Buraya bizzat gelme zahmetinde bulundum. Sabahın köründe! | Open Subtitles | تحملت عناء المجيء بنفسي، في هذا الصباح الباكر. |
Sevgilisini şüpheli olarak inceleme zahmetinde bulundunuz mu acaba? Önce Jasper dedin. | Open Subtitles | أتكبدتم عناء التحقق من عشيقها كمشتبه به؟ |
Bütün o vampirleri kendi ellerimle öldürme zahmetinde bırakmadın beni. | Open Subtitles | وفّرت عليّ عناء قتل كلّ مصّاصي الدماء أولئك بنفسي. |
Berlin'in, neden bir anda Alan Fitch'i öldürmek istediğini söyleme zahmetinde bulundu mu acaba Reddington? | Open Subtitles | ألم يكلف ريدينغتون نفسه عناء قول لكم لماذا برلين مهتم بقتل فيتش |
Dediğin gibiyse neden inkar zahmetinde bulunuyorsun? | Open Subtitles | لمَ تتجشَّم عناء النكران طالما ماهيّتك كما وصفتها؟ |
Hangi ülkeden geldiğini sorma zahmetinde bulundunuz mu? | Open Subtitles | هل تكبدتُم عناء السؤال عن البلد المُصَنِّع حتى؟ |
Ona hiç ne yaptığını açıklama zahmetinde bulundun mu? | Open Subtitles | هل كلفت نفسك عناء شرح ما كنت تفعله به؟ |
Tesekkur etme zahmetinde bulunmak zor mu geldi? | Open Subtitles | أكثير عليكَ لو تحملتَ عناء الشكر؟ |
- Neden buraya gelme zahmetinde bulunmuğumuzu dahi bilmiyorum! | Open Subtitles | - أنا لا أعرف حتى - لا يوجد لديه الملابس! - لماذا نحن عناء المجيء إلى هنا! |
Bunu bilebilirdin tabii ki bana bir isim verme zahmetinde bulunsaydın eğer. | Open Subtitles | وطبعاً كنتِ لتعرفي ذلك... لو أنّكِ كلّفتِ نفسك عناء إعطائي اسماً |
Neden yemek pişirme zahmetinde bulunuyoruz ki? | Open Subtitles | لما نتكلف حتى عناء الطهي؟ |