"zahmetine" - Translation from Turkish to Arabic

    • عناء
        
    • تزعج نفسها
        
    • تزعج نفسك
        
    • تتعبي
        
    • أزعج نفسي
        
    • يزعج
        
    • لأبررها
        
    • ازعج نفسه
        
    • ازعجت
        
    • تزعجي
        
    Kim onları çalma zahmetine girdikten sonra elmasları yola saçar? Open Subtitles من بحق الجحيم سيرمي ألماس بعد أن تكلفوا عناء سرقتهم؟
    Tüm dünyevi malın mülkün bu boktan otel odasının içinde ve eğer bugün aşırı doz alırsan, hiçkimse cesedini talep etme zahmetine girmez. Open Subtitles كل ماتملكينه في هذه الحياة غرفة حقيرة في نزل حقير و إذا أخذت جرعة مفرطة اليوم فلا أحد سيكلف نفسه عناء المطالبة بجثتك
    Gazı açmadan önce o kuşu kurtarma zahmetine niçin girmedi? Open Subtitles لماذا تزعج نفسها بإنقاذ الطير قبل أن تنتحر بالغاز ؟
    Otobüs şoförünün nöbet geçirdiğini gördün ve kenara çekmesini söyleme zahmetine katlanmadın mı? Open Subtitles يُظهِر المراحل الأوليّة للإصابة بنوبة صرع و لم تزعج نفسك بإخباره أن يتوقف؟
    Ve sakın yalan söyleme zahmetine girme. Seni detaylıca araştıracağım. Open Subtitles ولا تتعبي نفسك بالكذب علي سأتأكد من كل التفاصيل
    Neden buraya gelme zahmetine katlanıyorum ki. Open Subtitles بدأت , اتسائل لماذا حتى أزعج نفسي بالقدوم
    Bana söyleme zahmetine bile katlanmadı. Open Subtitles على الأقل أعرف إنه فعل لم يزعج نفسه بإخباري رغم ذلك
    Bu puştların sizin için çukur kazma zahmetine gireceğini mi sanıyorsunuz? Open Subtitles أتعتقد أن هؤلاء الأوغاد سوف يكلفوا أنفسهم عناء صنع حفرة لك؟
    Eskiden giysilerini çıkarma zahmetine girmezdi. Open Subtitles لم يكن يتكبد عناء خلع ملابسه في الأيام الخوالي.
    Kim işaret levhalarını okuma zahmetine girer ki. Open Subtitles الذين لم يكلفوا نفسهم عناء قراءة العلامة.
    Sana kim olduğumu veya neden bunu yaptığımı anlatma zahmetine girdiler mi? Open Subtitles أبَذَلُوا عناء أخبارك من أنا، ولم أفعل هذا؟
    Aşağı inip,hayatta olup olmadığına bakma zahmetine katlandın mı? Open Subtitles هل كلّفت نفسك عناء النزول للأسفل لترى ما إذا كان لازال على قيد الحياة ؟
    Sadece toplanıp gitmiş. Bize söyleme zahmetine girmemiş. Open Subtitles لقد غادرت فقط، لم تزعج نفسها بإخبارنا
    Bir pasta yapma zahmetine bile giremedi, satın aldı. Open Subtitles لم تزعج نفسها بصنع الكعكة لقد اشترتها
    Dans etmeyeceksen, gelme zahmetine neden katlanıyorsun? Open Subtitles إذا لم تكن تريد الرقص لم تزعج نفسك بالحضور ؟
    Gabrielle, diğer evlatlık ajanslarına başvurma zahmetine katlanma. Open Subtitles أيضاً (غابريل) لا تتعبي نفسكِ بالإتصال بأية وكالات تبّني أخرى في المنطقة
    Neden buraya gelme zahmetine katlanıyorum ki. Open Subtitles بدأت , اتسائل لماذا حتى أزعج نفسي بالقدوم
    Lucas'a söylemek için can atıyordum ama aldırış etme zahmetine bile girmedi. Open Subtitles أنا كنت متحمّسة جدا لإخبار لوكاس لكنّه لم يزعج نفسه ليهتم
    "Ben Ağustos, biliyorum." "Ben ruhumu, kendini savunma zahmetine sokmam." Open Subtitles أنا لا أقلق روحي لأبررها".
    Arabanın altına bağlama zahmetine niye girmiş ki zaten? Open Subtitles ولماذا ازعج نفسه فى ربط الضحية تحت السيارة فى المكان الاول
    Bir kez bile bir kez o sebepleri benimle paylaşma zahmetine girmedin. Open Subtitles أنت ولا مرة واحدة ولا مرة ازعجت نفسك في مشاركتي بتلك الأسباب
    Eğer o kapıdan çıkarsan, küçük hanım, geri gelme zahmetine katlanma. Open Subtitles اذا تخطيتي ذالك الباب لا تزعجي نفسك بالرجوع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more