Yani bu, potansiyel yerli bir insanın bebek bakımını yapmaya karar verip vermemesidir. | TED | فلنفترض أن هناك شخص محلي يحتمل أن يُقَرِّر ما إذا كان سيلج سوق مجالسه الأطفال. |
Vicky de bu arada Katalan yaşam tarzının her noktasını araştırmaya devam etti, hatta pazara ve Katalan mutfağını öğrenmek için yerli bir lokantaya bile gitti. | Open Subtitles | فيكي كانت تبحث في كل جوانب الحياة الكاتالنوية حتى أنها قامت بجولة في السوق و مطعم محلي لتتعرف على المطبخ الكاتالوني |
Richards, yerli bir avcıydı ve Gisani'nin kendi köyünden uzakta burada ne yaptığını merak ediyordu. | Open Subtitles | ريتشارد هو صياد محلي ويشعر بالفضول, ما الذي يفعله جيساني هنا بعيداً عن قريته |
Bilmiyorum. En az bir mahkûm. ve yerli bir ucube köylü. | Open Subtitles | لا أعلم، على الأقلّ سجين واحد آخر ومسخ ريفيّ محلّي |
Avustralya'da yerli bir adamın itibar ve gururla çocuk yetiştirme denemeleri ve zaferlerinden bahsedişini dinleyebilirsiniz. | TED | يمكنكم سماع رجل من السكان الأصليين في استراليا يتحدثُ عن المحاولات والانتصارات لتربية أولاده في كرامة وفخر وكبرياء. |
Muhtemelen yerli bir saldırı için yerli bir alıcı. | Open Subtitles | من المُحتمل أن يكون محلياً، لأستخدامه في هجوم محلي. |
- yerli bir elbise al, herkes mutlu olsun! | Open Subtitles | أحصلي على فستان محلي وسيكون الجميع سعداء |
İstediği parayı veren herkesi nehirden geçirebilecek yerli bir kaptan var. | Open Subtitles | يوجد قبطان محلي اسمه "جين سون" وهو يستطيع أخذ أي كان للنهر مقابل السعر المناسب |
Tanıdığım yerli bir tacir, cuma günü gidecekti. | Open Subtitles | أعرف تاجر محلي سيرحل يوم الجمعة. |
Inoke Makuakane tarafından yönetilen yerli bir Samoa karteli. | Open Subtitles | - مواطن محلي اسمه كارتل ساموا يديره ماكوناى اينوك. |
"Bardakta buharlaşarak bitmiş olan şarap, içinde baldıran otu izine rastlanmayan, ucuz yerli bir şarap. | Open Subtitles | النبيذ الذي تبخر من الكأس كان نبيذ محلي رخيص بدون آثار " هيملوك " به |
yerli bir araca binmemen gerektiğini biliyorsun, dostum. | Open Subtitles | -لا يا صاح، أنت تعرف جيداً الأفضل عدم دخول سيارة مع شخص محلي |
yerli bir çiftçi üzerlerine saldırıp onları yakalarına kadar yiyor. | Open Subtitles | هاجمهم مزارع محلي وأكلهم حتى ياقاتهم. |
Jin-Soon adında yerli bir kaptan var. | Open Subtitles | يوجد قبطان محلي اسمه "جين سون" |
Bugünkü haberlerde,yerli rapçı Nemesis bir skandala karıştı yerli bir çocuğun fotografını imzalamadı. | Open Subtitles | في أخبار اليوم كانت هناك اشاعات عن مغني الراب المحلي ( نيمسس )؟ على ما يبدو انه عندما رفض التوقيع لـ صبي محلي |
yerli bir genç. | Open Subtitles | إنّه صبيّ محلي. |
Bu 1882 yılında yerli bir çiftçinin tam olarak aynı yerde gördüğünü iddia ettiği şeyle benzerlik gösteriyor. | Open Subtitles | تماثلها واقعة مزارع محلّي عام 1882 ادّعى رؤيته لنفس الشيء في نفس الموقع |
Glades'teki Steele fabrikasının açılışından bir ay falan önce yerli bir meclis üyesi bana geldi. | Open Subtitles | قبل شهر من افتتاح مصنع (ستيل) في (غلايدز)، خاطبني عضو مجلس محلّي. |
yerli bir eski asker ve Kaliforniya Ulaştırma Departmanı'nda çalışan bir grafik tasarımcı olan John Hood tarafından tasarlanmıştı. | TED | رسمها مصمم جرافيك يدعى جون هود، كان من المحاربين الأمريكيين الأصليين وعمل لدى وزارة النقل في كاليفورنيا. |
Belki de hayatının son günlerini edepsizce, ...tropikal bir adada yerli bir çocukla geçirmek istiyorsundur? | Open Subtitles | ربما في خيالك الخصب، تود العيش يقية أيامك فرحا في الجزيرة مع طفل من السكان الأصليين ؟ |
yerli bir hukuk bilgini ve bilim insanı olarak, suya dair bu eşitsizliğin çoğunlukla Batı'daki hukuk sisteminin, suyun kişiliğini tanımaktaki başarısızlığından kaynaklandığını düşünüyorum. | TED | لذا، كوني من السكان الأصليين ومدرسة وعالمة، أعتقد أن الكثير من هذا الظلم للمياه هو نتيجة لفشل النظام القانوني الغربي في تحديد الشخصية القانونية للماء. |