| Ama sen beni öldürmesi için bu herifi yine de yolladın. | Open Subtitles | لكنك قد أرسلت هذا الوغد إلى هُنا على أى حال لقتلى |
| Neden beni varolmayan birini aramak için seyahate yolladın? | Open Subtitles | لماذا أرسلت لي في رحلة العثور على شخص غير موجود؟ |
| O kızın öldüğü yerdeki rayı onarıp olayı örtbas etsin diye adamlarından birini mi yolladın? | Open Subtitles | أرسلت أحد موظفيك إلى النفق لإصلاح السكة في المكان الذي قتلت فيه تلك الفتاة الصغيرة, لتحمي مؤخرتك |
| Sen ona bir mesaj yolladın. O da sana cevap verdi. | Open Subtitles | لقد أرسلتِ للرجل رسالة وقد أعطاكِ رده على الفور |
| Senin elinde 200 asker var ve sen oraya bir müfreze mi yolladın? | Open Subtitles | اولئك الاربعون رجلا . لديك مائتى رجل هل ارسلت فصيله ؟ |
| Bana bir el bombası yolladın ve az daha üvey babanı öldürüyordun. | Open Subtitles | أرسلت لي قنبلة يدويّة، وأوشكت أن تقتل زوج أمّك |
| Ve Jeanie'yede senin üzerinde çalıştığın programı yolladın? | Open Subtitles | و أرسلت لجينى البرنامج الذى كنت تعمل عليه ؟ |
| Sen de benim üstsüz bir fotoğrafımı şirketteki herkese yolladın. | Open Subtitles | وأنت أرسلت عبر البريد صورة فاضحة لي لكل شخص في شركتنا |
| Ona çiçek ve çukulata yolladın ve Sevgilin olmadığı diye | Open Subtitles | أرسلت لها أزهار وشكولاطة، واعتكفت المنزل |
| Beni çok sevdin. Kızımı bana geri yolladın. | Open Subtitles | إنك تحبني كثيراً لدرجة أنك أرسلت لي إبنتي |
| Cary, bize bir müvekkil yolladın, değil mi? | Open Subtitles | كاري.. لقد أرسلت لنا عميلا ً أليس كذلك ؟ |
| Sam'e eski sevgilisinden sahte mesaj mı yolladın? | Open Subtitles | أرسلت لسام رسالة على أساس أنها من حبيبته السابقة |
| 17 yaşında bir çocuğu biçsinler diye öldürme ekibi mi yolladın? | Open Subtitles | هل أرسلت فرقة كاملة لقتل فتى ذو 17 عاماً؟ |
| Yalan söyleme. Mektubu sen yolladın, değil mi? | Open Subtitles | لا تكذبي علي, قد أرسلتِ لي رسالة, أليس كذلك؟ |
| Şey bana mail yolladın diyordu ki | Open Subtitles | حسنًا، أرسلتِ لي بريد إلكتروني في الخامس يقول |
| Sen, albay, tortuyu görüp şişeyi geri yolladın. | Open Subtitles | أنت أيها العقيد حتى أنت ارسلت الزجاجة مره آخرى قائلا هذه الكلمات إنها كانت عفنه |
| Onu hapse yolladın çünkü şu 10-yaşındaki çocuğu, Michael Wilkins'i, öldürdü. | Open Subtitles | لقد أرسلته السجن لأنه قتل ذلك الصبي ذو 10 أعوام مايكل ويلكينز |
| Bu şeyi bana sen yolladın, ve şimdi böyle biriyim. | Open Subtitles | أرسلتَ ذلك الشيءِ لي، والآن أَنا واحد منهم |
| Kesinlikle ne bulacağımı bilerek beni o hükümet tesisine yolladın. | Open Subtitles | أرسلتني إلى تلك الوسيلة الحكومية... العارف بالضبط ما أنا أجد. |
| Ona Publius olarak yolladın, bunun hakkında birkaç parça birşey yazmasını söyle. | Open Subtitles | أرسله إليها بصفتك بابليوس وقل لها أن تكتب مقالةً عنه |
| Neden bana adres değişikliği ilanı yolladın? | Open Subtitles | لماذا ارسلتي لي اشعار في تغيير العنوان، على أية حال؟ |
| - O gaz bulutuna onları sen yolladın, unuttun mu? | Open Subtitles | لقد أرسلتهم إلى تلك المجرة , أتتذكر؟ هل أنت مجنون؟ |
| Çocukları yolladın demek? | Open Subtitles | هل أرسلتى الفتاتين لتواصلىِ عملك ؟ |
| Ona sen yolladın. | Open Subtitles | أنتِ قمتي بإرسالها |
| Geçen ay kumarhane salonuna adamlarımı öldürmek için birilerini yolladın | Open Subtitles | قمت بإرسال شخص لقتل رجالي في صالون القمار الشهر الماضي |
| Sen bizi kampa yolladın. | Open Subtitles | . أنت أرسلتنا للمخيم |
| Geri mi yolladın? | Open Subtitles | أرسلتيه لغرفته؟ |
| Ve beni oraya sanki bir et parçası gibi onun karşısına çıkıp ona asılmam için mi yolladın? | Open Subtitles | وانت ارسلتني الى هناك وعلقتني امامه وكأني قطعة لحمة رخيصة? |