| Çünkü cinsiyet konuşmak için rahatsız edici bir konu başlığı, ve konuyu kapatabilmek için oldukça kolay yollar var | TED | بما أن الجنسانية يمكن أن تكون نقاشًا غير مريح، هناك طرق جد سهلة لإقفاله، إقفال النقاش فقط، |
| Şimdi yollar var, ama iç kısımlarda hâlâ sadece kano ile erişilebilen kısımlar var. | TED | هناك طرق الآن، لكن هناك بعض المناطق الداخيلة التي لا تزال طريقة الوصول الوحيدة إليها هي القارب. |
| Sorgulamaya başladığım şeylerden biri yeniliği kolaylaştıracak ve daha sık olmasını sağlayacak yollar var mıydı? | TED | لذلك واحدٌ من الأشياء التي جعلتني اتساءل هو هل هناك طرق أسهل للقيام بالابتكار وجعله يحدث أكثر؟ |
| Onun kalbine giden çok daha ilginç yollar var. | Open Subtitles | لا.. يوجد طرق اخرى مثيرة للفوز بقلبها |
| Ama başka yollar var. ZHU TOO CNSA YARDIMCI BİLİM ADAMI | Open Subtitles | بالطبع يوجد طرق أخرى لإنقاذه، |
| Fakat sizi hamile bırakmasını engellemek için başka yollar var. | Open Subtitles | لكن هُناك طرق أخرى لإيقاف رجل عن الإنجاب منكِ |
| - Bazı yollar var. - Görüyor musun, Augie? | Open Subtitles | ـ هُناك طرق كثيرة لذلك ـ هل ترى ذلك (أوغي) هل ترى هذا؟ |
| Ağaçlar sevimli karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan gidilecek yollar var unutma Nikulin, uyumadan gidilecek yollar var. | Open Subtitles | الغابة رائعة، مظلمة وعميقة لكني لدي وعود يجب أن أفي بها وأميال أقطعها قبل النوم تذكر,نيكولين وأميال أقطعها قبل أن أنام |
| Önümüzdeki 10 dakikayı geçirmek için ailemi konuşmaktan daha iyi yollar var. | Open Subtitles | ثمة طرق كثيرة أفضل لقضاء الـ10 دقائق القادمة من مناقشة أمر والداي |
| Şey, elbette bazı yollar var. Beyin bağlantılarını çekebilirsin. | Open Subtitles | بالتأكيد هناك طرق ، يمكنك سحب لوحة دوائر جمجمته الكهربائية |
| Senin gibi zeki bir çocuk için daha güvenli yollar var. | Open Subtitles | هناك طرق أكثر آمناً لشاب ذكي مثلك كي يجني النقود ما هو السبب الحقيقي؟ |
| Birini öldürmek için, arabada boğmaktan daha basit yollar var. | Open Subtitles | آه, هناك طرق أسهل لقَتْل شخص ما مِنْ غرقهم في سيارة. |
| Bir kaç küçük, bulması zor yollar var, ama halledersiniz. | Open Subtitles | هناك طرق صغيرة يصعب العثور عليها ، لكن ألآمور ستكون على ما يرامـ |
| Eyalet senatörünü öldürecek daha kolay yollar var bence. | Open Subtitles | يبدو لي أن هناك طرق أسهل كثيراً لقتل سيناتور الولاية |
| Kjartan'ı yenmek için başka yollar var. | Open Subtitles | هُناك طرق أُخرى لهزيمة (كجرتان) |
| Kate, belirli yollar var... | Open Subtitles | ... كيت) ، تُوجد هُناك طرق مُحددة لـ) |
| Ağaçlar sevimli, karanlık ve uzun ama sözlerimi hep tuttum ve uyumadan gidecek yollar var unutma Sobolev, uyumadan gidilecek yollar var. | Open Subtitles | الغابة رائعة، مظلمة وعميقة لكني لدي وعود يجب أن أفي بها وأميال أقطعها قبل النوم |
| Başka yollar var. Ama hepsi aynı kapıya çıkar. | Open Subtitles | ثمة طرق أخرى لكنها ستؤكد على ما أقوله لك |