"yeterince kötüydü" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيئاً كفاية
        
    • سيئة بما يكفي
        
    • سيئا بما فيه الكفاية
        
    • من السيء كفاية
        
    • سيئاً بما يكفي
        
    İlk başta davet edilmemek yeterince kötüydü. Open Subtitles لقد كان سيئاً كفاية عدم دعوتي في المقام الأول
    O süper ucubenin bir polisi öldürmesi yeterince kötüydü. Open Subtitles إن موت الضابط على يدي ذلك الخارق المجنون كان سيئاً كفاية.
    O süper ucubenin bir polisi öldürmesi yeterince kötüydü. Open Subtitles إن موت الضابط على يدي ذلك الخارق المجنون كان سيئاً كفاية.
    Bir sefer yeterince kötüydü, ama ikincisi ? Open Subtitles مرة واحدة كانت سيئة بما يكفي, لكن مرتين؟
    Deneyler yeterince kötüydü ama şimdi tam arkamızda hedefleri var... Open Subtitles التجارب كانت سيئة بما يكفي ولكنهم الآن يستهدفوننا
    Bizim yaptığımız hep beklemekti. Orson Davids yeterince kötüydü. Open Subtitles ما عانيناه من خلال انتظار سماع أي شيء عن ابننا ديفيد كان سيئا بما فيه الكفاية
    Manny'nin annesini paylaşacak olması yeterince kötüydü. Open Subtitles من السيء كفاية أن ماني اضطر لأن يشارك أمه
    Bu Dominikli kızarmış muz yiyiciler gelmeden önce de zaten yeterince kötüydü. Open Subtitles كان الوضع سيئاً بما يكفي قبل مجيء هؤلاء الساقطات الدومينيكانيات آكلات الموز.
    Kan yeterince kötüydü. Bu kadar heyecanlı olmana şaşmamak gerek. Open Subtitles فلقد كان الدم سيئاً كفاية - لا عجب أنّك تبدين متحمّسة جدّاً -
    Phil baştayken yeterince kötüydü, ama onunla bile geçinebilirdim. Open Subtitles كان (فيل) سيئاً كفاية لذلك الموقع لكن كان بوسعي التعايش معه
    Zavallı Edith. Mülk temsilcisi olması yeterince kötüydü. Şimdi o bile olmayabilir. Open Subtitles (إديث) المسكينة، كان سيئاً كفاية أنه وكيل والآن قد لا يصبح كذلك حتى
    Urca altınının çalınması yeterince kötüydü zaten. Open Subtitles حين سرق الذهب من (أوركا) كان الأمر سيئاً كفاية
    Phil üst mevkiide yeterince kötüydü. Open Subtitles كان (فيل) سيئاً كفاية لذلك الموقع
    - İtalya zaten yeterince kötüydü. - Yapma ama Lisa. Open Subtitles -كانت ايطاليا سيئة بما يكفي
    Onun yüzünden Valerie'yi kaybetmem yeterince kötüydü. Şimdi ise... Open Subtitles أليس سيئا بما فيه الكفاية أنني فقدت فاليري بسببه , وماذا نفعل الآن؟
    İlk seferi yeterince kötüydü zaten. Open Subtitles كان سيئا بما فيه الكفاية للمرة الأولى.
    Kukumun esnemesi yeterince kötüydü zaten. Open Subtitles من السيء كفاية أن بطني ينتفخ بشدة
    Bu bile yeterince kötüydü, ama senin daha fazla tehlikede olduğunu bilmek... Open Subtitles وكان هذا سيئاً بما يكفي ، لكن ...معرفة أنك معرضة لأخطار أكبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more