"yollarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • طريقهم
        
    • الطرق
        
    • طرق
        
    • طرقاً
        
    • وسيلة
        
    • بطرق
        
    • طريقها
        
    • وسائل
        
    • طُرق
        
    • طرقا
        
    • لطرق
        
    • أساليب
        
    • دروب
        
    • سبلٌ
        
    • طرقه
        
    Siz genç insanlarsınız ve gençler, daima kendi yollarını kendileri bulurlar. Open Subtitles أنتم شباب ممتلؤون حيوية و الشباب دائماً ما يعثرون على طريقهم
    Ona ulaşmak için yollarını açıyorlar, ama bu biraz zaman alacak. Open Subtitles أرأيت , إنهم يَشْقّونَ طريقهم إليها لَكن الأمر سَيَستغرقُ بَعْض الوقت
    Böylece bunu daha iyi anlatabilmenin yollarını araştırıyordum, rakamlarımızdaki belirsizliği göstermek için. TED لذا كنت أحاول إيجاد بعض الطرق لتحسين وصول هذا للناس، لإظهارعدم اليقين في أرقامنا لهم.
    Tarihimizi sadece yeniden kolonileştirmek değil Hegel'in olduğunu inkar ettiği düşünsel desteği tekrar inşa etmenin yollarını bulmak zorundayız. TED لا يتعين علينا إعادة استعمار تاريخنا، بل يتوجب علينا إيجاد طرق لإعادة بناء الوعي الفكري الذي أنكر هيغل وجوده.
    Ama benim gibi badireler atlatan bir insansanız, bunlarla baş etmenin yollarını öğreniyorsunuz. Open Subtitles ولكن عندما تقضي أوقاتاً صعبة كالتي مررت بها تتعلم طرقاً تتعامل مع الأمر
    Seni burada tutmanın yollarını bulmak zorundayım. Open Subtitles عليّ إيجاد وسيلة لإبقائك في المدينة سنتوصّل إلى حلّ ما حقاً؟
    Elbette, bir asırlık ekonomik kalkınma ve askeri stratejinin gelişimi bize küresel çatışmayı yönetmenin daha iyi yollarını verecektir. TED بالتأكيد، قرن من التنمية الاقتصادية وتطور الاستراتيجية العسكرية سيمدنا بطرق أفضل لإدارة الصراع العالمي.
    Bitkiler şurada burada yollarını kaybedebilecek arılar için küçük iniş çizgileri yaratmak üzere evrimleşmişlerdir. TED ان النباتات تطورت بنحو مكنها من صنع مؤشرات توجيه من اجل الهبوط على اجزاءها للنحل لكي لا تضل طريقها
    Bizim için yolun kenarına bir bomba bırakırlarsa kahrolası yollarını patlatacağımızı öğrenmelerini istiyorum. Open Subtitles علموهم إن تركوا قنبلة على جانب الطريق لنا سنقوم بتفجيرها على طريقهم اللعين
    Tamam, onuncu caddeye doğru gidiyorlar. Altıncı caddede yollarını kesebiliriz. Open Subtitles إنّهم يسلكون الشارع العاشر، يمكننا قطع طريقهم عند الشارع السادس.
    Çünkü köylüler akrep ve yelkovan gibidir kendi yollarını seçebilecek kabiliyete sahip değillerdir. Open Subtitles لأن الفلاحين لم يعد بمقدورهم اختيار طريقهم بنفسهم. مثل الساعة التى بين يدي.
    Bu noktaya kadar kendi ekosistemimizde sağlıklı mikroplar üretmenin tüm yollarını keşfediyorduk. TED ولبلوغ ذلك الهدف، نحاول اكتشاف جميع الطرق التي نستطيع من خلالها إنتاج ميكروبات صحيّة في أنظمتنا البيئيّة.
    Sanatın bir diyalog alanı sağlayabileceği yollar, karmaşık bir diyalog, giriş noktaları ile diyalog yollarını ve müzenin fikirler münazarası için nasıl bir mekan olabileceği konusunda büyük ilgi gördü. TED سعى للتعبير عن الطرق التي يمكن للفن توفير مساحة للحوار حوار معقد حوار مع العديد و العديد من نقاط الدخول و كيف يمكن أن يكون المتحف مساحةً لهذه الأفكار المنافسة.
    Biz atmosferdeki karbondioksit seviyesini milyonlarca yıl geriye giderek ölçmenin çok ilginç yollarını bulduk. TED هكذا أكتشفنا بعض الطرق المثيرة للإهتمام لتتبع مستويات ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي، عودة إلى ملايين السنين.
    Asıl soru şu, destek kuvvetler gelene kadar fare kilisesinin yollarını öğrenebilecekmiyiz? Open Subtitles يبقى السؤال ممتداً حتى التعزيز هل يمكننا تعلم طرق فئران الكنيسة ؟
    Muhasebe bölümüne yakın çalışıp geliri daha iyi kullanmanın yollarını araştıracaksın. Open Subtitles ستعمل بشكل وثيق مع قسم المحاسبة تبحث عن طرق لتحسين الإيرادات
    Ben de plastik elde etmenin başka yollarını aradım. TED واخذت ابحث عن طرق أخرى لصناعة البلاستيك
    Bizleri buraya getiren, birbirimizle ilişki kurma yollarını seçiyoruz. TED اخترنا طرقاً لنرى بعضنا البعض والتي جلبتنا إلى هنا.
    Akıldaki resmi hatırlamanın bazı yollarını biliyorum. Open Subtitles أعرف وسيلة لتذكر الأمور التي يجاهد العقل لنسيانها
    Üzerinde çalıştığınız her büyük karar için farklı düşünme yollarını denemeniz gereken bir süreçtir. TED إنه نهج يدعوك للتفكير بطرق مختلفة أمام كل قرار مهم عليك اتخاذه.
    Çıkış yollarını patlattıkları kısım müthiş. Open Subtitles هذا مثير للغاية عندما تشُق طريقها للخروج.
    Gelecek mirasımızı sömüren bu insanları durdurmanın yollarını bulmak zorundayız. TED علينا أن نجد وسائل لإيقاف هؤلاء الناس من سلب إرث المستقبل
    Bir arkadaş bulmak, iyi bir şeydir özellikle sana hayatta kalmanın yollarını öğretebilecek birini. Open Subtitles إيجاد صديق أمر جيد خصوصاً الذي يمكنه ان يُعلمك طُرق النجاه
    Eşyalarının ticaretini yapmanın ve hesaplarını birbirlerine satmanın parlak yollarını buldular, böylece oyun oynarken aynı zamanda para kazanabileceklerdi. TED وجدوا طرقا ذكية لمقايضة هذه القطع ولبيع حساباتهم لبعض ليتمكنوا من تكوين دخل بينما يلعبون ألعابهم
    Fakirlik, savaş ve hastalıkla mücadele etmenin yeni, daha iyi yollarını bulmalıyız. TED نحتاج لطرق جديدة، طرق أفضل، للتعامل مع الفقر، الحروب والأمراض.
    Bazıları ona hokkabaz derdi... Çünkü eskilerin yollarını bilirdi. Open Subtitles البعض يسمونه الرجعى لأنه يعرف أساليب القدماء
    Bir Denizci Dünyanın Tüm yollarını Bilmeli , Yes? Open Subtitles على البحَّار أن يعرف دروب العالم , صحيح ؟
    Dilini çözmenin yollarını biliyorum, Henry Morgan. Open Subtitles لدي سبلٌ لأطلاق سراح لسانك، هنري مورغان
    Yüce Tanrım o gizemli yollarını gösterdi işte. Open Subtitles ولكن الآن فإلهي العظيم قد لاحظ طرقه الغريبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more