| Görünüşe göre, kumsaldaki yumurtalar, yırtıcı hayvanlardan daha fazla korunur ve denizdeki soğuk sularda olacağından daha hızlı gelişirler. | Open Subtitles | يبدو أن وضع البيض على الشاطئ أكثر أمناً من الضواري ويتطور بأسرع من تطوره في المياه الباردة في البحر |
| yumurtalar ve tostlar soğuyacaklar. Kimse soğuk bir kahvaltıdan hoşlanmaz. | Open Subtitles | البيض والخبز المحمص يزدادون برودة لا أحد يحب الفطور البارد |
| Ama yumurtalar göründükleri anda aç akbabaların gagaları arasında kayboluyor. | Open Subtitles | ولكن سرعان ما يظهر البيض, انه يختفي, ابتلعته النسور الجائعة. |
| Aynı sürpriz yumurtalar gibi çocukların aklına girerek onları buna bağımlı yaptılar. | TED | ولكن مثل بيض المفاجآت، اخترقت عقول الأطفال وجعلتهم يدمنونها. |
| En zayıf olanlar en yeni yumurtalar ve hepsini birden koruyamaz. | Open Subtitles | البيض الاحدث هو الاكثر عرضه للحطر وهو لا يستطيع حراستهم جميعاً |
| İşte bu yüzden, yani bütün yumurtalar yüzeyde eşleriyle karşılaştıklarından resifte çok sayıda mercan bulunması gerekiyor. | TED | لذا نحتاج الكثير من المرجان في الشعاب المرجانية، ليلتقي البيض مع قرائنه عند السطح. |
| yumurtalar çoğunlukla su ve proteinden oluşurlar. | TED | يتكون البيض بالمجمل من الماء والبروتينات. |
| Yumurtalarımızı da oraya bırakıyoruz. Diğer yumurtalar veya başka bir şey için endişelenmemize gerek kalmıyor. | TED | ونضع البيض هنالك. ليس علينا القلق حول بويضات أخرى أو أي شئ مثل ذلك. |
| Umarım, bu yumurtalar iyice pişmemiştir. | Open Subtitles | أتمنى ألا يكون البيض قد طهى أكثر من اللازم |
| yumurtalar, kırılınca tepki gösteren bir sis tabakasıyla kaplı | Open Subtitles | هناك طبقة من الضباب تغطى البيض وتتفاعل عند الحركة |
| - Tahmin edeyim. yumurtalar için en mükemmel kartonu arıyor ? - Nasıl bildin ? | Open Subtitles | يبحث عن صندوق كرتوني من البيض المثالي صحيح. |
| Buraya geliyor Sayın Johnny Yeni yumurtalar mektupların yerini değiştiriyor ve " Görüşürüz ahbap " diyor! | Open Subtitles | لقد دخل حياتنا فجأة هذا صانع البيض و بنقله مكان البريد و تحيته المستفزة |
| Tüm bunlar bu aptal yumurtalar yüzünden değil herhalde. | Open Subtitles | يبدو أن الأمر لا يتعلق فقط بهذا البيض السخيف، لِم أنتِ غاضبة لهذا الحد؟ |
| Eğer genetik olarak dönüşmüş böcekler yumurta bıraktıysa yumurtalar sigaranın içinde de varlığını sürdürmüştür. | Open Subtitles | إذا تلك الخنافس المعدّلة جينيا بأنّنا وجدنا عملنا ذلك، ثمّ لربّما البيض بقى المعالجة إلى السجائر. |
| Böcekler mi, yumurtalar mı? ...her ne arıyorsanız umurumda değil. | Open Subtitles | نظرة الرجل ولكم ان السيدة جرثومه أو بيض ، أو ما شاءت. |
| Bazı haberlerin tam tersine, bizim bu kentte yumurtalar olduğuna inanmamızı gerektiren bir şey yok. | Open Subtitles | بعكس التقارير غير المسئولة لا يوجد لدينا أى معلومات تجعلنا نصدق أنه يوجد أى بيض لهذا المخلوق فى المدينة |
| yumurtalar; sarısı yukarıda, pastırma, tost, ve gerçekten açsan çok güzel kokan, bir dolu kocaman çikolatalı kek. | Open Subtitles | بيض و لحم الخنزير و خبز و لإنك جائعة حقا كومة من قوالب الشيكولاتة لها رائحة جيدة |
| Döllenmiş yumurtalar, kraliçe ve yumurtalarıyla ilgilenen dişi işçi karıncalar olurlar. | TED | تتحول البيوض الملقحة إلى عاملات إناث تعتني بالملكة وبيوضها |
| Altın yumurtalar'ı alma şansıma mal oldun, dostum! Göster bakalım pençelerini. | Open Subtitles | لقد أضعت فرصتي في نيل البيضات الذهبيّة يا صاح. |
| yumurtalar yumurtlama gerçekleşmeden hemen önce anestezi halindeki bayandan ultrason eşliğinde iğne sokularak geri alınır. | TED | تُستخرَج البويضات قبل حدوث الإباضة و عندما تكون المرأة تحت التخدير من خلال إبرة موجهة بالأمواج فوق صوتية |
| Gökten düşen yumurtalar! | Open Subtitles | بيضٌ من السّماء! |
| yumurtalar hakkında fikrim yok, fakat "iki kuş uçtu"2 komplocuyu ifade ediyor. | Open Subtitles | لا فكرة لدي عن البيضه , لكن بخصوص طيران الطائران تشير الى أثنين من المتأمرين |
| Çok çetin yumurtalar gördüm ama seninki hepsinden 20 kat kalın! | Open Subtitles | سبقَ لي أن قابلتُ بيضاً مسلوقاً صُلباً في حياتي.. وَ لكنّي أرى أنّكِ ذاتَ 20 دقيقة! |
| yumurtalar anne-babalarının çürüyen vücutları ile zenginleşen soğuk suyun altında gelişirler. | Open Subtitles | بيضهم سينمو تحت ثلج الشتاء في الماء الغنى من قبل أبائهم ' الأجسام الزائلة |
| - TANRIM yumurtalar. | Open Subtitles | يا رفاق , أعتقد أن تلك بيوض. يا ألهي , أنها بيوض. |
| Bu işi yapacağız. yumurtalar güzel olmuş. | Open Subtitles | سوف نفعل هذا وأحسنت عملاً بالبيض |
| Ve nihayet ilk amfibi canlımıza rastladık çatlamamış yumurtalar ile beslenen kurbağa yavruları. | Open Subtitles | ثم وَ جدنا أوّل البرمائيات، شرغوف ضفدع يتغذى على عناقيد بيض لم يفقس بعد، |
| yumurtalar çatladı. Şimdi evimde bir sürü tüy yumağı var. | Open Subtitles | والبيض فقس ومنزلى ملئ بالفضلات ولا أعرف ماذا أفعل |
| Onu yumurtalar gibi kaybederseniz... kafalarınız kopar, anladınız mı beni? | Open Subtitles | إذا فقدتموه كالبيض... فسوف تفقدون رؤؤسكم أتفهموني؟ |
| 20 yıldır toprakta beklemekte olan yumurtalar, çatlamaya başlar. | Open Subtitles | البيضالذيظل عليالأرضلـ20 عاماً ، يبدأ في الفقس. |