Bugün sizlere, sarsıcı olayların yol açtığı derin dönüşümler için bence neyin daha eksiksiz bir çözüm olacağını anlatmak istiyorum. | TED | لهذا أريد التحدث معكم اليوم عن ما أظن انه وصفة متكاملة تنتج تغير عميق سببه أحداث صاعقة. |
Bunun, travmatik olayın yol açtığı bir kronik anemi belirtisi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن ما يحدث لكِ سببه فقر الدم، الذي يجعل . حالتكِ اسوء من السابق |
Uyuşturucu etkili bir ağrı kesicinin çok sık kullanılmasının yol açtığı küçük bir yan etki. | Open Subtitles | ليس عرضاً جانبياً كبيراً سببه سوء استخدام مسكن مخدر بذاته |
Bay Darley'nin, gözlerinizin önünde oğlunuza saldırarak onun ölümüne yol açtığı yönündeki ifadeniz hâlâ geçerli mi? | Open Subtitles | أنت تقول أن السّيد (دارلي) أمام عينيك هاجم إبنك وتسبّب في موته؟ |
Bay Darley'nin, gözlerinizin önünde oğlunuza saldırarak onun ölümüne yol açtığı yönündeki ifadeniz hâlâ geçerli mi? | Open Subtitles | .أنت تقول أن السّيد (دارلي) أمام عينيك هاجم إبنك وتسبّب في موته؟ |
Ben, kendi adıma, onun hayatından ve ölümünün yol açtığı bu benzersiz tepkiden, çıkarmamız gereken dersler olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنا عن نفسي، أرى بأن ثمة دروس منحياتها... ومن رد الفعل الشديد والمؤثر إزاء موتها |
Onca felakete yol açtığı için muhtemelen vermemeliydi. | Open Subtitles | ولعله لم يكن عليه ذلك كل الأسى الذي سببه له |
Jess, bağımlılığımın yol açtığı herhangi bir şeyden ötürü senden çok özür diliyorum. | Open Subtitles | (جيس) انا اسف جدا لإي ازعاج يمكن ان يكون ادماني سببه لك |
Metalik cismin yol açtığı bir aşınma mı? | Open Subtitles | حكّ سببه a مادة معدنية؟ |
Ben, kendi adıma, onun hayatından ve ölümünün yol açtığı bu benzersiz tepkiden, çıkarmamız gereken dersler olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنا عن نفسي، أرى بأن ثمة دروس من حياتها... ومن رد الفعل الشديد والمؤثر إزاء موتها |