"yosun" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطحالب
        
    • طحالب
        
    • طحلب
        
    • أعشاب البحر
        
    • عشب بحري
        
    • الطحلب
        
    • الأعشاب البحرية
        
    • العشب البحري
        
    • موس
        
    • طُحلب
        
    • للطحالب
        
    • صدأة
        
    • خس مسكر
        
    • زبد البرك
        
    • والطحالب
        
    Kanada Hükûmetinin bilimcisi Dr. Max Bothwell, 1992'den bu yana kayaların üzerinde büyüyen bir tür yosun üzerinde çalışıyor. TED منذ عام 1992، الدكتور ماكس بوثويل، عالم في حكومة كندا، قام بدراسة نوع من الطحالب التي تنمو فوق الصخور.
    Sonra yosun yapışkan olmuş, tüm ekmek kırıntıları ona yapışmış. Open Subtitles ثم أصبحت الطحالب لزجة والتصقت بها كل فتات وجباته السريعة
    Bu yosun için kullanılan bilimsel olmayan sözcük kaya mukusu, çünkü anlayacağınız üzere mukusa çok benziyor. TED التسمية العلمية الغير المؤكدة لهذه الطحالب هي مخاط الصخور لأنه كما فهمتم، فهي شبيهة كثيراً بالمخاط.
    İçinde yosun, balık yağı, esmer su yosunu ve plankton var. Open Subtitles يحتوي على طحالب بحرية ، زيت سمك ، عشب بحري
    Böylece hem insan, hem mantar, hem de yosun olunabilir. Üçlü tehdit. Üç çeşit salata gibi. Open Subtitles بهذه الطريقة ستكون ، إنسان ، طحلب وفطر ، تهديد ثلاثي ، مثل سلطة ثلاث حبوب
    Daha sonra iskeletleri yosun kaplıyor. TED ثم تنمو الهياكل العظمية بإفراط بواسطة الطحالب.
    İklim değişikliği okyanusları ısıtırken, belirli zehirli yosun türleri artıyor. TED فبينما يعمل التغير المناخي على تدفئة المحيط، تنتشر بعض أنواع الطحالب السامة.
    Kuzeybatı Pasifik bölgesinde, doğal yaşlı ormanlardan yosun toplama iş alanı var. TED في شمال غرب المحيط الهادئ هناك صناعة كاملة من لحصاد الطحالب من الغابات قديمة النمو.
    Birincisi, mercan ısırmaya yetecek kadar güçlü, bir papağan gagası gibi ağızları vardır, çoğunlukla yosun peşinde olmalarına rağmen. TED أولاً، فمها يشبه منقار الببغاء، وهو قوي بما يكفي لقضم الشعاب المرجانية، مع أنّهم غالباً يبحثون عن الطحالب.
    Jamaica'nın kuzey sahillerindeki mercan resifleri az miktarda canlı mercan örtüsü ve bol miktarda yosun ve balçık barındırır. TED الشعب المرجانية لساحل جمايكا الشمالي لديه اجزاء من المئة غطاء مرجاني والكثير من الطحالب والطين
    mercan resifleri, yosun yiyerek önemli bir işi yapan balıkların eline bakar. TED ولكن الشعاب المرجانية تعتمد على الأسماك التي تؤدي وظيفة حاسمة عن طريق تناول الطحالب.
    Etrafta daha çok beslenen balık olduğunda balıklar daha uzun süre kaldılar daha çok yosun yediler. TED وبقيت الأسماك لفترة أطول وأكلت المزيد من الطحالب عندما كانت محاطة بالمزيد من الأسماك التغذية.
    biz canlıları yemem Gelecekte, yosun yemek. Open Subtitles ففي المستقبل لن نأكل كائنات حيّة، بل طحالب
    Kayaların üzerini kaplayan yosun gibi görünen şey aslında her birinin ucunda taze yaprak kümeleri bulunan binlerce ağaç gövdesi ve öylesine sıkıca birleşmişler ki isterseniz üzerinde ayakta bile durabilirsiniz. TED و هذه النبتة التي تبدو كأنها طحالب تغطي مجموعة من الصخور هي في الحقيقة شجيرة مكونه من آلاف الأغصان يحتوي كل منها على مجموعات من الأوراق الخضراء في نهاياتها مكتظة معاً حيث بإمكانك الوقوف عليها
    Çatısında çimen var sanmıştım ama "yosun" demişlerdi. Open Subtitles كنت أعتقد أنه كان على السقف عشب و لكنهم قالوا أنه طحلب.
    Hey, yosun çorbası ve deniz yemekler gerçekten çok leziz ve gerçekten çok taze. Open Subtitles حساء أعشاب البحر مع الأكلات البحرية لذيذ جداً أنه منعش جداً
    İşte burada ünlü caulerpa taxifolia, namı diğer katil yosun. TED وهذا هو المخز كاولربا تاكسيفوليا وهذا ما يسمى الطحلب القاتل
    Palmiye yaprakları kesip, bunları kurumuş yosun ve sümükle bambulara bağlayarak oyalanıyorduk. Open Subtitles شغلنا أنفسنا بتقطيع أوراق سعف النخيل وربطها مع البامبو جففنا الأعشاب البحرية والمخاط
    Doğru söylüyor olabilirsin, ancak bir sürü yosun ve çamur maskeleri yapıyor olacağım. Open Subtitles قد تكونين محقّة, إلا أنّني أرغب بالقيام بالكثير من أقتعة طين العشب البحري.
    Afedersiniz... Bizi Yeşil yosun park alanına götürebilir misin? Open Subtitles عفوًا، هل يمكنك أخذنا إلى منطقة متنزه (غرين موس
    Ciğerlerinde yosun, midesinde alkol var. Open Subtitles هنالك طُحلب في رئتيه ، ونبيذٌ في معدتّه
    Akciğerlerinde ya da burun deliklerinde hiç yosun yoktu. Open Subtitles لا وجود أي أثر للطحالب في رئتيه أو في الممرات الأنفية.
    "bağlamıştı kalın bir yosun tabakası." Open Subtitles كانت صدأة
    yosun suyu lütfen. Open Subtitles عصير خس مسكر.
    yosun olarak da biliniyor. TED وهو معروف أيضا باسم زبد البرك.
    ceketi çok kötüydü yosun çim ve bok ekledin Değil mi? Open Subtitles كان المعطف مروعاً لقد أضفت بعض الأعشاب والطحالب ، أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more