| Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. | Open Subtitles | لا أعلم تماما كيف يسير هذا الأمرلقد أرسل لى أخى هذه البطاقة |
| Tesadüfe bakın ki aynı adam Gluant'a bol miktarda para yollamış. | Open Subtitles | و تصادف أن الدكتور هان أرسل لبلوران كميات كبيرة من الأموال |
| Eşyalarını almak için haber yollamış, ben de bunu duydum. | Open Subtitles | حسنا ، هي أرسلت تريد أغراضها و صادف أني سمعت بذلك |
| Sonra kızın başını okşamış, ona su vermiş ve kızı yatağa yollamış. | Open Subtitles | ولقد طبطب على رأسها وأعطاها كأس الماء البارد ولقد أرسلها الى سريرها |
| - Evet ben de unutmuştum ama Bob bize kart yollamış. | Open Subtitles | حقا؟ اجل.انا نسيت ايضا لكن بوب ارسل لنا بطاقه هذا جميل |
| First National'dan Hank Rouse... bu sabah tebrik mesajı yollamış mailime... | Open Subtitles | هانك روز من فيرست ناتشونال أرسل إلي تهنئة صوتية هذا الصباح. |
| Bu yazıları Lauren Mackalvey'e email ile o yollamış. | Open Subtitles | هذه رسائل أرسل بالبريد الإلكتروني إلى لورين ماكالفي. |
| 3 hafta önce sana genç bir adam yollamış. | Open Subtitles | لقد أرسل فتى شاباً إليكِ قبل حوالي ثلاثة أسابيع |
| ackie sabah bunu Washington'dan sana yollamış. | Open Subtitles | جاكي أرسل هذا إليك من العاصمة هذا الصباح |
| Geçen sefer kaçtığımız için Lexington otelindeki müdür tüm büyük otellere resimlerimizi yollamış. | Open Subtitles | حسناً, مع السلامة لازال الحظ بعيداً ؟ ,مدير فندق ليكسينجتون أرسل صورنا لكل الفنادق |
| Buck bana kıçının resmini yollamış. | Open Subtitles | بك أرسل لي توا ً رسالة إلكترونية تحتوي على صورة مؤخرته |
| Onlara bir mektup yollamış. Bir mektup göndermek için sıvışmasını hayal edebiliyor musunuz? | Open Subtitles | لقد أرسلت رسائل , هل رأيتها وهى تتسلل لتفعل ذلك ؟ |
| Görünüşe göre Kolombiya'daki kardeşim bana bir sürpriz yollamış. | Open Subtitles | يبدو أن اختي من كولومبيا أرسلت لي مفاجأة صغيرة |
| Clark, biz buraya gelmeden hemen önce e-posta yollamış. | Open Subtitles | كلارك لقد أرسلت رسالة قبل وصولنا إلى هنا |
| Dedektif ona ilanın muhtemelen bir Cadılar Bayramı şakası... olduğunu söylemiş ve eve yollamış Onu suçlamıyorum. | Open Subtitles | و الذي اخبرها انه مجرد مزحة هالوين و أرسلها للمنزل حسنا لا ألومه |
| - Devam et. Galiba biri size Noel telgrafı yollamış. | Open Subtitles | نعم اعتقد ان هناك من ارسل لك معايدة الكريسماس |
| Kim yolluyorsa, belediyedeki bütün kadınlara yollamış. | Open Subtitles | أيًّا كان هذا الشخص فقد أرسله إلى كل امرأة في الحكومة كاملةً |
| Asgard'lılar kutuyu almış ve cevap yollamış olmalılar. | Open Subtitles | لا بد ان الأسجارد حصلوا على الصندوق . و قد أرسلوا لنا هذة الرسالة |
| Bana aniden kesilen bir mesaj yollamış. | Open Subtitles | ترك لي ارسالة غريبة وقد انقطعت فجأة اذا ارسلت لك بياناته |
| Hey Allahım ya. Saçma salak video kasetlerinden birini yollamış. | Open Subtitles | ياللهول, لقد قام بإرسال أحد أشرطته الغبية إلينا |
| İki kutuyu da sana yollamış. Belki de bana nasıl ulaşacağını bilmiyor. | Open Subtitles | قد بعث بالطردين إليكِ، لعلّه لا يعرف كيف يجدني |
| Calvera casusluk için üç adam yollamış. | Open Subtitles | ثلاثة رجال أرسلهم كالفيرا للتجسس |
| Bak Süperstar Gülüşleri bunu bana yollamış. | Open Subtitles | انظر إلى ما أرسلته لي عيادة الأسنان |
| 233'deki uzaylılar medeniyetleri Goa'uld tarafından yok edilmeden önce uyarı mesajı yollamış olmalı. | Open Subtitles | احد سكان 233 لا بد انه ارسلها كتحذير قبل ان يدمر الجواؤلد حضارتهم |
| Hislerden meselelerden, ottan boktan şeylerden bahseden bir dallamayı yollamış! | Open Subtitles | لقد أرسلك أنت أحمق ، لاقيمة له ، يرغب بالتكلم عن المشاعر والأشياء العالقة والهراء |
| Sokaktan bir tane kaçırıp bileğine kırmızı kurdele bağlamış ve Baltimore Sun'a fotoğrafını yollamış. | Open Subtitles | اختطف أحدهم هذا الصّباح ربط شريطا حول معصمه وأرسل الصور (لصحيفة الـ(صن |
| Adama saçını yollayarak işte bir nevi kokunu falan yollamış oluyorsun. | Open Subtitles | أرسلْه شَعرَ؟ غربة، حقّ؟ نعم، وبعد ذلك أرسلَ a باقة صورِ سافرةِ منّي على الإنترنت، |