Londra'nın doğusundaki şeytan yuvalarına tüyüyorlar. | Open Subtitles | و عادوا إلى عش الشر الخاص بهم , في الناحية الشرقية |
İyi ama, bu tırtıllar karınca yuvalarına daha en başta, ilk adımı nasıl atıyorlar? | Open Subtitles | لكن كيف دخلت هذه اليرقات عش النمل في المقام الأوّل؟ |
Kendi yuvası yoktur, diğer kuşların yuvalarına gider ve onların yumurtalarını yok eder. | Open Subtitles | لذا يذهب إلى أعشاش الطيور الأخرى ويحطم بيضهم |
Kendi yuvası yoktur, diğer kuşların yuvalarına gider ve onların yumurtalarını yok eder. | Open Subtitles | لذا يذهب إلى أعشاش الطيور الأخرى ويحطم بيضهم |
Yırtıcı kutup martıları, istemeden yuvalarına çok yaklaşınca taciz etseler bile cevap vermek için enerji harcamaya değmez. | Open Subtitles | حتى طيور الكركر تُزعجك لأنك اقتربتَ من عشهم بغير قصد، لا تستحق تضييع الطاقة للرّدّ عليها. |
...yıldızlar parlayacak, kuşlar yuvalarına uçacak... vahşi hayvanlar gece olduğunu sanıp, güneşin tekrar doğacağından şüphe etmeyerek inlerine çekilecekler. | Open Subtitles | وستلمع النجوم وستهجر الطيور إلى أعشاشها وستجري الحيوانات البري إلى حجورها معتقدة أن الليل قد جاء ولن يخطر بالها أن الشمس ستشرق مرة أخري |
Kutup ayısı ailesi, hızla değişen yuvalarına uyum sağlamak zorunda. | Open Subtitles | يتعيّن على عائلة الدب القطبي التكيّف مع وطنهم سريع التقلّب |
Karıncalar tohumları çoğunlukla ağaç köklerinin arasına kazılmış olan yer altındaki yuvalarına taşır. | Open Subtitles | ينقل النمل البذور تحت الأرض لجحورها والتي تُحفر عادة بين جذور الأشجار |
Kuzey Çin'deki Zhalong Doğal Hayatı Koruma Alanı'nda bir çift turna, ticari amaçlarla işlenen bir sazlığın içinde yuvalarına göz kulak olmakla meşguller. | Open Subtitles | في شمال الصين محمية زلونق الطبيعية زوج من الحيوان الاحمر المتوّجة راقبت أرض العشعشة وكانت تدار هذه الحيوانات لاغراض تجاريه |
Pekala yakınlarda bir fare yuvası olmalı çünkü fareler yuvalarına yakın kalırlar. | Open Subtitles | لا بد أن يكون هناك عش جرذان بالجوار لأن الجرذ يبقى قريباً من منزله |
- Hayatta olmaz, iki bacaklı. İnsanların yuvalarına girmek kesinlikle yasaktır. | Open Subtitles | انتظر , عش البشر ممنوع بشكل صارم |
Onları büyük kuşların yuvalarına götürdüler. | Open Subtitles | لقد حملوهم على متن عش الطائر الكبير |
İnsanların yuvalarına girmek kesinlikle yasaktır. | Open Subtitles | عش البشر ممنوع تماماً |
Kalbim sanki uçuyor... ..kartal yuvalarına kadar. | Open Subtitles | قلبي يحلق.. مع عش النسر |
Fare yuvalarına bakarsak, bu ana gemi olmalı. | Open Subtitles | أينما تكون أعشاش الجرذان فهذه هي السفينة الأم |
Guguk kuşları gibi yumurtalarını bile başka kuşların yuvalarına bıraktıkları için bir yerde kalmaları gerekmiyor. | Open Subtitles | مثل طيور الوقواق ، فإنها تضع بيضها في أعشاش الطيور الأخرى, لذلك لا يضطرون للوقوف عن التنقل ابدا. |
Guguk kuşları diğer kuşların yuvalarına yumurtlar ve civciv yetiştirmenin zorluklarını başkasına bırakırlar. | Open Subtitles | تضع الوقاويق بيضها في أعشاش الطيور الأخرى وتترك عبء تربية الفراخ للآخرين |
Aşk yuvalarına bayılırım. | Open Subtitles | أنا أحب أعشاش الحب. |
Onu yuvalarına çektiler. Sindirmek için bile durmadılar. | Open Subtitles | لقد سحبوه إلى عشهم وبالكاد توقفوا عن الأكل |
Yani yuvalarına yaklaşmamız pek hoşlarına gitmemişti. | Open Subtitles | لذا لم تحبّذ اقترابنا من أعشاشها |
"Tanrılar kutsal karavanı yeni yuvalarına götürmesi için bir lideri kutsadılar." | Open Subtitles | .. والالهة تبعث بقائد لتوجيه قافلة السماوات الي وطنهم الجديد |
Onları yuvalarına götürelim! | Open Subtitles | "لنعدهم إلى وطنهم" |
Ayılar kışlık yuvalarına sağ salim dönüyor, ve tilkiler ormanda saklanıyor. | Open Subtitles | الدببة لجأت لجحورها, الثعالب بين الخشب. |
Her ilkbaharda, büyük kum kuşları Arjantin'de kışı geçirdikleri bölgeden, Kanada'daki yuvalarına dönmek için 15.000 kilometre boyunca uçar. | Open Subtitles | كلّ ربيع، الدُرَيْجات الحمراء تطير 10.000 ميل من مناطقهم الشتوية بـ"الأرجنتين" لمكان العشعشة في "كندا". |