"yoluna koymak" - Translation from Turkish to Arabic

    • تصحيح
        
    • لتصحيح
        
    • في نصابها الصحيح
        
    • على نصابها
        
    • إعادة الأمور لنصابها
        
    • ليصحح
        
    • إلى مسارها
        
    İşleri yoluna koymak istiyor. Sen de istiyorsun, hıyarlık yapma. Open Subtitles إنه يريد تصحيح هذا وأنت تريده كذلك، لا تتصرف بغباء
    Her şeyi yoluna koymak için elimden geleni yapmak istiyorum. Open Subtitles أريد أن أفعل كل ما بوسعي لأساعد في تصحيح الأمور
    İşleri yoluna koymak istiyordum. Sadece biraz zamana ihtiyacım vardı. Open Subtitles أردتُ تصحيح الأمور، إنّما احتجتُ بعض الوقت.
    Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz. Open Subtitles نعلم أنكِ مستاءة، ولكِ كل الحق في ذلك لكن إن لم يكن لديكِ مانع، فإننا نريد فرصةً أخرى لتصحيح الأمور
    Bazen bazı kurallara karşı gelip işleri yoluna koymak gerekir. Open Subtitles في بعض الأوقات أنت تكسر بعض القواعد لتضع الأمور في نصابها الصحيح
    Sadece işlerine yoluna koymak isteyen biriyim, Open Subtitles أنا مجرد شخص أراد أن تكون الأمور على نصابها
    Ama artık O'na güvenebilirsin. Herşeyi yoluna koymak istiyor. Open Subtitles لكن بوسعكِ الثقة بهِ الآن، إنه يريد إعادة الأمور لنصابها
    İlk günden beri benim tek amacım, işleri yoluna koymak. Open Subtitles أهدافي الوحيدة , منذ اليوم الأول كانت تصحيح الأمور
    İşleri yoluna koymak istedim. Onu kurtarmak için her şeyi yapabilirdim. Open Subtitles وددت تصحيح الوضع، لفعلت أيّ شيء لإنقاذها
    Önemli olan tek şey işleri yoluna koymak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يهمني الآن هو تصحيح أوضاع السفينة
    Babam bazı şeyleri yoluna koymak istedi. Open Subtitles والدي قال، إنه أراد تصحيح الخطأ الذي إقترفه...
    En azından işleri yoluna koymak için bunu yapabilirim. Open Subtitles أقل ما يمكنني فعله هو تصحيح الأوضاع
    Seni sevdiği için burada ve işleri yoluna koymak istiyor. Open Subtitles انه هنا لانه يحبك، ويريد تصحيح الامور.
    Benimle işleri yoluna koymak istiyorsan önce Jace ile aranı düzelt. Open Subtitles إن أردت تصحيح الأمور معي، فصححيها مع "جايس".
    Bunun işleri yoluna koymak için son şansı olduğunu çünkü onu almaya geliyorlardı. Open Subtitles فرصة لها لتصحيح الأمور لأنهم كانوا قادمين لينالوا منها
    "Biliyorum buna kızacaksın ama keşke her şeyi yoluna koymak için elimden gelen bir şey olsaydı." Open Subtitles أنا أعلم أنك ستجدين هذا مزعجا وأتمنى لو كان هناك ما أفعله لتصحيح الأمر
    İşleri yoluna koymak için yapman gerekeni yapmalısın. Open Subtitles عليك ان تفعل كل ما عليك فعله لجعل الأمور في نصابها الصحيح
    İşleri yoluna koymak için ne yapmam gerektiğini söyle. Open Subtitles وسأفعل أي شيء لتكون الأمور على نصابها
    Daniel Purcell hakkında. Herşeyi yoluna koymak istiyor. Open Subtitles إنه بشأن (دانيال بورسيل)، إنه يريد إعادة الأمور لنصابها
    Artık gerçek Ejder Savaşçısı'nı eğitip işleri yoluna koymak için bir şansı var. Open Subtitles و الآن لديه الفرصة ليصحح الأمور ليدرب محارب التنين الحقيقي
    Yeni biriyle tanışıp hayatımı yoluna koymak için onlara ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاجها لأتمكن من مقابلة شخص جديد وأعيد حياتي إلى مسارها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more