| Adli tıp uzmanımızın laboratuvarına yerleştirdiğin dinleme cihazını da bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا أيضاً جهاز التنصت الذي وضعته في كمبيوتر عالمتنا الجنائية. |
| Kiralık katile yerleştirdiğin izleme cihazından sonuç var mı? | Open Subtitles | وجهاز التتبع الذي وضعته في ذلك السفاح لم يقود لأي مكان؟ |
| Suç yerine yerleştirdiğin J. Doe'nun sahte parmak izleri. | Open Subtitles | أولاً بصمات الشخص المجهول التي زرعتها بمسرح الجريمة |
| Kocası aleyhinde yerleştirdiğin delil anlaşılırsa seni korumamızın hiçbir yolu olmaz. | Open Subtitles | "لو ظهرت الأدلة التي قمت بدسها ضد زوجها..." "لن تستطيع حمايتك بأيّ طريقة." |
| Benim bulmam için yerleştirdiğin baltayı bulan bendim. | Open Subtitles | إننى من وجدت الفأس ، تماماً حيث زرعته لى لأجده |
| İçime yerleştirdiğin şey hoşuma gitmeye başladı. | Open Subtitles | أتعلم لقد بدأت أحب ذلك الذي وضعته في |
| Senin yerleştirdiğin ampul, böylece dostların silahları ne zaman ateşleyeceklerini biliyorlardı. | Open Subtitles | هذا المصباح الذي وضعته حتى يعرف اصدقائك متى يقتحمون المكان موجهين اسلحتهم |
| Araca yerleştirdiğin bombanın ağabeyim için olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم ان القنبلة التي زرعتها في هذه الشاحنة لم تكن مقصودة فيه |
| Çünkü yerleştirdiğin bomba, iki masum insanı öldürdü. | Open Subtitles | لأن القنبلة التي زرعتها تسببت في مقتل شخصان بريئان |
| Kocası aleyhinde yerleştirdiğin delil anlaşılırsa seni korumamızın hiçbir yolu olmaz. | Open Subtitles | "لو ظهرت الأدلة التي قمت بدسها ضد زوجها..." "لن تستطيع حمايتك بأيّ طريقة." |
| Hırsızlara yerleştirdiğin vericiden gelen sinyalleri izledik. | Open Subtitles | لقد تتبعنا جهاز التعقب الذي زرعته في اللصوص في المزاد. |
| Şarkını tercüme ettik. yerleştirdiğin bütün mayınları bulduk. | Open Subtitles | لقد ترجمنا أغنيّتكَ، واستخرجنا كلّ لغمٍ زرعته. |
| Ya da senin yerleştirdiğin yerde bulurlar. | Open Subtitles | او ربما سيجدون المكان الذي زرعته به |