Egzersiz ve diyet için yeterli bir süre. | Open Subtitles | هذا وقت كاف للبدء بحِمية و ممارسة التمارين |
Kennedy'nin Berlin duvarının tekmelenmesi hakkında kısa bir nutuk çekmesi için yeterli bir süre. | Open Subtitles | ( هذا وقت كاف لــ( كيندي كي يلقي خطاباً يلقّن فيه الجدار درساً |
18 saniye hırsızın içeriye girmesi için oldukça yeterli bir süre. | Open Subtitles | ثمانية عشر ثانية وقت كافي للسارق ليقوم بالدخول |
Zehrin görevini yapması için yeterli bir süre değil mi? | Open Subtitles | هذا وقت كافي للتسمم لكي قوم بعمله ، أليس كذلك ؟ |
Amcamın şirketini kurtarmak için yeterli bir süre. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك وقت كافي لإنقاذ شركة عمي |
Bu onlarca gezegende geniş kitlelerin yerleşmesi için yeterli bir süre. | Open Subtitles | ذلك وقتاً كافياً لعشرات من الكواكب ليتم الاستقرار بها مع أعداد كبيرة من السكان |
Bayan Nyholm, bu 12 saatlik süre mahkeme emri çıkarılması için yeterli bir süre değildir o yüzden itirazınız reddedildi. | Open Subtitles | وأتمنى لو اعتقدت ذلك الآنسة نايهولم آنسة نايهولم, مدة 12 ساعة هذه لا تمنح وقتاً كافياً للحظر الطارئ |
- Hatalı olabilirim ama 10 yıl, gençlikte yapılmış bazı aptalca hataların affedilmesi için yeterli bir süre | Open Subtitles | - اذا لم أكن مخطأه عشرة سنوات وقت كافي للمسامحة اذا لم تنسى - بعض الاعمال الطائشة |
Bir hikâye uydurmak için yeterli bir süre. | Open Subtitles | ذلك وقت كافي لإختلاق قصة مزيفة |
Üç hafta birini unutmak için yeterli bir süre. | Open Subtitles | ثلاثة أسابيع هو وقت كافي لتخطي شخصاً ما |
Söylemen gerekenler için gayet yeterli bir süre. | Open Subtitles | هذا وقت كافي لقول ما يجب قوله |
30 dakika. yeterli bir süre olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ثلاثين دقيقة, لا أعتقد أنه سيكون وقتاً كافياً |
Tahliye etmek için 2 dakika pek de yeterli bir süre değil. | Open Subtitles | دقيقتين ليسوا وقتاً كافياً لإخلاء المنطقة |