| Bence farkında olmadığın bir vücut dili okuma yeteneğin var. | Open Subtitles | أعتقد بأن لديك موهبة لا شعورية في قراءة لغة الجسد |
| - Doğal bir yeteneğin var ama çok sık duygularının kaçmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لديك موهبة طبيعية ولكن في كثير من الأحيان أن تدع عواطفك تذهب معك |
| yeteneğin var ve bunu takdir edecek insanlar da, ...peki seni bu kadar üzen kahrolasıca şey ne? | Open Subtitles | أنتِ لديكِ موهبة وهناك أناس يعترفون بذلك ما الذي يجعلكِ تقلقين اذاً ؟ |
| Çünkü iyi bir boksör olacak yeteneğin var. | Open Subtitles | لأن لديك الموهبة لتصبح ملاكم جيد |
| Özel bir yeteneğin var, işte o yüzden iki değil, üç yeşili hak ettin. | Open Subtitles | أنت موهوبة ، ولهذا ستحصلين على ثلاث ورقات بدلاً من ورقتين |
| Bariz olanı söylemek gibi hiç şaşmayan ama yorucu bir yeteneğin var. | Open Subtitles | تملك موهبة مضجرة لا تخطيء لتقول ما هو معروف، ..على |
| İnsanın bütün hayatını bir cümlede özetleme konusunda inanılmaz bir yeteneğin var. | Open Subtitles | أتعلم , أن لديك قدرة خارقة في تلخيص حياة كاملة لرجل ما في جملة واحدة |
| Pek çok alanda nadir rastlanan bir yeteneğin var ama ayak oyunları bunlardan biri değil. | Open Subtitles | أنت موهوب بشكل نادر في عدة أشياء لكن سياسة المكتب ليست إحداها |
| Şimdi..doğru adamı seçmen için yeteneğin var mı? | Open Subtitles | الآن.. هل لديك القدرة لاختيار الرجل المناسب؟ |
| Bir yeteneğin var su götürmez bir yetenek ve bunu kullanmak senin görevin. | Open Subtitles | لديك موهبة موهبة أكيدة وواجب عليك لاستخدامها. |
| Jeff, ender ve çok iyi bir yeteneğin var. Şehrin bu gece sana ihtiyacı var. Ve Roy? | Open Subtitles | جيف، لديك موهبة نادرة ورائعة المدينة تحتاجك الليلة |
| Hayatta dikkate değer şeyler yapmanı sağlayacak bir yeteneğin var. | Open Subtitles | لديك موهبة يجب أن تسمح لك بأن تقوم بأشياء مهمة في الحياة |
| Mike Winchell... topu Boobie Miles'a atma konusunda doğal bir yeteneğin var. | Open Subtitles | مايك وينشل، لديك موهبة طبيعية .. لرمي الكرة لبوبي مايلز |
| Sende acemi yeteneğin var ve bu da bölgesel şampiyonaya yetmez. | Open Subtitles | لديكِ موهبة لا بأس بها. لكن هذا غير كافي للدخول في البطولة المحلية. |
| Yalan söylemek için doğuştan yeteneğin var ama altından kalkmak için yeterli zekaya sahip değilsin. | Open Subtitles | لديكِ موهبة فطريّة في الكذب لكن ليس ما يكفي من الذكاء لإدراك الأمر |
| yeteneğin var. Gidip büyükanneni arayacağım. | Open Subtitles | لديك الموهبة سوف اذهب لأتكلم مع جدتي |
| Hızlı ve güçlüsün. yeteneğin var. | Open Subtitles | لديك السرعة، والقوّة، أنت موهوبة. |
| Kesinlikle doğal bir yeteneğin var. | Open Subtitles | أنت قطعاً تملك موهبة فطرية عظيمة. |
| Aşağılamayı iltifat gibi gösteren mükemmel bir yeteneğin var. | Open Subtitles | أتعرفين، لديك قدرة فريدة في جعل المجاملة تبدو مهينة ومن قال إنها مجاملة؟ |
| Eddie, sana bunu yapmasına izin veremezsin. Tanrı vergisi yeteneğin var. | Open Subtitles | لا تسمح لها بفعل هذا بك أنت موهوب |
| Senin her şeyin zayıf noktasını görme yeteneğin var. | Open Subtitles | لديك القدرة على معرفة نقطة الضعف لأي جسم |
| İtiraf etmeliyim. Fotoğraf için yeteneğin var. | Open Subtitles | الصدق، عِنْدَكَ موهبةُ للتصوير الفوتوغرافي. |
| Hayal bile etmediğin bir yeteneğin var. Rahat ol. İçgüdülerin ve eğitimin üstesinden gelecektir. | Open Subtitles | لديك مواهب لم تحلم بها يا بني فقط اهدأ غرائزك وتدريباتك ستتولى الزمام |
| Güzelliğinle her şeyi başarıyorsun. Doğuştan bir yeteneğin var. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد فاوضتيه بشكل جميل لديك هبة الخداع |
| Çabucak yakalıyabilirsin ve cadılığa karşı yeteneğin var. | Open Subtitles | تلتقطين المعلومة بسرعة و أنت تمتلكين موهبة حقيقية |
| Hız ve çeviklik konusunda üstün bir yeteneğin var. | Open Subtitles | لديك مهارات واضحة فضلاً عن السرعة وخفة الحركة. |
| Kargaşa için gerçekten de yeteneğin var. | Open Subtitles | لديك موهبه قويه في جعلهم مضطربين |
| Biliyor musun, iş politikaya gelince, doğal bir yeteneğin var. | Open Subtitles | أنك تملك موهبه طبيعيه وجهة نظر سياسية |