| Pozisyonumuzu zayıflatmak ve dikkatimizi başka bir yere çekmek istiyorlar. | Open Subtitles | لقد كانوا يحاولون إضعاف خطوطنا، إحداث تمويه |
| Flütçünün tarzının önce kurbanı zayıflatmak | Open Subtitles | قلتَ أن طريقة عمل عازف المزمار هو إضعاف حضاياه |
| Juubi'nin çakrasını çıkararak 9 kuyruğa kadar olan canavarlar arasında gücü zayıflatmak amacıyla böldü. | Open Subtitles | ولهذا قام الريكودو سينين بتقسيم تشاكرا الجيوبي. مُقسّما إياه لتسعة وحوشٍ مُذيّلة .بُغية إضعاف قوّته |
| Yanı sıra, sadece üç güçlerini zayıflatmak için dışarı bir almak zorunda. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك،فإننا لا نملك إلا أن نأخذ واحدة منهن لإضعاف قوت الثلاثة. |
| Bu vesile ile tüm taburlarımızın düşmanı zayıflatmak için saldırıya geçmesini emrediyorum! | Open Subtitles | و بموجب هذا الأمر علي جميع الكتائب ان تستعد للهجوم لإضعاف قوات الروران |
| Kaynaklarını zayıflatmak ve yüz bin kişiyi istihdam etmektedir. | Open Subtitles | تقويض مواردها وتوظيف مئات الآلاف من الناس. |
| Yönetici'nin etkisini daha da zayıflatmak için bize avantaj sağladı. | Open Subtitles | للقيام بمزيد من الفصل وإضعاف تأثير المُدير |
| Çoğu parazitin tek amacı vardır. Konağa saldırıp zayıflatmak. | Open Subtitles | معظم الطفيليات لديها هدف واحد مهاجمة و إضعاف مضيفها |
| Şimdi, son soruma gelmek istiyorum. Ormanlarımızı zayıflatmak yerine neden iklim değişikliği mücadelelerinde onlara yardım etmiyoruz? | TED | لذلك، أودُ الرجوع إلى سؤالي الأخير: فبدلًا من إضعاف غاباتنا، كيف يمكننا تعزيزها وتقويتها ومساعدتها على التعامل مع التغير المناخي؟ |
| Görevin, rakiplerimizi zayıflatmak olacak. | Open Subtitles | ستكون مهمتك، إضعاف خصمنا. |
| Şimdi eğer birisi Niklaus'u koruma becerimi zayıflatmak istiyorsa... belki de bunun nedeni onun ölmesini istemeleridir. | Open Subtitles | وطالما يودّ شخص ما إضعاف قدرتي على حماية (نيكلاوس) فربّما لكونه يشتهي موته. |
| Hala eşinin ifadesini zayıflatmak için kullanabileceğinizi düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن ما زلنا نعتقد انه يمكننا استخدامه لإضعاف شهادة الزوجة |
| Ve Dünya'nın savnmalarını zayıflatmak için beni kullandın. | Open Subtitles | واستخدمته لي لإضعاف دفاعات الأرض. |
| - Eğer kendini zayıflatmak için bir yol bulduysan, ...belki bana da Marcel Gerard'ı öldürmek için bir yol bulmamda yardımcı olabilirsin. | Open Subtitles | طالما وجدتِ وسيلة لإضعاف جسدك لربّما بوسعك مساعدتي لإيجاد وسيلة لقتل (مارسل جيرارد). |
| Rakiplerini zayıflatmak için. | Open Subtitles | - لإضعاف منافسين شركاتهم |
| Bunu yeni nesle amacımızı kaldığımız yerden devam etmesi sağlayacak şekilde ilham vererek ve kurulacak olan Kongrenin temellerini zayıflatmak için yapacağız. | Open Subtitles | سوف نفعل ذلك عن طريق إلهام جيل جديد، ليتبنى قضيتنا، ويعمل على تقويض الأساسات... التي سوف يقوم عليها (مجلس الشيوخ) |
| O, ifadeni etkisiz kılmak ve davamızı zayıflatmak için Fiske'in yapacağı şeyi yaptı | Open Subtitles | لقد حقّق ما كان يسعى إليه... القضاء على شهادتُكِ وإضعاف قضيّتنا |