| Earl Warren gibi zeki bir adam bu saçma raporları okumuş olamaz. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق رجل ذكي مثل ايرل وارن قرأ كل هذه المجلدات |
| zeki bir adam ayrıca. İç Savaş'ın kompetanı. | Open Subtitles | هو رجل ذكي أيضاً، هو باحث في الحرب الأهلية |
| Anlıyor musunuz? Tüm bunları önceden plânladı. Çok zeki bir adam. | Open Subtitles | لقد خطط لكل شيء، إنه ذكي إنه ذكي جداً |
| Amcan zeki bir adam, ancak şaşırtıcı derece berbat bir şair. | Open Subtitles | عمكِ رجل حكيم و شاعر سيء بشكل مثير للصدمة |
| Çok zeki bir adam olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أخبرك بأنك رجل ذكى جدا |
| zeki bir adam 100 kişilik işi tek başına yapabilir. | Open Subtitles | شخص ذكي واحد يمكنه أن يكون أفضل من مائة شخص طبيعيون |
| Peder William çok zeki bir adam. | Open Subtitles | ريفرند ويليام رجل لامع جداً |
| zeki bir adam ayrıca. İç Savaş'ın kompetanı. | Open Subtitles | هو رجل ذكي أيضاً، هو باحث في الحرب الأهلية |
| Sanırım zeki bir adam ortağına verdiğinin daha büyük kısmını kendine almak için ödülü düşük söyleyebilir. | Open Subtitles | حسناً أفترض هناك رجل ذكي على البلاغ للجائزة يحاول الحصول على أفضل حصة مما يحصل شريكه |
| Her zaman kabul Kendinizi akıllı, can zeki bir adam , işlemek ve istismar | Open Subtitles | , انت دائما تعتبر نفسك ذكي , رجل ذكي الذي يمكنه أن يتعامل ويقوم بعمل بطولي |
| Çünkü isminizi duydum ve zeki bir adam olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | لأنني سمعت عنك وأعرف أنك رجل ذكي |
| Evet ama Quarles çok zeki bir adam ve bize bu şekilde saldırması pişkinlik olur. | Open Subtitles | لكن " كورلز " رجل ذكي ولإجراء عملية كهذه يتطلب وقاحة كبيرة |
| - O, oldukça zeki bir adam. | Open Subtitles | - هو رجل ذكي جداً - لكنه غريب هنا |
| Dışarıdan kaslı gözükmesine rağmen, aslında çok zeki bir adam. | Open Subtitles | - إنهُ رائعٌ بالرسم - تحت كل هذه العصلات, تعلمون إنه ذكي جداً |
| Bir de, Huerequeque, zeki bir adam olsa da, ona güvenemeyiz. | Open Subtitles | و"هريكيكي" أيضاً إنه ذكي ولكن لا تثق به |
| Ama Nick gelecek vadeden zeki bir adam. | Open Subtitles | (ولكن( نيك.. إنه ذكي وواعد لذا لا أضمن أي شيء |
| zeki bir adam bir keresinde, "ölmek, rüzgâra karşı çıplak durup güneşte yok olmaktan başka bir şey değildir" demiştir. | Open Subtitles | رجل حكيم قال ذات يوم ما هو الموت سوى الوقوف عارياً للرياح تنتظر |
| - Baban zeki bir adam. | Open Subtitles | -إنّه رجل حكيم والدُكِ |
| Çok zeki bir adam, sadece bir kez tutuklanmış. | Open Subtitles | رجل ذكى , تم القبض عليه مره واحده فقط |
| zeki bir adam olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا اعرف انك رجل ذكى |
| Senin gibi zeki bir adam, beni kimin kullandığını tahmin edebilir. | Open Subtitles | أنا متأكد بأن شخص ذكي مثلك يمكنك أن يعلم بأني لست من يضع الألاعيب |
| Alamo'da senin kadar zeki bir adam yoktu. | Open Subtitles | في (ألامو) لم يكن لديهم أي شخص ذكي مثلك. |
| Çok zeki bir adam. | Open Subtitles | رجل لامع جداً |