...şimdi olgun bir kadınım. Ve,bu yol boyunca,bir kaç şey öğrendim. | TED | وأنا امرأة كبيرة الآن. وقد تعلمت أشياء قليلة على طول الطريق. |
yol boyunca bazı şeyler görürsen de, soru sormak yok. | Open Subtitles | أي شيء قد تشاهده على طول الطريق بدون طرح أسئلة |
Pekala, şu anda sezgilerim bütün yol boyunca Mariah Carey dinleyeceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | حسنا , حدسي يقول بأننا سنستمع الى مرايا كاري في طريق العوده |
Züppe yahudi bir avukatın yol boyunca kulağımı kemirmesi dışında. | Open Subtitles | بالطبع لم أحب اليهودي المحامي الجالس بجانبي يثرثر طوال الرحلة |
Yangın maddesini tüm yol boyunca bırakıyor. | Open Subtitles | تقوم بإسقاط القنابل الحارقة على طول الطّريق إلى هنا. |
Yâda o lanet uçağı yol boyunca itmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أو سأجرّ تلك الطائرة اللعينة كل الطريق إلى المنزل |
O... bütün yol boyunca yaptırttığı çılğın ağır nefes eğzersizleri beni çıldırtıyor. | Open Subtitles | إنها تجعلني أفعل هذا الجنون تتنفس طوال الطريق للمدرسة من اجل التمارين |
Chapultepec Kalesi'ne kadar yol boyunca konfetilerle geçit töreni mi yapalım? | Open Subtitles | نعطيهم موكباً مع حلويات على طول الطريق حتى قلعة تشابولتيبيك ؟ |
# Zilleri çıngırdat, zilleri çıngırdat yol boyunca çıngırdat # | Open Subtitles | ♪ أجراس جلجل، جلجل أجراس، جلجل على طول الطريق ♪ |
yol boyunca ilerlerken bir noktada canının istediğinin bu olduğunu fark etti. | Open Subtitles | وفي مكان ما على طول الطريق اكتشف أن له مهارة في ذلك |
Uzunca bir süre, bir yol boyunca yürüyordum ve biri beni takip ediyordu, takip ediyordu, bir erkek. | Open Subtitles | لمدة طويلة كنت أسير في طريق طويل وشخص ما يلاحقني كان يلاحقني |
Eve dönerken yol boyunca o ibne müziğini dinleyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاستماع لهذا الهراء في طريق العودة للمنزل |
Tüm yol boyunca giderken, dönerken, ve öğle yemeğinden sonra, o kapı öylece aralıktı. | Open Subtitles | في طريق العودة, وفي الطريق للأسفل وبعد الغداء |
Sadece bu ıvır zıvırı yol boyunca taşımak istemedim. | Open Subtitles | لم اكن لاحمل تلك الخردة معنا طوال الرحلة |
Sonra bütün yol boyunca kulağının dibinde dırdır ederim. | Open Subtitles | سأظل أتكلم فى أذنك بقوة و بسرعة كبيرة طوال الرحلة |
Tüm yol boyunca heyecanlıydın, mutluydun. | Open Subtitles | حسنا ، طوال الرحلة الى هناك ، كنت متشوقاً وسعيداً |
Tüm yol boyunca yüzünde Eddie konservenin açıldığını duyunca yaptığı yüz ifadesi vardı. | Open Subtitles | طول الطّريق هنا كَانَ عِنْدَكَ النظرةُ الذي إدي يُصبحُ عندما يَسْمعُ a فتّاحة عُلَب. |
Beş buçuk saatlik yolculuktan sonra tüm bu yol boyunca bu körfeze geldik. | Open Subtitles | بعد5 ساعاتونصفمنالسفر، جئنا كل الطريق عبر الخليج |
Bütün yol boyunca, buzlu şeker çubuğuyla ön dişlerime baskı yapmıştı sanki oraya gidene kadar dişlerimin öne fırlaması geçecekmiş gibi. | Open Subtitles | كانت تجعلني اضغط على أسناني الأمامية طوال الطريق بمصاصة، كما لو كان بإمكاني إصلاح عضتي بطريقة أو بأخرى قبل وصولنا هناك |
yol boyunca üzerime aksırıp tıksırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لن أتركك تعطس بجانبي طيلة الطريق.. أمضغها، وستكون بخير لمدة 12 ساعة. |
Erkekler küçük kavanozlara yerleştirildi ve kamyon yola koyuldu ve giderken yol boyunca erkek sivrisinekleri serbest bırakıyorlar. | TED | تم وضع الذكور في قدور صغيرة وتقوم الشاحنة بشق الطريق، وهم يقومون بإطلاق الذكور كلما تقدموا في الطريق. |
—Bütün yol boyunca. | Open Subtitles | - منذ البداية السفر... |
Ulan, yol boyunca takside kulağım çınladı lan! | Open Subtitles | أذناي كانت تحترق طوال طريق عودتي في سيارة الأجرة |
ve bu kocaman parkta çalacaktık tüm yol boyunca çadırlar vardı, 5 kilometre boyunca. | Open Subtitles | وكنا نلعب هذه الحديقة الضخمة وعلى طول الطريق على طول هناك كانت الخيام. |
Yürümenin keyfini yol boyunca keşfeden, yeni yürümeye başlayan çocuklardan öğrendik. | TED | فقد تعلمنا من الأطفال حديثي المشي أن متعة المشي تكمن في الأشياء التي نكتشفها خلال الطريق. |