"yukarı batı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغربي الأعلى
        
    • الغربي العلوي
        
    • ويست سايد
        
    • الغربي من
        
    Mankenler, turistler, Yukarı Batı Yaka'lılar filan. Open Subtitles عارضات أزياء ، سائحات ، فتيات من الحي الغربي الأعلى
    Böylece radyasyon bulutu Yukarı Batı yakasını da vuracak. Open Subtitles قطر الإشعاع سوف يتضمن جزءاُ كبيراً من الجانب الغربي الأعلى
    Yukarı Batı Yakası için güzel otel bu arada. Open Subtitles بالمناسبة فندق جميل للجانب الغربي الأعلى
    - Muhteşem bir lokantaydı. Yukarı Batı Yakası'nda... - Jackson Hole. Open Subtitles إلى مكان لا يُصدّق حقًا إلى الجزء الغربي العلوي للمدينة
    -20 dakika önce Doktor'la birlikte çıkıp Yukarı Batı Yakası'ndaki bir suç mahalline gitti. Open Subtitles غادر حوالي 20 دقيقة مع الوثيقة إلى... مسرح الجريمة على الجانب الغربي العلوي. ماذا عن، اه، ستيلا أو ماك؟
    - Peki, şehrin içinde misiniz dışında mı? - Ben Yukarı Batı Yaka'dayım. Open Subtitles في أي حي في الشمال في ويست سايد
    - Bu klasik Yukarı Batı Bölgesi mimarisi. Open Subtitles ذلك أسلوب البناء الكلاسيكي الخاصّ بالجانب الغربي من المدينة.
    O isimden bir daha bahsedersen, kalan günlerin için çok korkunç bir yere sürgüne gideceksin, Yukarı Batı yakası gibi bir yere. Open Subtitles إن ذكرتِ هذا الاسم مرة أخرى سأنفيكِ حتى تعملي بقية أيام عمركِ في مكان مريع مثل الحي الغربي الأعلى
    Blair Waldorf'u Yukarı Batı yakasında göreceğimi hiç düşünmezdim.. Open Subtitles (لم أعتقد أبداً أن أرى (بلير والدروف في الجانب الغربي الأعلى
    Blair Waldorf, iki gün ardarda Yukarı Batı yakasında? Open Subtitles - بلير والدروف) في الجانب الغربي الأعلى) يومان على التوالي؟
    Halbridge'in ofisi şehir merkezinde ve Yukarı Batı Yakası'nda yaşıyor. Open Subtitles مكتب (هالبريدج) في وسط المدينة{\pos(192,230)} وهو يعيش الجانب{\pos(192,230)} الغربي العلوي لـ"مانهاتن"
    Oğlu Sam ile birlikte Yukarı Batı yakasında yaşıyor. Open Subtitles "يقطن في الجانب الغربي العلوي رفقة ابنه، (سام)"
    Hey, çalışmadığını biliyorum ama acaba beni Yukarı Batı yakasına götürme şansın var mı? Open Subtitles أعرف أنّك خارج الخدمة، أهنالك أيّ فرصة لتقلّني إلى "آبر ويست سايد
    Öğretim üyeliğinden istifa etti Yukarı Batı kıyısındaki evinden de ayrıldı, o rezil yere taşındı. Open Subtitles وتخلت عن وظيفة التدريس، إنتقلت من شقتها على الجانب الغربي من المدينة إلى تلك المضيافة الرخيصة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more