| Bütün zamanlardan ve kültürlerden gelen bu hazine avcıları... bu kılıcı arıyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء المستكشفون من الكل العصور و الثقافات كانوا يبحثون عن هذا السلاح |
| İnsanlar çok eski zamanlardan beri... maddi dünyayı sınıflandırmak için çabalıyor. | Open Subtitles | ظلّ يحاول الناس تصنيف العالم المادّي منذ العصور القديمة، اليونانيون على سبيل المثال اعتقدو بوجود |
| Eğlendiğimi hatırladığım ender zamanlardan biri. | Open Subtitles | واحدة من المرات القليلة التي أتذكر اني كنت استمتع بوقتي |
| Zor zamanlardan geçtim, çavdar viskisine alıştı ağzım. | Open Subtitles | لقد مررت بأوقات عصيبة في محاولة تطوير طعم خمر الشعير |
| Bunun, unutup gitmemi gerektiren zamanlardan biri olduğunu biliyorum ama yine de neler olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا أحد الأوقات التي عليّ فيها ترك الأمور تسير لكني أريد معرفة ما يحدث |
| Bütün bu peri olarak adlandırılanlar eskiden çocuktu, değişik zamanlardan, binlerce yıl öncesinden. | Open Subtitles | كل تلك الجنيّات كانوا أطفالا ذات مرة من أزمنة مختلفة، من ألفيّات مختلفة |
| Bu da o zamanlardan biri. Ama yerinde olsam, fazla endişe etmezdim. | Open Subtitles | أنه أحد تلك الأوقات لكن لما قلقت كثيرا مكانك |
| Ailemiz zor zamanlardan geçti, ...ama hayat ediyor ve üstüne üstlük yeni gelen mutlulukla tazelendi. | Open Subtitles | كانت هذه اوقات صعبه للأسره ... و لكن الحياة تستمر و تتجدد بالفرح الجديد. |
| Bak, annenle babanın zor zamanlardan geçtiğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمعي, أعلم أن والديك يمرون بظروف صعبة |
| Antik zamanlardan ilk yılanın döktüğü ilk deri. | Open Subtitles | إنه أول جلود الأفاعي التي بُدلت في العصور القديمة |
| İncil'in gönderildiği zamanlardan beri, Yahudilerin vadedilen topraklara dönüşünü anlatan özel bir kelimemiz var. | Open Subtitles | منذ العصور القبطيه لدينا كلمه مميزه عندما يعود اليهود للارض الموعوده. |
| Evet, Mısır zamanlardan beri aşağı teslim edildi , rahiplerin bir mezhep tarafından eksik gitti kadar . | Open Subtitles | نعم، منذ العصور المصرية القديمه سلم إلي بعض الكهنة، حتى أختفي. |
| Her topluluğun eski zamanlardan bir tanrısı vardır. | Open Subtitles | كل مجتمع منذ أقدم العصور لديه آلهات خاصة به |
| Galiba bu kendine şunu sormayacağın zamanlardan biri, | Open Subtitles | أظنُ أنَ هذه إحدى المرات التي لا تسأَل فيها |
| Belki o da evden ayrılmak istiyordu çünkü beni dinleyip de söylediğimi yaptığı nadir zamanlardan biriydi. | Open Subtitles | و ربما يغادر المنزل بعدها على أى حال لأنها كانت مرة من المرات القليلة التى استمع فيها إلىّ . و نـفـّـذ ما أمرت به |
| Bu, iki nöbetçi dışında mağaraya başkalarının girmesine izin verilen nadir zamanlardan biri. | Open Subtitles | هذه أحدى المرات النادرة لأي شخص، بإستثناء أثنين من الحراس الذين يسمح لهم بدخول الكهف |
| Zor zamanlardan geçtiler, şimdi tekrar birlikte olmaktan mutlular. | Open Subtitles | و مروا بأوقات صعبة و الآن شعورهم جيد حيال رجوعهم لبعضهم البعض |
| Peki çocuklar, hepimizin zor zamanlardan geçtiğini biliyorum ama bugün olana bir bakın. | Open Subtitles | حسناً يارفاق أعلم أننا كلنا قد مرّرنا بأوقات عصيبة ... لكن إسمعوا إنظروا لما حدث اليوم |
| Neler olduğu hakkında fikrimin olmadığı zamanlardan biri. | Open Subtitles | هذا أحد الأوقات التي لا يكون لدي أي فكره عما يجري |
| Diğer zamanlardan ve gezegenlerden gelen nesneler buradan geçiyor. | Open Subtitles | وهناك أشياء تسقط عبره من أزمنة وكواكب أخرى |
| tatlım, bu babanın seni yanına alamadığı zamanlardan biri. | Open Subtitles | عزيزتي أنها واحده من تلك الأوقات التي لا يستطيع والدك أخذك معه |
| Olay şu ki dükkan kapanıyor ve zor zamanlardan geçiyoruz tüm bu kitapları kolilemek ömrümün sonuna kadar sürebilir. | Open Subtitles | حسنا, إليك الامر ان هذا المتجر سوف يُغلق ونعاني من اوقات عصيبة وسوف يأخذ مني وقتا طويلا, ويجب علي ان اضع كل هذه الكتب في تلك الصناديق |
| Şey, her nerden geliyorsa, bayağı sert zamanlardan geçmiş. | Open Subtitles | لقد مرت بظروف صعبة. |
| Gözlemci olduğum zamanlardan. | Open Subtitles | من عملي عندما كنت مراقباً |
| Zor zamanlardan geçen sevgili vatandaşlarımız... | Open Subtitles | أعزائي المواطنين, في خلال هذه الأوقات العصيبة.. |