Fakat bu yolcuğunun uzunluğunun kendilerinin yiyecek ve su kaynaklarını zorlayacağını biliyorlardı. | TED | ولكن كانوا يعرفوا طول هذه الرحلة قد ينزف مخزوناتهم من الطعام والماء |
Bize biraz yiyecek ve su verirseniz çok minnettar oluruz. | Open Subtitles | وسنكون بغاية الأمتنان ان كان لديك بعض الطعام والماء لنا |
Bir insan değil. Sadece yiyecek ve su alacağız Herkül, o kadar. | Open Subtitles | لم اتكلم عن انسان, طعام وماء فقط هذا كل شيىء |
Bir haftalık yiyecek ve su stoklayın. | Open Subtitles | خزّنوا من الطعام والشراب ما يكفي لمدة إسبوع |
Yol için yeterli yiyecek ve su alın. | Open Subtitles | أجلب بما فيه الكفاية من غذاء وماء للرحلة |
Fakat yiyecek ve su ihtiyacı olan kazları orada başka bir mücadele bekler. | Open Subtitles | لكن الإوز التي تحتاج إلى طعام أو ماء تواجه أكثر من تحد هناك. |
yiyecek ve su bulmak için er geç çıkacaklar. | Open Subtitles | حيثفيالنهاية، سيتوجب عليهم إيجاد طعام و شراب. |
Görünüşe göre ona yiyecek ve su getirmek için her gece buraya gelmiş. | Open Subtitles | أتى إلى هنا كل ليلة على الأرجح أحضر لها الطعام و الماء |
yiyecek ve su alabilirsiniz. Sakın başka bir şeye dokunmayın. | Open Subtitles | ولكن اعلموا هذا , الطعام والماء أمنين لا شىء غير ذلك |
Çiftlik hayvanları ya ölüyor ya da çoktan tüketilmiş. yiyecek ve su stoklarımız azaldı. | Open Subtitles | إما أن تأكل الماشية أو تموت الطعام والماء قليل |
Büyük hayvan sürüleri yiyecek ve su bulmak için aylarca göç ediyor ve bir olayın yaşamlarını değiştirmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | ترتحل قطعان كبيرة من الحيوانات لشهور بحثاً عن الطعام والماء منتظرين حدثاً سيغيّر حياتهم كثيراً |
Göçebe bir yaşam tarzı sürdüren bu canlılar yiyecek ve su için uzun mesafeler kat ediyor. | Open Subtitles | ،يحيون حياة بدويّة يرتحلون مسافات شاسعة بحثاً عن الطعام والماء |
Yılın bu zamanı yiyecek ve su bulmak çok zor. | Open Subtitles | في هذا الوقت من العام قد يتباعد الطعام والماء لمسافات شاسعة |
Eğer üzerinde yiyecek ve su olan bir taş parçası bulsam, size hemen bir bar kurarım. | Open Subtitles | إذا وجدنا أي صخرة بها طعام وماء.. فسأبنى لكم حانة يارفاق |
yiyecek ve su bulunabilecek bir gezegenin menzilindeyiz. | Open Subtitles | مَشغُول. نحنُ فى مجال كَوكب يبدو أنهُ يوجد بهِ طعام وماء. |
Burada yaşamak için yeterince yiyecek ve su var. Dışarı çıkmadan neredeyse iki hafta yeter. | Open Subtitles | هناك ما يكفي من الطعام والشراب لمدة أسبوعين دون الحاجة للخروج |
Tek yiyecek ve su kaynağı aşağıdaki boğazın dibinde, ...avcıların pusuda beklediği yerde. | Open Subtitles | الطعام والشراب الوحيدان أدناه في الجزء السفلي من الوادي والتي تكمن فيها الحيوانات المفترسة |
Yolculuk için yeterince yiyecek ve su alın. | Open Subtitles | أجلب بما فيه الكفاية من غذاء وماء للرحلة |
yiyecek ve su olmadan bir yıl idare edebilirler. | Open Subtitles | و يمكنه أن يجتاز أكثر من سنة دون طعام أو ماء. |
Burada seni en azından üç gün idare edebilecek kadar yiyecek ve su var. | Open Subtitles | ثمّة ما يكفي من طعام و شراب يكفوك لثلاثة أيام هنا. |
Sana yolculuk için biraz yiyecek ve su temin edeceğim. | Open Subtitles | سأحزم لك بعض الطعام و الماء لأجل الرحلة. |
Dört adamınıza karşılık dört adamımız ve üç günlük yiyecek ve su. | Open Subtitles | أربعة من رجالكم مقابل أربعة من رجالي مع ماء وطعام يكفي لثلاثة أيام |
küçük sandallarında sadece en temel seyir donanımları ve sınırlı yiyecek ve su taşıyorlardı. | TED | كلّ ما حملوه على قواربهم الصغيرة لم يتعدَّ آلةً ملاحيّة بدائيّة وكميات محددودة من الماء والطعام. |
İklimi iyi, bol yiyecek ve su var, gezegen dışı bir üs için harika seçim. | Open Subtitles | المناخ جيد؛ الغذاء والماء متوفرين، ِ إختيار ممتاز كقاعدةِ خارج العالم |