"yol açtı" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسبب
        
    • أدى إلى
        
    • تسببت
        
    • سببت
        
    • أثارت
        
    • قاد
        
    • أدت
        
    • قادت
        
    • سبّب
        
    • سبّبتْ
        
    • أدى الى
        
    • يقود إلى
        
    • ما أدى
        
    • قام المسعفون بإدخال
        
    • أثبتت خطأً
        
    Tamir edilemez zararlara yol açtı, on binlerce dolar değerinde. Open Subtitles تسبب بضرر لا يمكن اصلاحه بمقدار عدة الاف من الدولارات
    Ama koyulan ek taşların ağırlığı bu cephenin daha derine batmasına yol açtı TED ولكنّ الوزن الناتج عن البناء الإضافي تسبب في انغماس أكبر لتلك الناحية.
    Ve bu daha sonra görülmemiş ve beklenmedik ahlaki bir tartışmaya yol açtı. TED و هذا قد أدى إلى جدال غير مسبوق و غير متوقع جدال أخلاقي.
    Bir olayda, geçidin halka açıklanması kıyamete benzer bir dünya savaşına yol açtı. Open Subtitles وفي إحدى الحالات , وبإيحاء العامة بوابة النجوم تسببت في حرب عالمية مروعه
    Hava hücum edince oksitlenme filamanda renk değişikliğine yol açtı. Open Subtitles وعندما تدفق الهواء متسارعاً أكسدة الصدأ سببت تغير لون السلك
    Ayrıca öncü insanlara yol açtı. TED وأيضاً,الأسلاف المُشتركة أثارت الناس أيضاً
    Ayrıca bu Çin'e karşı olan üretim işlerindeki kayıpla beraber batı dünyasında önemli bir endişeye yol açtı. TED عندما يتم دمج هذا النزوح مع فقدان وظائف التصنيع لصالح الصين، قاد ذلك إلى قلق كبير عند شعوب الدول الغربية.
    Polonya ve Moskova arasında on yıllardır süren ittifakları değiştirme stratejileri topraklarının bölünmesine yol açtı. TED وأن استراتيجيتهم الممتدة على مدى عقودٍ من تغيير التحالفات بين بولندا وموسكو أدت إلى تقسيم أراضيهم.
    En sonunda beni incitip nefretle dolmama yol açtı. Open Subtitles .. في النهاية .. تسبب في إيذائي و ملأني بالكراهية
    NASA'ya göre, güneşe bir kuyruklu yıldız direkt olarak çarptı bu da şimdiye kadar görülen en büyük patlamaya yol açtı. Open Subtitles أستناداً لشركة ناسا تلقت الشمس ضربة مباشرة من مذنب تسبب في إحداث أضخم الأنفجارات الشمسية
    Maalesef dedenizin bağırsakları patladı, bu da ağır bir kan zehirlenmesine yol açtı. Open Subtitles للأسف، انفجرت أمعاء جدكم، مما تسبب بتسمّم حادّ
    Ve bu da cinsiyetinde dahil olduğu, akciğer kanserine yönelik daha kişiselleştirilmiş bir tedaviye yaklaşımına yol açtı. TED وهذا أدى إلى منهج أكثر شخصنة في علاج سرطان الرئة والذي يشمل النوع أيضا.
    Petrol ve gaz için keşif ve çıkartma işlemlerinin artmasına ticari gemi potansiyelinde yükselmeye ve turizmde gelişmeye yol açtı. TED مما أدى إلى زيادة في استخراج واستخدام النفط والغاز، وزيادة الشحنات التجارية المحتملة فضلاً عن زيادة السياحة.
    1,3 milyar kişi tarafından alınan toplu kararlar sağlık ve eğitimden, menkul ve tüketim ürünlerine kadar ekonomide her alanda dalgalanmalara yol açtı. TED قراراً جماعياً قرره 1.3 بليون شخص تسببت في التقلبات الاقتصادية والطلب على كل شيء، من الرعاية الصحية والتعليم الى الاصول و السلع الاستهلاكية.
    Narsizmi muhtemelen kariyerinde sorunlara yol açtı. Open Subtitles نرجسيته غالبا تسببت بمشاكل في مسيرته المهنية
    Ve benim profesyonel fikrimce bu hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açtı. Open Subtitles وبحكم عملي ، برأي سببت لها الأزمة التي أدت الى وفاتها
    Bu sözler beynimde kimyasal bir tepkimeye yol açtı. Open Subtitles لسبب ما , هذه الكلمات سببت ردة فعل كيميائية في عقلي
    İki baş rol olması da yoğun tartışmalara yol açtı. TED علاقة الشخصيتين الرئيسيتين أثارت نقاشات عميقة.
    Fakat nörobilimin vaatleri, birtakım büyük beklentilere ve fazlasıyla abartılmış, kanıtlanmamış iddialara yol açtı. TED و لكن الحلم بمستقبل علم الاعصاب قاد الى توقعات عالية جدا ، و ادعاءات مضخمة و غير مثبتة
    Ama görevlerden biri biraz bile daha çok bilişsel yetenek gerektirdiğinde daha çok ödül daha kötü performansa yol açtı. TED قدرة عقلية، رغم أنها أساسية أدت المكافآة الأكبر لأداء أسوء.
    Bu yetersizlik, bu yıl Haziran ayında Johannesburg Üniversitesi'nde bir krize yol açtı. TED هذه النُدرة قادت الى كارثة في يناير هذه السنة في جامعة جوهانسبيرج
    Ama bu durum Dwight ve Angela arasında hoş olmayan durumlara yol açtı. Open Subtitles ذلك سبّب الكثير من الكراهية بين دوايت وآنجيلا
    Bu dava bazılarınızı Jessica'nın muhakemesinden ve bununla birlikte liderliğinden kuşkulanmasına yol açtı. Open Subtitles هذه الدعوى سبّبتْ للبعض منكم لتشكيك بقرارات جيسيكا، بالإضافةِ لقيادتها
    Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı. TED والإعتراف بأننا الآن نعيش في عالم ماوراء الحقيقة أدى الى حاجتنا الى التركيز في التدقيق على الحقائق
    -Bizimkiler şehre gideceğini söyledi ve bir şey diğerine yol açtı. Open Subtitles إنها مرحة جداً لقد أخبرتها بأن والديي سيكونون خارج البلدة و أن شيئاً واحداً يقود إلى آخر
    Ve bu da Kongo havzasında ve dünyanın başka yerlerinde yabani hayvan eti ticareti olarak bilinen şeye yol açtı. TED وهذا ما أدى في حوض الكونغو، ومناطق أخرى في العالم، إلى ما يعرف باسم الإتجار بلحوم الحيوانات البرية.
    Sağlık görevlileri bir yol açtı, ben de biraz kan aldım. PH değeri-- 7.1. Open Subtitles قام المسعفون بإدخال أنبوب، قمت بأخذ عينة من الدماء
    Ajan Buz'a olan güvenin büyük sorunlara yol açtı. Open Subtitles ثقتك بالعميلة (فروست)أثبتت خطأً جسيماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more