"yoluna çıkan" - Translation from Turkish to Arabic

• في طريقه
• في طريقها
• يعترض طريقه

Ama yine de dinlemiyor. yoluna çıkan herşeyi yıkıp geçer o.
لكن ما زال هو الرعد الذي يمزق كل شيء في طريقه.

Bakın, yaptığı şey enerjiyi, yoluna çıkan hiçbir şeye zarar vermeden tek bir küçük noktada yoğunlaştırmak.
أترين ، ما يفعله هو تركيز الطاقة على نقطة شديدة الضآلة من غير أن يدمر أي شئ آخر في طريقه

Bazı insanlar şuna inanıyorlar, bu kontrol edilemezi bir şekilde yayılır ve bu bakteri yoluna çıkan herşeyi öldürür.
يعتقد بعض الناس أن تلك البكتيريا ستنتشر بشكل غير قابل للتحكم فيه وأنها ستقتل كل شيء في طريقها

Ama tahmin edebileceğiniz gibi, yoluna çıkan diğer şeyleri de yakalıyor.
ولكن كما يمكنك أن تتخيل ، يمكنها اصطياد أي شيء آخر في طريقها أيضا

Kraliçeyi feragat etmeye zorlayan... ve yoluna çıkan herkesi öldürecek adamdır.
وقد اجبر الملكه على التنازل وقد يقتل اي احد يعترض طريقه

Uzun zaman önce, mekanik canavar öfkelendi ve yoluna çıkan herkese savaş açtı.
منذ زمناَ بعيد، جنّ أحد الوحوش الآليه وشن الحرب علي كل من يعترض طريقه

- O hızda giden bu kadar büyük bir tren yoluna çıkan her şeyi havaya uçurur.
قطارٌ بذلك الحجم و تلك السرعة سيُبخّر أيّ شيءٍ في طريقه

Ebeveyn olarak! O çocuk yoluna çıkan her şeyden kurtulabilir, ne çıkarsa çıksın!
ذلك الطفل سيتطيع مواجهة اي شيء يأتي في طريقه

Umarım kendini koruma içgüdüleri duruyordur da kaçmaya çalışır, yoluna çıkan herkese ateş etmek yerine.
لنأمل أنّ لديه بعض غرائز الحفاظ على النفس باقية ويحاول التسلل إلى الخارج، بدلاً من فتح النار على أيّ شخص يأتي في طريقه.

Olmalı çünkü, yoluna çıkan herkesi öldürüyor.
يجدر بكَ ذلك لأنهُ يقتل اي احدٍ يجتازه او احدٍ يقف في طريقه

Dalgalar, yoluna çıkan her şeyi her gün biraz daha aşındırıyor.
لا ينفكّ الموج في التدافع، منهكًا كلّ شيء في طريقه أكثر فأكثر كلّ يوم

Alexander Grayson sadece kurnaz bir iş adamı değil aynı zamanda tam bir suç dehası, yoluna çıkan kişileri kandırmaya şantaj yapmaya ve öldürmeye hazır biri.
ألكسندر جريسون، ليس فقط رجل أعمال ماكر بل هو عقل إجرامي بارع قام بالتخطيط للخداع والابتزاز وقتل أي أحد يقف في طريقه

Şehri altüst eden ve yoluna çıkan her şeyi silip süpüren bir savaş gibi.
مثل الحرب التي تجتاح الدول وتحرق كل شي في طريقها

Kısa bir sürede yoluna çıkan her şeyi silip süpürüyor.
كما ترون، سرعان ما تحولوا لتناول أي وجميع المواد التي في طريقها

yoluna çıkan her şeyi yutan devasa bir ateş, aylarca yayıldı.
لقد احتدمت النيران لأشهر، مدمرة كل شيء في طريقها.

Sanırım tepede bir girdap belirip yoluna çıkan her şeyi yuttu.
أعتقد بأن دوامة ظهرت فوق الحقل هذا ودمرت كل ما في طريقها

Bu kız zeki ve saldırgan. yoluna çıkan kim olursa olsun incitmekten kaçınmaz.
هذه الفتاة ذكيّ وعنيفة، ولا يهمّها إيذاء مَن يقف في طريقها.

Ölüm Çığlığı hayali bir sırayı takip ediyor ve yoluna çıkan her şeyi yok ediyor.
صارخ الموت هو بعد خط وهمي، تدمير أي شيء في طريقها

Ölmemi istiyor. yoluna çıkan herkesi de haklayacaktır.
وسوف يحاول قتلى و سيقتل كل من يعترض طريقه

Yanında küçük bir ordu var ve seni, beni veya yoluna çıkan herhangi birini öldürmeyi iki kere düşünmeyecektir.
لديه جيش صغير برفقته. وهو لن يفكّر مرتين في قتلك أو قتل أي أحد آخر يعترض طريقه

yoluna çıkan herkesi işkence yapıp öldüren yozlaşmış bir hükümet yönetiyor.
حيث أنه يدير حكومة فاسدة والتي تقوم بتعذيب وقتل أي شخص يعترض طريقه