"zayıflatıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تضعف
        
    • أضعف
        
    • يضعفك
        
    • ضعيفاً
        
    • يضعفني
        
    • يضعف
        
    Neyle veya nasılsa, kapasiteye sahip olduğu şey her defasında onu zayıflatıyor. Open Subtitles أي كان أو مهما كان هي قادرة على فعل ما تفعله لكنها تضعف أكثر كل مرة
    45 dakika. Sizin programınıza göre ayarlarız. Şişlik çeperi zayıflatıyor ve kopmasına ortam sağlıyor. Open Subtitles خمس واربعون دقيقه اعملو جدولة لمواعيدكم الاوعيه تضعف الجدار مما تجعله قابلا للانفجار
    Bu protein karışımları beni zayıflatıyor gibi. Open Subtitles يبدو أنَّ خلائط البروتين هذه تجعلني أضعف
    Bu seni zayıflatıyor, savunmasız bırakıyor. Open Subtitles هذا يضعفك يجعلك أكثر عرضة للضعف
    Kuruntuların seni zayıflatıyor, izin verde seni kurtarayım.. Open Subtitles والرؤى جعلتك ضعيفاً سمحت لي ان ادلف داخلك
    Bu yara beni zayıflatıyor. Open Subtitles هذا الجرح يضعفني
    Görüyorsunuz ki, eğer koşullar yanlışsa, zamanımızı ve enerjimizi kendimizi diğerlerinden korumak için harcamaya mecbur oluyoruz ve bu doğal olarak organizasyonu zayıflatıyor. TED أرأيتم، إذا كانت الظروف غير جيدة، فإننا نكون مجبرين على بذل وقتنا وطاقتنا لحماية أنفسنا من بعضنا البعض، وهذا يضعف مؤسستنا من الداخل.
    Dekan, dünya, tuhaf insanların aşısız çocuklarıyla doluyken bu soğuk bağışıklık sistemlerimizi zayıflatıyor. Open Subtitles أيها العميد درجة الحرارة المنخفضة تضعف أجهزة مناعتنا بعالم مليء بأطفال الغرباء الغير مطعمين
    Bizim demokrasilerimizi; küresel ekonomide kanunlardan, vergilerden, çevre ve çalışma standartlarından kaçabilen oyuncular zayıflatıyor. TED ديمقراطيتنا كانت تضعف بسبب الإقتصاد العالمي بسبب لاعبين بإمكانهم تجنب القوانين و الضرائب و تجنب المعايير المعتمدة للبيئة و العمل
    Viral enfeksiyon kalp duvarındaki kasları zayıflatıyor. Open Subtitles عدوى فيروسية تضعف العضلات الجدارية
    Her güç kullandığımda beni zayıflatıyor. Open Subtitles إنني أضعف في كل مرة أستخدم فيها قوّاي
    Gücümü her kullandığımda bu beni zayıflatıyor. Open Subtitles إنني أضعف في كل مرة أستخدم فيها قوّاي
    İnsanların içinde onlara bakma, bu seni zayıflatıyor. Open Subtitles لا تحدقي به علنا فهذا يضعفك
    Tedavi seni zayıflatıyor. Open Subtitles العلاج يضعفك
    - Seni zayıflatıyor. Open Subtitles -إنه يضعفك .
    Seni zayıflatıyor ve sonra seni paramparça ediyor. Open Subtitles إنه يجعلك ضعيفاً وبعدها يمزقك لقطع
    zayıflatıyor. Savunmasız hale getiriyor. Open Subtitles تجعلك ضعيفاً تجعلك قابل للهزيمة
    Onlar seni zayıflatıyor. Open Subtitles جعلوك ضعيفاً.
    Bu yara beni zayıflatıyor. Open Subtitles هذا الجرح يضعفني
    Beni zayıflatıyor. Open Subtitles أنه يضعفني
    Ama fark ettim ki.. ..aşk sadece.. ..insanı zayıflatıyor. Open Subtitles لكنّي بعد ذلك أدركت أن الحب ببساطة يضعف المرء.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more