ben cevaplamayayım. | Open Subtitles | هل تصدقون أنها قامت باختياره بدلًا مني ? لا تدعني أجيب على هذا. |
Affedersin, benim yerime şu adamla ilgilenebilir misin? | Open Subtitles | معذرةً، أيمكنكِ أن تعتني بهذا الشخص نيابةً عنّي ؟ |
Neden benim yerime onun ölmesi gerekiyordu? | Open Subtitles | لماذا كان يجب ان تموت فى المقام الاول عوضا عنى |
Keşke benim sınavlarımda da birileri benim yerime girip geçse. | Open Subtitles | أتمنّى لو كان لديّ من يقوم بحضور امتحاناتي عوضًا عنّي. نعم. |
Sanırım kadın, Eynollah'a beni kovmasını söyledi ve yerime iyi bir işçi önerdi. | Open Subtitles | اعتقدت أنها طلبت من عين الله أن يطردني وعرضت عليه استبدالي بعامل أفضل |
yerime başkasını tutup uzun süre birçok kişiye yardım edebilirsin. | Open Subtitles | بهذا يمكنك إستبدالي و مساعدة الكثير من الناس لفترة طويلة. |
Ayrıca, Riley benim yerime diğerleriyle çıkıyor. Her şeyin kontrol altında olduğuna eminim. | Open Subtitles | رايلي يحل محلي الآن مع الآخرين أنا متأكدة من أنهم يسيطروا علي الوضع |