"yok etmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • تدمير
        
    • لتدمير
        
    • تدميره
        
    • بتدمير
        
    • تدميرها
        
    • تدمر
        
    • تدميرنا
        
    • تدميري
        
    • لتحطيم
        
    • تحطيم
        
    • أن يدمر
        
    • تدميرك
        
    • تدميرى
        
    • التدمير
        
    • بتدميرنا
        
    İstilacılar Rusların geride bırakmak zorunda kaldıkları her şeyi yok etmeye çalıştıklarını anladılar. Open Subtitles لقد وجد الغزاه أن الروس يحاولون تدمير كـل شـىء سيضطـرون إلـى تـركـه خلفهم
    Dünyamızı yok etmeye çalışanın sen olmadığını söyledin. Peki kim? Open Subtitles قلت أنك لم تكن من يحاول تدمير عالمنا، من إذن؟
    Herkesin iyi davranmasını ümit et, çok iyi davranmasını onlar da oğlunu hapse atsın ve uğruna çalıştığın her şeyi yok etmeye çalışsınlar. Open Subtitles وتأمل أن يتصرف الجميع بلطف ، بلطف شديد بينما يقومون هم برمي إبنك في السجن ويحاولون تدمير كل شيء قد عملت من أجله
    Bu adamlar ülkemi yok etmeye geldiler. Kaçmaya devam edemem. Open Subtitles هؤلاء الرجال أتوا لتدمير وطني لا يمكنني الاستمرار في الهرب
    Ve şimdi yok etmeye yemin ettiğin şeyin ta kendisi oldun. Open Subtitles وحتى الان . اصبحت الشيء ذاته الذي اقسمت على تدميره
    Eğer interneti yok etmeye çalışmıyorsan bir web-bombasını ne yapacaksın? Open Subtitles طالما لا تحاول تدمير شبكة المعلومات، فلمَ تحتاج ماحقًا شبكيًّا؟
    Görevi kötüye kullanıp... delilleri yok etmeye çalıştı. Open Subtitles متهم بأفعال غير قانونية. حاول تدمير الأدلة
    Oyuncular kendilerini değiştirirler ve rakibi yok etmeye çalışırlar. Open Subtitles اللاعبون يُغيّرونَ أنفسهم إلى أشياء مختلفة ومانعين تدمير أنفسهم
    Kamplar hakkındaki kanıtları yok etmeye çalıştı. Open Subtitles كان يحاول تدمير الأدلة التى تشير لكارثة المعسكرات
    Uygarlık kendi kendini yok etmeye çalıştı. Kent yozlaşıp tam bir korku bölgesine dönüştü. Open Subtitles حاولت الحضارة تدمير نفسها تحولّت المدينة إلى منطقة رعب تامّ
    Belki bir daha hiç sahip olamayacağı bir şeyi yok etmeye çalışıyordu. Open Subtitles ربما يحاول تدمير شيئ فقكرت بأنها لن تحصل عليه أبداً.
    Onu yok etmeye çalışmamız, bizi her şeyin başlangıcına götürdü. Open Subtitles كل الطرق لتدمير هذا الشر تقود جميعها إلى منشأه الكوخ
    Buraya protomolekülü yok etmeye geldim ve işte onu yapıyorum. Open Subtitles جئت إلى هنا لتدمير جزيء بروتو وهذا هو ما سأفعله
    Eğer bunu bir saniyeden uzun süre yaparsanız hücrelerin proteinlerini yok etmeye yeter. TED اذا يستمرّ بذلك لأكثر من الثانية، فانه سيكون كافيا لتدمير بروتينات الخلايا.
    Karanlık Lordun senin aklını ele geçirmesine izin verdin... ve yok etmeye yemin ettiğin şey haline geldin. Open Subtitles لقد سمحت لهذا اللورد الشرير ان يحرف لك عقلك حتى الان وحتى الان . اصبحت الشيء ذاته الذي اقسمت على تدميره
    İyilik timsali, kendin yok etmeye sürükleniyor. Open Subtitles فهو مصدر للخير الطاهر الذي يقوم بتدمير نفسه
    Bu kaynakların ne kadar değerli ve nadide olduklarını fark etmiyoruz ve ilgisizliğimiz yüzünden onları yok etmeye devam ediyoruz. TED ونحن لا ندرك مدى أهمية وقيمة هذه الموارد، ومع ذلك، من خلال لامبالاتنا، نستمر في تدميرها.
    Hücresel düzeyde bile türlerimiz birbirini yok etmeye çalışıyordu. Open Subtitles فعند مستوى معين تدمر كل خلايا نوعينا النوع الاخر
    Kitapların ruhunu bozuyordu. Hepimizi yok etmeye uğraşıyor! Open Subtitles يعبث في كتاب الآرواح يحاول تدميرنا جميعاً
    Beni yok etmeye çalışan düşmanlarıma merhamet etmemi mi istiyorsunuz? Open Subtitles أنتِ تطلبين مني أن أرحم أعدائي الذين يحاولون تدميري
    Çünkü şeytan günahsızları ayartır ve tüm güzellikleri yok etmeye çabalar. Open Subtitles لأن الشيطان يغرر بالأبرياء يجاهد لتحطيم كل شئ جميل
    İşkencede önce benliğini yok etmeye çalışırlar. Open Subtitles عندما يعذبونك، أول ما يحاولون فعله هو تحطيم إحساسك بنفسك
    Bu Karanlıklar Konseyi İsa'nın neslinin kanıtlarını yok etmeye çalışıyor. Open Subtitles ومجلس الظلال هذا حاول أن يدمر الدليل على وجود النسل
    Zıpçıktı okullu bir ezik olduğunu düşünüyor. Bu yüzden de seni yok etmeye çalıştı. Open Subtitles و لا مكان لك من الإعراب لهذا السبب هو يحاول تدميرك
    Bana annenizin Yunan olduğunu ve tavsiyelerinle beni yok etmeye çalıştığını söylediler. Open Subtitles -لقد اخبرونى ان امك كانت يونانية -و هكذا تصبحين كالعدو السرى ,تحاولي تدميرى بنصيحتك
    Sence onu kendisini yok etmeye meyilli hale getirmenin bir yolu var mı? Open Subtitles أتظنين أن ثمة وسيلة لدفعه إلى التدمير الذاتي؟
    O da benim gibi bizi yok etmeye çalışanların kimliklerini öğrenmeyi umduysa, ben, adli delil olabilecek bu tanımlanamayan mikroorganizmanın keşfi ile bunu gerçekleştirdim. Open Subtitles إذا أمل, كما فعلت, أن يتعلم هوية هؤلاء الذين رأوا بتدميرنا, كان لدي, مع اكتشاف المخلوق الميكروسكوبي الغير معرف,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more