"yolculuklarına" - Translation from Turkish to Arabic

    • رحلتهم
        
    • رحلتها
        
    • رحلتهما
        
    Gün içerisinde veya opera olmadığında insanlar buraya gelebiliyor ve manzaranın keyfini çıkarabiliyor ve parktan binaya doğru yolculuklarına devam edebiliyorlar. TED خلال اليوم أو عندما لا يكون هناك أوبرا، يأتي الناس إلى هنا ويستمتعون بالمناظر، ويكملون رحلتهم في الحديقة داخل المبنى.
    Ve bir gün iç denizde kendi yolculuklarına çıkacaklar. Open Subtitles وفي يوم ما يبدءون رحلتهم على عاتقهم خلال البحر الداخلي
    Ama sürüler, o destansı yolculuklarına devam etmeden önce sadece birkaç ay kalırlar. Open Subtitles ،لكن تظلّ القطعان لبضعة أشهر فقط قبل الاستمرار في رحلتهم الملاحميّة
    Göçebe kuşlar, kuzeye olan yolculuklarına devam ederler. Open Subtitles تغادر الطيور المهاجرة لتكمل رحلتها شمالاً
    Balinalar üzerlerinde uçan helikopterden habersiz olarak buzlar arasındaki yolculuklarına devam ettiler. Open Subtitles كونهم غافلين عن تحليق المروحية عالياً واصلت الحيتان رحلتها عبر الثلج
    "Ateşli zevkin çekingen filizleri davetsiz yolculuklarına başladı. Open Subtitles بزعت لذتهما كمحلاق التفاح الشتوي الخجل وبدآ رحلتهما المفاجئة
    Alçak su seviyesi onları, akıntıya karşı olan yolculuklarına daha başlamadan durdurdu. Open Subtitles الماء المنخفض أوقفهم قبل أن تبدأ رحلتهم حتى ضدّ التيار
    Kısa bir dinlenmeden sonra Güney Pasifik'e doğru yolculuklarına devam ediyorlar. Open Subtitles ،وبعد استراحة قصيرة .يُكملونَ رحلتهم إلى جنوب المحيط الهادي
    Polonyalıların yolculuklarına kendi arabalarında devam etmesine izin vermeyen tüm Yahudileri vuracağımı herkese söyledim. Open Subtitles -جعلت الجميع يعرف أنني سأطلق النار على كل اليهود -إن لم يسمحوا للبولنديين بإكمال رحلتهم.
    Nihayet yolculuklarına hazır gibiler. Open Subtitles أخيراً يبدو أنهم مستعدون من أجل رحلتهم... وإنهمكانوافيالوقتالمناسب...
    "250 milyon sperm hücresi, dışarı boşalır ve dölyatağı kanallarındaki tehlikeli yolculuklarına başlarlar!" Open Subtitles يتم طرح 250 مليون حيوان منوي ثم يبدأون رحلتهم" (الخطيرة عبر قناتي (فالوب
    Ama hiç değilse uzun kuzey yolculuklarına aç karnına devam etmeyecekler. Open Subtitles لبقية رحلتهم الطويلة نحو الشمال
    yolculuklarına hala devam ediyorlar. Open Subtitles لا يزالون في رحلتهم
    Ve bu bitip tükenmeyen baskı tabaka sınırları arasındaki kama gibi tabakaları ve onların üzerinde bulunduğu kıtaları durdurulamayan yolculuklarına çıkmaya zorlar. Open Subtitles و يُمثل هذا الضغط الشديد وتداً بين حدود الصفائح، يقودها وقاراتها في رحلتها التي لا يمكن إيقافها.
    Eğer bu engeli aşabilirlerse kuyruklu yıldızlar Güneş'e doğru yolculuklarına devam edebilirler. Open Subtitles لو نجت من تلك العقبات فتستمرّ المذنّبات في رحلتها صوب الشمس
    Hıristiyan ve Umutlu ihtiyaçları olan yemeği yiyip birkaç gün dinlendikten sonra, yolculuklarına devam etmeye hazırlardı. Open Subtitles بعد أن تمتع المسيحي والراجي لأيام قليلة بالطعام والراحة اللذان كانا يحتاجان إليهما أصبحا مستعدين لاكمال رحلتهما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more